
aky.67@hotmail.com
Demir Ailesi ve Zonguldak…
19 Ekim 2017 22:00:00
Bu yazıyı okumadan önce bazı şeyleri bilmenizi isterim.
Bir; “Ali Kaya” olarak Zonguldak beni tanır. Yazdıklarım öznel düşüncelerimdir. Düşüncelerimi, hiçbir çıkar ya da alkış beklentisiyle oluşturmam.
İki; bunu bildiklerinden yazılarım, yazdığım gazete sahiplerinin denetiminden geçmez. Bu güne kadar da bu yönde bir müdahale ile karşılaşmadım.
Üç; yedi yıldır Demir Ailesi ile hiçbir ticari ilişkim olmadı.
Dört; yaklaşık dört-beş yıldır Demir Ailesi’nden biri ile görüşmem olmadı.
Beş; ayrıca Salih Demir Bey’e de özel kırgınlığım var, onu bağışlamam da mümkün değil.
Şimdi artık konuya gelelim…
Demir Ailesi, bir süredir Zonguldak’ın gündeminde…
Filyos, Davut Acar arsası, Ali Rıza Tığ’a yaptıkları…
Bütün bunlar şayet suç doğuruyorsa, yasa dışılık varsa, yargı gerekeni yapar.
Basın da, kamuoyunu bilgilendirmek ve tarafsız habercilik adına doğruyu yazar.
Buna da kimse bir şey diyemez.
Üstelik bir yılın yarısından çoğunda kent dışında olduğumdan, bu konularda fazla bilgi sahibi değilim. Şimdi de üç aydır İstanbul’dayım.
* * * *
Ben konunun bir başka yanına değineceğim.
Ben bu aileyi, bileğiyle yüreğinden başka bir şeyleri olmayan beş genç olarak tanıdım.
Yani sadece var günlerini değil, dar günlerini de bilirim.
Dostluğumuz, tanışıklığımız oldukça eski yani…
Bu süreçte bu aileden hep saygı gördüm.
Bu çerçevede yanlış yaptıklarında Salih Bey’e -Örneğin Mustafa Özdemir konusunda-eleştirilerim olmuştur. Bu eleştirilerim de ciddiye alınmıştır.
Yazılı olarak da -Pusula Gazetesi’ndeki “Operasyon” başlıklı yazım- dostluk çerçevesinde eleştirilerim olmuştur.
Bizim Zonguldak olarak bir hastalığımız var.
Kömüre, bu arada devlete bağımlı olmaktan kurtulamadık. Bu sosyal yapı olarak da; iş değil, dedikodu üreten bir kent olduk. Yani bir Konya, Adana, Gaziantep olamadık.
Bu yapıdan sıyrılıp kafasını kaldıranlara kuşku ile baktık.
Tökezlemelerinden gizli bir mutluluk duyduk.
Meseleyi Demir Ailesi’ne getirelim…
Düşünün, ama açık yüreklilikle…
Bu aile, işleri yolunda iken yatırımlarını nereye yaptılar?
Kente, istihdam alanında katkıları olmadı mı?
Kentin ticari piyasasına canlılık getirmediler mi?
Ayakkabı boyacısından otelcisine, taksiciden nalburuna, elektrikçisine katkıları olmadı mı?
Şimdi eskiye oranla zordalar.
Geniş bir aile ve kaderlerini onlara bağlamış bir çevrenin sorumluluğunu taşıyorlar.
“Bunları yaptılar” diye “yanlışlarını görmeyelim” de demiyorum.
Yargı, zaten kimseye sormadan hükmünü yürütür
Basın, haber verme hakkını -düşmanca olmadan- kullanır.
Sıkıntının ÇATES ihalesi ile başladığını…
Elini taşın altına koyan Demirleri, Zonguldak'ın -Teoman Papila dışında- yalnız bıraktığını da unutmadan…
Bir çıkış yolu arayan bu insanlara dört bir yandan…
“Tora, tora, tora!” derseniz…
“Ortaya ‘kamikaze’ çıkarma ihtimaliniz olduğunu unutmayın” derim.
Bunun da kimseye faydası olmaz
Dedim ya Demir Ailesi’nden bir çıkarım yok.
Beklentim de yok.
Ticari alışverişin dışında hiç nasiplenmedim.
Böyle bir talebim de, beklentim de, ihtiyacım da olmadı.
Ziyafet sofralarında da bulunmadım.
Sadece bu kenti seven, huzur içinde gelişmesini isteyen bir Zonguldaklı olarak fikrimi söyledim.
* * * *
Bu tavanın balıklarına selamlar…
Zonguldak'ta bu insanların fiziksel şiddet uygulayıp hastanelik ettiği insanlardan herhangi biri olsaydınız bu yazıyı yine aynı şekilde kaleme alır mıydınız?
"Huzur içinde gelişmesini" istediğinizi belirtmişsiniz Zonguldak'ın. Peki en ufak problemlerini insanları döverek çözen bir aile mi sağlayacak bunu?
Ocaklarında calısan kac ıscı alacaklarını tam alamadan ıs akdını feshetmısler yada maas alamadıgı ıcın 1 yada 2 aylıgını bırakarak ayrılmak zorunda kalmıs ..
Bu beyfendi yaşına hürmet olarak beyfendi diyorum,yoksa yazdıklarını okuyunca saygıyı hak etmiyor,mail adresini 67 yazınca Zonguldaklı olunmuyor,gerçekleri konuşursan ,dürüst,insanla hursızları ayıramıyorsa yazmasın.Bunlar yatırım diye Kilimli nin yarısını alıp,hatta Kilimlisporu da kullanıp en güzel yerleri üzerine alıp,sonra kilimli sporu da paçavra gibi atmıştır.Dürüst bir gazeteciysen
bunlar yalan de doğrusunu açıkla.Bu işler İstanbulda oturup yazarım diye ahkam kesmek le olmaz,aksine dışardan bakınca Zonguldağa ne kadar kirlenmiş olduğunu görmen lazım,kimin gözüyle ,kimlerin gözlüğüyle bakıp yazıyor siz karar verin.
Demir ailesi şehre ne katmış şehirden aldıkları ne olacak yıllarca TTK nın alaca ağzı nda denize döktüğü kömür pisliğini tekrar sahilden yükleyip devlete satmadılar mı bu duruma kimler göz yumdu nasıl bu kadar büyüdüler biz herşeyi biliyoruz ve yerinde gördük geçmişte çok insanın hakkını yediler çok gariban ezdiler devleti çook rödavans vurgunu ile soydular anlatmakla bitmez çıkmışsın savunuyorsun bunları....
Yazınızın tamamını okumadım çünkü gerek görmedim.Siz burda bir suçu ve suçluyu aklamaya mı çalışıyorsunuz? İnsan kendi meslektaşına sahip çıkmaz mı? Zonguldağa faydasından bahsetmişsiniz bu ailenin hiç o grup şirkette çalışan, size göre "alt tabaka" olan bir işçi ile sorunları ve yaklaşımlar hakkında görüştünüz mü?
Sahip çıkılmadığını düşünüyorsunuz madem, neden 4-5 yıldır görüşmüyorsunuz. Gereksiz bir yazı olmuş.
Basit pek bişey ifade etmeyen alelade bir yazı ama bu yazıdan da bişeyler anlayanlar varmış ona şaşırdım.
Özelde olsa bagışlayamayacak kadar bir kırgınlık tan bahsetmişsiniz. Bunun için illaki bir diyalog ve görüşme olmuş. Sürekli beklentinizin ve talebinizin olmadığını yazmışsiniz. Bu bile inceden bir mesajdır bu da bana göre.. ayrıca yazı yüzeysel ve ne şiş yansın ne kebap misali olmuş. Zonguldak aşığı biri olarak tek katıldığım evet herkes imkanı dahilinde bir çivi çaksın bir tuğla koysun . 1 biz kazanalim 3 şehir kazansın. Kırmadan dökmeden abice kardeşce huzur içinde sevgiyle saygıyla yapalim ne yapacaksak.. Ali bey ilkokulda bir komposizyon verirler hep teknolojinin bu ulkeye getirdiğimi fazla götürdüğü mü ... sizce hangisi...saygıl ... DEVAMI
Bu yazıdan böyle bir sonuç çıkaran, ancak "at gözlüğü" takmış bir "fun" olabilir. Yazıda, hem doğrular hem de yanlışlar dile getirilmiş. Objektif bir bakış açısıyla yazılmış bir yazı. Burada öne çıkan, yanlışların düzeltilmesi hususudur. Kaliteli bir yazı, teşekkürler.
