Zonguldak tarihi, eski fotoğraf arşiv zenginliği bakımından büyük şehirler kadar şanslı. Taş kömürünü, buharlı motor sanayisinde kullanmak için bölgeye gelen yabancıların, yanlarında fotoğraf makinesi getirmeleri bu işe vesile olmuş. 1890'lı yıllardan, 1920'li yıllara kadar olan eski Zonguldak fotoğraf arşivlerinde yabancıların payı büyük.
Arşivleri karıştırdığımızda eldeki en eski Zonguldak fotoğraf albümlerinin 1890'lı yıllardan öncesini kapsamadığını düşünüyorduk. Bu yargıya, son on senedir ulaşabildiğimiz fotoğraflara göre vardık. Ancak geçen zaman ve araştırmalar yeni-yeni fotoğrafları karşımıza getirebiliyor.

1890 ile 1900 yılları arasına ait Fransız mühendis Mösyö Jiro'nun Zonguldak'ta yaşadığı döneme ait fotoğraflar Koç Müzesi tarafından sergilenmişti. Bu albüm bize 1890 ve 1900 yıllarına ait Zonguldak'ı anlamamıza yardımcı olmuştu. Geçen zaman ve gelişen bilgi ve görsel paylaşma kolaylığı sayesinde her gün biraz daha eski fotoğraflara ulaşmamız mümkün oluyor.

Fotoğrafın icat edildiği tarih bir milat olsa da zamanla daha eski tarihli fotoğraflarla karşılaşmamız imkansız değil. 1826 yılında Fransız Joseph Nicephore'nin odasından çektiği ilk fotoğraf icadından sonra Zonguldak'a ait 1826 sonrası fotoğraflarla karşılaşmamız artık sürpriz olmamalı...

Eski insanların taşlara, objelere ve gelişen zamanda tuvale resmetmekle başlayan resim sanatı Fransız mucit Joseph'in, 1826 yılında kimyasal deneyler yaparak ışığın maddeler üzerindeki farklı reaksiyonlarını kaşfederek fotoğrafı icat etmesiyle günümüze gelen süreci başlatmıştır.
Tabiat her şeyin olabileceğini gösteriyor. Ceviz ağacının, çevresinde oluşan ani bir olayı veya nesneyi gövdesine resmettiği gibi. Kim bilir bölgemizde yaşlı bir ceviz ağacının gövdesi kesildiğinde Zonguldak'ın çok eski bir hikayesi ortaya çıkar.

FOTOĞRAFIN İCADI VE DÜNYADAKİ İLK FOTOĞRAF...

Fransız mucit Niepce, 1826 yılında dünya tarihinde bilinen ilk fotoğrafı çekmiştir. Mucit Niepce, kara kutu kullanarak görüntüyü kurşun-kalay alaşımı özel bir plakaya düşürmeyi başarmıştır. Bu plaka bitümen denilen ışığa duyarlı bir maddeyle kaplıdır. Biraz bulanık olan görüntünün oluşması için 8 saat beklemek zorunda kalmıştır.
Fransa'daki Le Gras'ta bulunan evinin penceresinden görüntülediği fotoğrafa "Pencereden Manzara" ismi verilmiştir. Mucit Joseph Nicephore Niepce'nin fotoğrafı dünyada bilinen ilk fotoğraf olarak 1826 yılında kayıtlara geçmiştir...

ZONGULDAK'TAN İLK FOTOĞRAF...

İngiltere'de 14 Mayıs 1842 yılında yayın hayatına başlayan "The Illustrated London News" dergisinin arşivi tarandığında Zonguldak madenlerinin, 12 Ağustos 1854 tarihli sayısında haber konusu edildiğini görmekteyiz. 1,5 asır öncesine ait haber ve fotoğraf, Zonguldak tarihine ışık tutuyor. Fotoğraf, tahta üzerine işlenerek gravür baskılama yöntemiyle hazırlanmış ve not olarak "Entradu To The Coal-Mine Of Heraclea, On The Black Sea" açıklamasıyla yayınlanmış.
1854'lü yıllarda İngilizler Ereğli (Heraclea) ve Zonguldak madenlerini araştırmak için "Kaptan Hyde Parker" komutasında bir filo görevlendirmiş, dergide yazan bilgiye göre "Kaptan Sparatt" tarafından rapor edilmiş. 1854 tarihli gravür fotoğrafın bilinen ilk en eski Zonguldak'a ait fotoğraf olduğunu görmekteyiz...

DERGİDE YAYINLANAN FOTOĞRAF VE HABERİN HİKAYESİ...

Konuya girmeden önce gemiden (H.M.S Beacon) ve gemideki önemli bir İngiliz'den bahsetmek gerek. Thomas Abel Brimage Spratt (1811-1888). Bu uzun isimli İngiliz, gemi Karadeniz'e girdiğinde gemide bulunmaktadır ve kendisi Su-Jeoloji konularında çalışmış bir İngiliz tümamiralidir. Spratt, karşımıza Antalya-Likya'da ve daha sonra Osmanlı imparatorluğu ve Rusya'nın karşı karşıya geldiği Kırım savaşında da karşımıza çıkıyor. Spratt, o dönemde yine aynı, İngiliz kraliyet donanmasına ait "Spitfire" isimli geminin kaptanıdır. Fakat görevi farklıdır. Aslında bir anlamda değildir(!) Amaç yine bir şeyler götürmektir...

12 Ağustos 1854 yılına ait "The Illustrated London News" gazetesinin ilk sayfasında bir "Kırım Savaşı" haberi yayınlanır. Savaş tüm hızı ve şiddetiyle devam ederken, ilginçtir ki İngiliz gazetesinin başlığının Kırım Savaşıyla bir ilgisi yoktur. Osmanlı Ruslarla savaşa dursun, İngiliz gazetenin başlığı "Ereğli Kömür Ocakları"dır. İşte tam da burada Spratt ve gemisi Spitfire, gazetenin ön sayfasındaki bu haberde karşımıza çıkıyor;

"Kömür yatakları bölge boyunca bu dağların sırtlarından çıkarılıyor. Kaynak yaklaşık 1854 yılından 17 yıl önce keşfedildi. Ya da halka duyuruldu. Bu vadide (Kozlu vadisi) yer alan ve daha sonraları majestelerinin makinisti Spitfire gemisinin kaptanı Spratt (Thomas Abel Brimage Spratt) tarafından ziyaret edildi. Ereğli limanı boyunca bir keşif yapıldı. İki tarafta da güzel araziler keşfedildi. Ayrıca makinistler (kaptanlar) için güvenli bir sığınak barındırıyordu. Spitfire'in gezisinin amacı kömür miktarını ve kaliteyi öğrenmekti. Sonuç çok tatmin ediciydi..."
(12 Ağustos 1854, The Illustrated London News.)



Spratt, 1854 tarihli bu haber yayınlanana kadar bölgede çeşitli keşifler yapıyor ve İngiltere için değerli, stratejik maden yataklarını araştırıyordu. Ayrıca araştırmalarını düzenli olarak "Remarks on the Coal-bearing Deposits near Erekli (Ereğli) " başlığıyla kraliyet donanmasına ve İngiltere'deki ilgili birimlere yolluyordu. Amiral Spratt'in kendi kaleminden aşağıda yazdığı rapor oldukça aydınlatıcı;

"1854 yılı Mart ayının sonlarına doğru, İngiltere ve Fransa donanmasının Karadeniz'e girmesinden sonra Türk hükümetinin güney sahilinden Ereğli yakınlarında (Antik Heracle'da) kömür elde ettiğinin bilinmesi üzerine savaş gemilerinde kullanmak için, kalitesini araştırıp rapor etmem için oraya gitmem emredildi...

Benim idaremde 27 Mart akşamı Kraliyet gemisi " Spitfire " ile İstanbul'dan ayrılarak Ereğli'ye ertesi günü sabaha geçip, hava şartlarının uygunluğundan istifade edip Ereğli'nin 30km doğusunda Türk Hükümetinin İngiliz Mühendisi Mr. John Barkley'in direktifleri ile işlettiği Kozlu körfez ve vadisine devam edildi...
Kozlu körfezin kıyısındaki birkaç evden oluşmuş ve bu bölgeden üretilen kömürün Ereğli'ye nakli için çok güvenli bir yerdir. Şu anda, Mayıs ayının ortalarında veya sonunda İstanbul'a yapılacak nakliyat için yaklaşık 9.000 ton kömür hazır olarak beklemektedir... Kumsaldan yaklaşık 2 mil uzunluğundaki vadiye çıkan o zaman çalışan madenlere de giden bir tramvay gördüm... 1838 veya 1840'larda bu kömür yataklarının varlığı dikkat çektiyse de benim ziyaretimden 5-6 yıl kadar önce Hırvatlar kıyının yanındaki gelişmiş ve kolay çıkarılabilen damarları işlemelerine rağmen Türk hükümeti tarafından bu kömür yatakları sistemli olarak işletilmiyordu...

Çevrede kömür bulunan yerleri görmek arzusuyla 30 Mart sabahı Mr. Barkley ile Kozlu-Ereğli arasındaki bölgeye hareket ettik. Gemime beni Ereğli'de beklemesini söyledim... Geçtiğimiz vadide de kömür damarları görmüştük ama onlar denize daha yakın bulunuyorlardı. Kardiç'in batısına doğru, kıyıya ulaştırılan, içlerinde kömür bulunan birçok vadiden geçtik Bunlardan biriside Aligazi köyü yakınında Hırvatlar tarafından çalıştırılan, birisi göz kararı 70 derece iki kömür damarı bulunuyordu... Bu paralel tepelerin üzerinden yolculuğumuzun sona erdiği yer güneydeki manzara ormanı eski çağlardan kalmış gibi balta girmemiş, Ereğli'ye gözün alabildiği kadar sık çınar ve meyve ağaçlarıyla bir okyanusun dalgaları gibi kaplıydı." - Thomas Abel Brimage Spratt

Yabancı seyyahlar... 1800'lü yıllarda topraklarımızdan geçen birçok yabancı seyyah aynı zamanda bugün henüz bizler için çok yeni olan anılarını ve dolayısıyla o zamanların Anadolu'su ve tarihi hakkında bilgi de bıraktı. Bu anlamda onlara bakışımız farklı yönlere gidebilir. Her biri gerçekte maceraperest ruhlu olan bu insanlar, aslında geride bıraktıkları kadar çok şey de almış, çalmış ve götürmüşlerdir. Birçoğu, dönemin İngiliz kraliyet kurumları tarafından Anadolu'ya ve dünyanın birçok yerine gönderilen, destek olunan bu insanlar geçtikleri yerlere ait olan tüm stratejik bilgileri İngiltere'ye götürmüş ve İngiliz, Fransız emperyalizminin hizmetine sunmuşlardır. Aynı zamanda birçok tarihi eserimizin Anadolu'dan çalınışının, sökülüp koparılışının, dünya mirası, tarihi eser ve hazinelerimizin bizlerden uzaklara gidişlerinin ilk adımlarıdırlar...

DÜNYA TARİHİNDE İLK FOTOĞRAFLAR...


İlk doğrudan fotoğraf baskısı:
1827
Joseph Nicéphore Niépce tarafından negatif kullanılmadan basılan ilk fotoğraf.

İlk manzara fotoğrafı:
1838
Temple Bulvarı'nın Louis Daguerre tarafından 1838'de çekilen bu fotoğrafı, bir insana ait ilk fotoğraftır. Kalabalık bir sokağın fotoğrafı olmakla birlikte çekim süresi 10 dakikadan fazla olduğundan, trafiğin akışı fotoğrafta görünmek için fazla hızlı kalmıştır. Tek istisna, ayakkabılarını fotoğrafta görünecek kadar uzun süre cilalatan sol alt köşedeki adamdır.

İlk portre fotoğrafı:
1839
Alman Kimyacı Robert Cornelius Philadelphia'da 1839'da aile mağazasında kendi fotoğrafını çekti.Dünyanın ilk portre fotoğrafını çekerek tarihte yerini aldı.

İlk kadın fotoğrafı:
1839
Dorothy Catherine Draper
ABD

Dünyanın ilk fotomontajı: "Fading Away"
1858
Henry Peach Robinson dünyanın ilk fotomontajını yaptı. Robinson'un ilk ve en meşhur fotoğrafı beş negatiften oluşuyor. Tüberkülozdan ölen bir kızın etrafında bu komposizyonu oluşturdu.

İlk Renkli Fotoğraf:
1872
İlk renkli fotoğrafı, gerçek anlamda, Louis Ducos du Hauron, 1872'de Güney Fransa'da Angouleme bölgesinde çekti. 1860'larda çeşitli yöntemler kullandı, çalışmaları sonunda "Les Couleurs en Photographie" kartı üzerine baskılarını yaptı.

İlk Hareketli Fotoğraf:
1872
İngiliz fotoğrafçı Eadweard Muybridge, on iki kamerayla bir seri fotoğraf çekerek bir at yarışını adım adım fotoğrafladı. Bunları birleştirerek ilk hareketli görüntüleri oluşturdu. Zoopraxiscope adını verdiği bir cihaz da icad etmiştir. Üzerinde fotoğraflar bulunan bir diskin hızlıca hareket ettirilmesiyle görüntünün de hareketlenmesi mantığına dayanır. Bu cihaz sinema mantığının ilk örneklerinden biri sayılabilir.

İlk seri fotoğraf:
1880
Fransız bilim adamı Etienne-Jules Marey, kuşların nasıl uçtuğunu öğrenmek için yaptığı araştırmalar sonunda, bir saniyede 12 fotoğraf çeken fotoğraf tabancasıyla bu fotoğrafı çekti.

İlk sualtı fotoğrafı:
1890
Paris Üniversitesinde Biyoloji Profesörü olan Louis Boutan tarafından, üniversitenin bir araştırmasında, 164 feet derinlikte, Fransa'nın Akdeniz kıyılarında 1890′da çekildi. Sualtı fotoğraf çalışma yöntemlerini anlattığı ve örneklerine yer verdiği "La Photographie Sous-Marine" kitabını 1893'de yayınladı.

Dünyamızın ilk fotoğrafı:
Apollo uzay aracı.
1968

Yardımcı kaynaklar...
Zonguldak Nostalji
(zonguldaknostalji.com)
'The Illustrated London News' arşivi
Gürdal Özçakır (Eğitimci-yazar)
Nebi Yukaroğlu (Yazar)