
aky.67@hotmail.com
Fıkra bu ya…
18 Ocak 2018 22:00:00
Bu bir test yazısıdır.
Her yazar, okunup-okunmadığını merak eder.
Tiyatro sanatçısı için alkış neyse, yazar için okunma sayısı da odur.
Ama daha da önemlisi, hangi yazıların daha çok okunduğudur.
Benim için önemli olan, ülke ve kent sorunlarını içeren yazılardır.
Nedense bunlar “mavra-çerez-magazin” kokan yazılardan daha az okunur.
Örneğin, bana göre çok ama çok önemli olan son dört yazım, toplam 5 bin 254 kişi tarafından okunmuş ve 10 yorum almış.
Ama çok da önemli olmayan bir yazım ise, tek başına 5 bin 908 kişi tarafından okunup, 12 yorum almış.
“Ne var bunda?” diyebilirsiniz.
Sen sorununa duyarsız kalırsan; seçilmişlere de, atanmışlara da bir şey demeye hakkın olmaz.
Yani, “el, elin eşeğini türkü söyleyerek arar”…
Bakalım başlığı “fıkra” kokan bu yazıyı kaçınız okuyacak?
* * * *
Ben yine de sözümü tutayım.
Fıkrayı anlatayım.
Sağa-sola da çekmeyin.
Rastgele bir fıkra olduğunu bilin.
* * * *
Karadeniz’in bir köyünde, köylüler kahvehanede haberleri izliyor.
- Ula uşaklar, tikkat edey musunuz, her melenatın altından bu Ameriga çıkay…
- He ula!
- Tünyanın çivisini çikardiler.
Tam o sırada köyün imamı Oflu Hoca içeri girer…
- Selamınaleyküm komşular, n’ediysunuz?
- Habu Amerigayı diyorduk…
Televizyonda dinlediklerini hocaya anlatırlar.
- Sen ne dersin Hocam?
- Kitap dey ki; zalimin karşısında susan dilsiz şeytandır.
- Anlamadık…
- Yarından tezi yok, Amerigaya savaş açayruk.
- Ula Ofli, delirma. Ameriga ta nerede? Silahumuz da yok.
- Onları bağa piragun.
Ertesi gün Hoca, kasaba postanesinden ABD büyükelçiliğine telgrafla savaş ilanını yapar.
Köylülere verdiği tarifle gürgen ağacından üç top imal ederler.
Hoca, topları ABD’ye döndürür ve ateş emri verir.
Parçalanan topların başındaki köylülerin bir kısmı ölür, bir kısmı yaralanır.
Etraftakiler:
- Hoca, n’oldi?
- Çok iyi oldi.
- Nasi iyi oldi, hep bizimkiler öldi.
- Ula sepet kafaliler, bi tüşünun da!
- Neyi?
- O ki burda bu kadar telefat oldi, demekki Ameriga anasıninkini gördi!
* * * *
Bu tavanın tüm balıklarına selam olsun…
Ali bey yazdıklarınızı takip ediyorum.Tebrik ediyorum.Başarılarınızın devamını dilerim.
Sayın Kaya, eğer böyle kaygılarınız varsa rahmetli Hasan Pulur ve Melih Aşık'ın eski yazılarını okuyup, onların tarzını örnek almanızı tavsiye ederim.
Sayın Ali KAYA, teorinizi ispatlamış bulunmaktasınız. Amacınıza ulaştınız. Sizi tebrik ederim.
Sayın Kaya, sayı kadar nitelik de önemli değil midir? " Okuduğun, kitabı, yazıyı, yazarı , bileyim,senin kim olduğunu söyleyeyim!" Biraz daha önemli olanı da,herhalde, yetkinlerin ve etkinlerin okuması, ilgisi, tepkisidir. Dört yılda, Pusula'daki 84 yazımızın 64 'ü Zonguldak'ın sorunları ile ilgili idi.O kategoriden olanların hiç birisinden ilgi, etki, tepki görmedi! Kaleminize, zihninize sağlık dileklerimle.
Çok iyi anladığımı zannediyorum.Kendine olduğundan fazla değer vermek....kendince belirlenmiş kriterlere göre hareket etmek...ve rüyadan uyanınca, gerçeğinin hiç de öyle olmadığını farketmek....
Herkesin herşeyi anlayabilmesini beklemek, hatadır...Anlayamadan, çelişkinin farkına varabilmek???
Ne yapmak istediğini anlayamadım. Kendinle celisiyorsun. Umarım aradığın cevabı bulursun. Kal sağlıcakla
Başta "Bu bir test yazısıdır" demiştim.
Test sonucu : "2018 de Huzur" başlıklı yazım 15 günde 990 kişi tarafından okunmuş. Ama "Fıkra Bu Ya " başlıklı bu yazı 5. gün 1655 kez okunmuş
Yani dediğim gibi "Mavra- Çerez - Magazin" kokan yazılar daha çok okunuyor
