Bugün, Can Hoca'mızın birinci ölüm yıldönümü...

2011 yılında yazdığım bir yazımı, anısına saygıyla sunuyorum.

[*] [*] [*] [*]

Canpolat Pamay....

Zonguldak'ın Can Hocası...

Çoğumuzun canımız kadar sevdiği, saygı duyduğu Cumhuriyet Öğretmeni...

Bu yazıyı okuyanların şöyle dediklerini duyar gibiyim:

"Bize Can Hoca'yı mı tanıtacaksın? O bizim Can Hocamız... Biz onu tanıyoruz."

Doğru. Benim de böyle bir amacım yok. Hepimiz Hocamızı tanıyoruz. Zaten Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı (ZOKEV), bu konuda çok güzel bir çalışma yapmış, kitapçık olarak yayımlamış. Herkesin edinip okumasını isterim.

Bu çalışma, ZOKEV'in kent belleğinin belgelenmesi yolunda değerli bir eser. ZOKEV'i, başta gönüllü kültür hamalı Ahmet Öztürk olmak üzere tüm yöneticilerini kutluyorum.

[*] [*] [*] [*]

"Karasevdam Karaelmas" kitabımı Hocama sunarken, sunu yazımda, "... birçok milletvekili ve belediye başkanından daha fazla Zonguldak'a katkısı olan Sevgili Hocama..." demiştim.

Bu tanımlama, içi bilgiyle desteklenmemiş bir öngörüydü. Ama Sevgili Hocamızın, bana, o çok güzel kendi kuşağının özelliklerinden biri olan harika el yazısıyla ithaf edip imzaladığı özgeçmişini okuyunca, öngörümün gerçekliğini gördüm.

Bunları sizle paylaşmak istedim.

Bu bilgilerin, öğrencisi olmaktan onur duyduğum Hocamızın; spora, eğitime ve adam olma yolunda öğrencilerine verdiği eşsiz katkılarını anlatmak benim haddim değil. Bunları zaten yaşadık, biliyoruz.

Kentin büyümesine, gelişmesine yaptığı katkıları bilmiyordum. Birçoğunuzun bildiğini de sanmıyorum.

[*] [*] [*] [*]

Can Hoca, 1950 yılında Zonguldak'a gelmiş, Devrek'e tayin olmuş.

Devrek'te basketbolu başlatmış. İlk basket potalarını dikerek, adeta bundan sonra yapacaklarının temelini atmış.

1965-1969 yılları arasında fahri olarak Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü yapmış. İki odalı, sığıntı haldeki kuruma bugünkü modern Bölge Müdürlüğü binasını kazndırmış. Yetmemiş, bugün kendi adını taşıyan kapalı spor salonunu yaptırmış.

Yetinmemiş, Çaycuma Stadyumu'nun yapılmasını sağlamış.

O zamana kadar, Özel İdare ve belediyelerden alınan yüzde 3-4 spora katkı paraları, Ankara'ya, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne giderken, paraların burada kalmasını sağlamış. Bu paralar, Zonguldak'ta yatırıma dönüşmüş. Örneğin, stadyum iyileştirilmiş. Tribünler yapılmış.

Yani Şehir Stadyumu'nun bugünkü hali de onun eseri.

Bu iki tesis (stadyum ve kapalı salon) sayesinde çok sayıda bölgesel turnuvalar Zonguldak'ta yapılmış. Zonguldak'ın otelcisi, lokantacısı ve diğer esnafı maddi kazanç sağlamış ve halen de sağlıyor.

1978 ve sonrası sekiz yılda Zonguldak Folklor Derneği (ZOFOD) başkanlığı yapmış. Türkiye'nin ve tabii ki Zonguldak'ın yurt dışında tanıtımına katkıda bulunmuş.

ZOFOD, kendi alanında kurumsal anlamda bir ilk. Özellikle yerel folklor açısından önemli çalışmaları ve derlemeleri var. Bugünkü birçok folklor kuruluşunun kadroları, ZOFOD ocağında yetişti.

Zonguldakspor'un 2'nci Lige alınmasında da Can Hoca'nın emeği-katkısı var. Doğal olarak 2'nci Lige girmemiz, kent ekonomisine önemli maddi kazançlar sağladı.

Gerek Mehmet Çelikel Lisesi, gerekse de TED Zonguldak Koleji müdürlükleri sırasında okullarda üniversite hazırlama kursları açmış. Bu çalışma da çok başarılı olmuş. Aile bütçelerine yük olmadan, çok düşük paralarla, çok sayıda öğrenci üniversiteli olmuş.

Hocamızın yetiştirdiği birçok politikacı ve bürokratın kente yaptığı hizmetlerin temelinde de Can Hoca'nın teşvik ve yönlendirmesinin olduğunu da unutmayalım.

[*] [*] [*] [*]

Can Hoca'nın spor ve eğitime yaptığı, değil ülkede, dünyada bile örneği az bulunur katkılarının dışında, kentimize yaptığı fiziki-ekonomik katkıları da bilinsin istedim.

Gerçekten birçok seçilmiş, yani görevlendirilmiş milletvekili ve belediye başkanını düşünün, bir de Can Hoca'nın bir başına yaptıklarına bakın.

[*] [*] [*] [*]

Böylesi konularda hep aklıma eski bir kartpostal gelir. Hani eskiden bayram-yılbaşı öncesinde açılan kartpostal sergileri vardı. Oradan almıştım, şimdi bulamıyorum. Ama kompozisyon çok net olarak aklımda:

"Birbirinin eşi beyaz sandalyelerle dolu bir salonun kapısında elinde süpürge, gözleri dehşetle açılmış bir müstahdem, yanındaki polise salondaki birkaç kırmızı sandalyeyi göstermektedir."

İşte bir yığın yitiklerin-yanlışların kenti Zonguldak'ta birkaç kırmızı sandalyeden biridir, Can Hocam...

İyi ki o kırmızı sandalyeler var.

İyi ki varsın Hocam...

Sana nice sağlıklı, mutlu yıllar.

Tüm öğrencilerin ve sevenlerin adına ellerinden öperim.

[*] [*] [*] [*]

Işıklar yoldaşın olsun Can Hocam...