İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır... Düşünceleri ile uğurlanır... Ahlakı ile hatırlanırlar...
Ortak akıl, yaşam şeklidir. Bireysel karakterler, çoğunluğun oluşturduğu karaktere yansır. Yaşam tarzı toplumun baskın olduğu özelliğe zorlanır.

Şehirler de insanlara benzerler, binaları, yolları, tarihi ve kültürel değerleriyle bir bütündür. İnsanların kıyafetleriyle karşılandığı gibi, şehirlerde tarihi dokusu, kültürü, sanayisi, yolları, park ve bahçeleri, anıtları, heykelleri ve düzeni ile ziyaretçileri karşılarlar. İnsani ilişkileri, misafirperverliği ve geçmişin izleri ile de hatırlanırlar.

Aynaya bakınca yüzümüzün yansıması gibi, yaşam alanlarımız evlerimiz, kapımızın önü ve bahçemiz de bizim yansımamızdır. Bahçemizdeki çiçeklerin renkleri ve güzelliği yaşama bakış açımızın bir tarzıdır. Yaşamak için beslenmek gerekiyorsa, ruha hitap eden her güzellik de mutluluğun besinidir...

Şair Orhan Veli'nin dizelerine ilham olan EKİ'nin çiçekli bahçeleri, eski Zonguldak'ı anlatan ve günümüzle karşılaştıran önemli bir örnektir. Eskileri anlamak için Orhan Veli'nin ziyareti olan 1940'lı yıllara gitmeye hiç gerek yok. 1970 ve 80'lere bakmamız yeterlidir.

Zonguldak kömür işletmeleri, genel müdürlüğe bağlanmadan önce her müessese ayrı ayrı derebeyliğiydi. İşin idari yanı kadar çevre estetiği de önemliydi. Her müessese çevresi de bir botanik bahçesiydi. Merkez, Üzülmez, Karadon, Kozlu, Kandilli ve Amasra müesseseleri adeta yarış yapar. Kadrolu bahçıvanlar ve ekipmanlar sayesinde en güzel çiçeklik, çimenlik ve bahçe müsabakaları düzenlenirdi. Renk ve koku çeşitliliği insanları büyülerdi. Lojmanlar, idari binalar, tesisler ve işçi pavyonları, yeraltında yapılan hayati mücadelenin yerüstündeki hayat buluşu gibiydi.

Mahalle yakınlarındaki boş sahalarında betonlaşma salgını başlamadan önce çiçek kokulu bahçelerde, çocukların oynadığı, çimenlerde yuvarlandığı, meyvenin dalından koparıldığı yılarda, sanaldan kopartılıp, kargoyla teslim edilmeyen müstesna günlerde, sevdiklerine bahçede yetişen, gül, karanfil ve papatyaları dalından kopartıp takdim etmenin hazını, sprey sıkılmamış doğal kokan rengarenk buketlerin yerine, komşunun bahçesinden çalıp koparmanın masumiyetini, çalınanın yerine tekrar yeşeren çiçeklerin bereketini yaşayanlar çok iyi bilirler. Temmuz sıcağında koku saçan gülleri su dolu cam şişelerde haftalarca güneş banyosu yaptırıp, gül suyunu tadanlar şimdi aynı tatlara uzanabilirler mi?

Eski bahçe ve çiçeklerden giriş yaparak, çocukluğumuzun bahçe, park ve şehrin makyajı sayılabilecek anıtlarından bir buket hazırlayıp sunmak istiyorum. İlk dinlenme alanları, ilk park ve ilk anıt... Altı kara üstü yeşil Zonguldak'ın eski yeşillikleri ve kaybolan nefes alma alanlarının ve anıtlarının tarihinden notlar düşmek ve anlatmak istiyorum. Nesli tükenen yaşam alanları, bahçeler, parklar ve çocuk bahçeleri ve onunla birlikte azalan, sokaklarda güven, mutluluk ve sağlıklı nesiller...

ZONGULDAK'IN İLK PARKI VE İLK ANITI...

Zonguldak'ta Fransız Mühendislerin başlattıkları kendi geleneklerine ait Santa Barbara Madenciler Bayramı kutlamaları Cumhuriyetin ilanından sonra da gelenek olarak bir müddet devam etmişti. Bayram kutlamaları Zonguldak'ta açılan ve Türkiye'nin ilk maden fakültesi olan Yüksek Maden Mühendis Mektebi tarafından da gerçekleştirilmekteydi. Bu kutlamalara 1932 yılında Uzun Mehmet Kömür Bayramının oluşturulmasında önemli rol oynayacak olan Zonguldaklı aydınlar da katılıyorlardı. 1932 yılında Uzun Mehmet'i Araştırma Komisyonunun üyesi olacak olan yazar Ahmet Naim, 1929 yılındaki Yüksek Maden Mühendis Mektebi hocalarının ve öğrencilerinin düzenledikleri Santa Barbara balosuna Zonguldak gazetesi muhabiri olarak katılımı ve gazetesine yazdığı haberden anlaşılacağı üzere balodan büyük keyif almıştı.

1929 yılındaki bu Santa Barbara Bayramı yani Madenci Günü kutlaması ulusal basında da yer almıştı. Akşam gazetesinin haberine göre baloya Zonguldak'ın bütün maden mühendisleri, maden amelesi, gazeteciler, hükümet erkanı ve diğer yerlerden gelen bir çok madenci katılmıştı. 1930 yılında da Madenci Günü aynı şekilde kutlanmıştı.

UZUN MEHMET KÖMÜR BAYRAMI KUTLAMALARI VE İLK PARK ALANI FİKRİNİN DOĞUŞU...

Ülkede yeni bir tarih anlayışına geçildikten sonra Santa Barbara Yortusu (Bayramı) Zonguldak'ın Türkçü aydınlarını rahatsız etmeye başlamıştı. 1932 yılında aydınlar tarafından artık Santa Barbara'nın bir Hristiyan bayramı olduğu vurgulanmakta, milli bir kömür kahramanı dururken Hristiyan geleneğine göre bayram yapılmasının çok garip ve geri bir hareket olacağı düşünülmekteydi. Bu düşünceyle hareket eden Halkevi araştırma komisyonu üyesi aydınlar Hristiyan Bayramını Türkleştirmek için 1932 yılında 8 Kasım'ı "Uzun Mehmet Kömür Bayramı" olarak ilan ettiler.

Bu dönemde Cumhuriyet idaresi tarafından bayram kutlamaları ulus devlet ideolojisinin halka benimsetilmesi için önemli bir araç olarak kullanılmaktaydı. Bu amaç çerçevesinde yeni bayramlar da ortaya konuyordu. Zaten yerelde böyle bir günün ihdas edilmesinde ön ayak olan Türkçü aydınların en büyük hayali Zonguldak'ta kutlamasına başlanan bu bayramın milli bir bayram haline gelmesiydi. Ancak bunu gerçekleştiremeyeceklerdi.

Halkevi tarafından Uzun Mehmet Kömür Bayramı ilan edildikten sonra sıra bayramın kutlanmasına gelmişti. 1932 yılında kömürün bulunuşunun 103. yıl dönümü adına gerçekleştirilecek ilk kutlama için büyük bir hazırlık yapılmıştı. Uzun Mehmet'in adının verildiği bir bahçe/park hazırlanmış bahçenin ortasına kaidesiyle birlikte 6 metre ve 500 kilo pirinçten dökülen. Uzun Mehmet adına bir Madenci Feneri konuldu. Kasım günü hava yağmurlu olmasına karşın coşkun tezahüratlarla kutlamalara başlanmıştı. Önce Belediye ve Parti Başkanları ile havzanın en genç maden mühendisi tarafından heyecanlı konuşmalar yapılmış sonra da Vali tarafından abidenin ve Uzun Mehmet'in isminin verildiği caddenin açılış merasimi yapılmıştı. Zonguldak ilk parkına ve ortasına konulan ilk abidesine kavuşmuş oldu.

Parkın açılış töreni görkemli oldu. Kutlamaya Halkevi bandosu, Halkevinin bütün mensupları, izciler, ortaokul öğrencileri, madenci kıyafetini giymiş olan Maden Meslek Mektebi öğrencileri, memurlar, şehirdeki kurumlardan temsilciler, madenciler, maden ameleleri ve halktan kalabalık bir grup katılmıştı. Şehirde tam bir bayram havası yaşanmaktaydı. Maden Mektebi öğrencisi ve amele bandosu Behçet Kemal'in madenci marşını söyleyerek şehri batan başa gezmişti.

Şehirde gündüz yapılan bu kutlamalar akşam da devam etmişti. Düzenlenen fener alayına kömür ameleleri de katılmıştı. Bundan başka sinema binasında verilen konferanslarda Nermi Bey kömür işlerinin teknik kısımlarını, Ahmet Naim Bey de Uzun Mehmet'i anlatmışlardı. Bu konferanslar bazı ocaklarda radyo aracılığıyla içişlere dinletilmişti. Ayrıca bayram nedeniyle Fransızların Santa Barbara Yortusunda yaptığı gibi kömür işçisine şeker dağıtılmıştı.
(BEÜ-Doç. Dr. Ahmet EFLOĞLU - Ar. Gör. Çağlar TAN)

UZUNMEHMET PARKI VE ANITININ KALDIRILIŞI...

Zonguldak'ta Uzun Mehmet Kömür Bayramı Atatürk döneminde coşku ile kutlanmaya devam etmişti. Ancak 1945'ten sonra Uzun Mehmet'e ve onun adına düzenlenen bayrama gösterilen ilgi azalmaya başlamıştı. Örneğin Zonguldak Belediyesi 1945 yılında Uzun Mehmet adına dikilen madenci fenerini kaldırmaya teşebbüs etmişti. Bundan başka, Uzun Mehmet'in adına yaptırılmış olan parkın girişindeki Uzun Mehmet Parkı levhası ve parktaki banklar kaldırılmış, park bir kahveciye kiraya verilmişti. Bir de parkı kapatacak derece olduğu ifade edilen büyük bir hela yaptırılmıştı. Belediyenin bu uygulamaları Uzun Mehmet'in hatırasına saygısızlık olarak değerlendirilmiş, Cumhuriyet gazetesi Zonguldak Belediyesinin bu uygulamalarını "Zonguldak Belediyesinin Gösterdiği Dikkatsizlik- Memleketimizde maden kömürünü ilk defa bulan Uzun Mehmet'in anıtı sökülerek yerine hela yaptırılıyor" manşetiyle haber yapmıştı.

Demokrat Parti döneminde de aynı durum devam etmiş ve Atatürk döneminde bayram olarak ifade edilen bu gün "Uzun Mehmet'i Anma Günü" şekline dönüşmüştü. Uzun Mehmet'in sembolü olan madenci anıtı 1952 parktan sökülerek Maden Teknik Okulunun bahçesine götürülmüştü. Madenci anıtının taşınmasından sonra 1960 yılına kadar dönemde anma günü etkinlikleri Maden Teknik Okulunda yapılmıştı. Anma programı da Maden Teknik Okulu Talebe Cemiyeti tarafından hazırlanmaktaydı. Sadece 1950 yılındaki program Maden İçileri Sendikası tarafından hazırlanmıştı.
1952 de Fevkani köprü yapımı çalışması başlamasıyla birlikte alan boşaltıldı ve Zonguldak'ın ilk parkı olma özelliğini taşıyan Uzunmehmet Parkı kapatıldı.

ZONGULDAK'TA İLK ÇOCUK PARKI...

1929 yılında Zonguldak Valisi Akif Behzat İyidoğan döneminde yapımına başlanan Vilayet binası; Cumhuriyet Bayramı'nda (29 Ekim 1932, Cumartesi günü) binada ilk görev alan Vali Halit Aksoy tarafından açılmıştır. Çevre düzenlemesi yapılırken, çocuklar düşünülerek binanın dereye bakan deniz tarafına çocuk parkı ve bahçesi yapılmasına karar verilmiştir. Bu park Zonguldak şehir merkezinin de ilk çocuk parkı olma özelliğine sahiptir. İlerleyen zamanda Atatürk ve İnönü heykellerinin yapımı gündeme gelmesi ile çocuk parkı alanı İnönü heykelinin bulunduğu alana taşınmıştır. Alanda bulunan otel ve diğer yapılar istimlak edilip çocuk parkı, kordon boyu ve belediye çay bahçesi olarak düzenleme yapılmıştır.

İNÖNÜ PARKI MI? EMEKLİ PARKI MI?

İsmini park içinde bulunan heykelinden alan 'İnönü Parkı'nın bir bölümü 1960 yılında yapılan yeni düzenlemeyle çocuk parkı olarak dizayn edilmişti. Bugün kapatılan ocaklar ve zorunlu emeklilik yapılarak boşluğa bırakılan Zonguldak insanının geçim çilesinden dolayı bedava hava alabileceği, muhabbet edebileceği ferah mekan olması "emekli parkı" olarak anılmasına sebep oldu.

Ne tesadüftür ki '25 Haziran 1960' tarihli yerel 'Demokrat Gazete'si haberi aynı dertten dolayı, aynı mekanı, aynı isimle haber yapılmıştı.
Haber şöyle;
Şehrimiz Çocuk Bahçesi Daha Esaslı bir şekle sokuluyor...
Belediye Reisimiz Nasır Alpman ilgililere bu hususta emir verdi. Şu günün ihtiyacına kafi gelmeyen ve yavrularımızın değil de "bir çok yaşlı kimselere eğlence mahalli" haline gelmiş olan şehrimiz Çocuk bahçesinin bu isabetli kararla ele almış oldukları bahçenin çok kısa bir zamanda arzu edilen şekle sokulacağından emin olmakla beraber muhitte büyük bir yenileme yapılacaktır...

ATLI ATATÜRK VE İNÖNÜ HEYKELLERİ...

1947 yılında, Vilayet binası önündeki Zonguldak Cumhuriyet meydanına dikilen Atatürk heykeli ve Halkevi meydanına dikilen İnönü heykellerinin, Profesör Zühdü Müridoğlu ve yardımcısı Ali Hadi Bara tarafından yapılmasına karar verilmiştir. 28 Mayıs 1946'da, şimdiki yerine taşınmadan önce eski vilayet binası önü Cumhuriyet meydanında, halk, memur, asker, belediye, halkevi mensupları, EKİ genel müdür ve memurları, il içindeki resmi özel esnaf kurumları, hayır dernekleri, bütün okul öğretmen ve öğrencilerinin hazır bulunduğu törende dönemin Vali Halid Aksoy tarafından temel atma töreni gerçekleştirilmiş ve 1947'de her iki heykel halkın ve resmi erkanın huzurunda törenlerle açılmıştır. Halkevi karşısına yarleştirilen Atlı İsmet İnönü heykeli Türkiye'de bir ilk olma özelliğini de taşımaktadır.

Zonguldak Atlı Atatürk Heykeli, Heykeltıraş Zühtü Müridoğlu ve Ali Hadi Bara'nın birlikte gerçekleştirdikleri heykeldir. Bu heykel ustaların ilk heykeli değildir. Türk sanatçılara anıt uygulamaları konusunda şans tanınmamasından yakınan Müridoğlu ve Bara, Zonguldak Atlı Atatürk ve İnönü heykellerinden iki yıl önce, İstanbul'da tam anlamıyla bir "meydan heykeli"ne imzalarını atmışlardır.
Atlı Atatürk Heykeli 1992 yılında ilk yerinden şimdiki Vilayet binası önüne taşınmıştır.

UZUN MEHMET ANITI...

1973 yılında, projenin mimarı Yılmaz Soylu denetiminde 3 ay içinde yapıldı. Cumhuriyetin 50. yılı anısına, Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından yapılan anıta dönemin Valisi Nihat Oğuz Bor da yapımında destek verdi. Anıtı, Zonguldak'ın sahibi üç şehit (şehit asker, şehit madenci ile madenlerin ilk kurbanı ve efsanevi şehidi Uzun Mehmet) düşüncesi oluşturur. Uzun Mehmet Anıtı, o zamanki Zonguldak şehir merkezinin her yerinden gözükecek şekilde, ulaşım sorunu olmasına karşın Balkaya sırtına konumlandırıldı. 1983 yılında Zonguldak Belediyesi tarafından anıt çevresi piknik alanı ve gezi yolu olarak düzenlendi. Bugün için etrafında yapılanma ve çevresinin projelenmesi devam ediyor.

MADEN İŞÇİLERİ ANITI...

Genel Maden İşçileri Sendikası tarafından şehrin Gazipaşa caddesiyle Yeniçarşı arasında kalan meydana dikilen. Tasarımı heykeltıraş Prof. Dr. Tankut Öktem tarafından yapılan ve 4 Temmuz 1986 tarihinde törenle açılışı yapılan "Zonguldak Maden İşçileri Anıtı," Dört yönünde dört figür olan madenci figürlerini tasfir eder.
Prof. Dr. Tankut Öktem 1940 yılı Konya doğumludur. Anıtsal heykelleri ile tanınan sanatçının en tanınmış eserleri arasında Harbiyeli Şehitler Anıtı ve Kuva-i Milliyet Anıtı yer alır. Türkiye'deki pek çok il meydanındaki Cumhuriyet Anıtları, Tankut Öktem'in eserindir. 1999 yılında "Devlet Sanatçısı" unvanını almıştır. 5 Aralık 2007 tarihinde İstanbul'da geçirdiği trafik kazası sonucu en verimli çağında vefat etmiştir.

PARKLAR VE ANITLAR ALBÜMÜ...



Yardımcı kaynaklar...
Zonguldak Nostalji
(zonguldaknostalji.com)