Kömürün üretimine başlandığı 1848 yılından sonra Zonguldak yöresine, yurdun değişik bölgelerinden yanı sıra, sınır ötesi dünyalardan gönüllü ve zorunlu göçler başladı. Kömürün altın değerinde olduğu 1900 yılı öncesi ve sonrası, Zonguldak'ta sanayi patlamasının verdiği iş bulma heyecanı yurdun doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine göç aldığı gibi, yabancı sermayenin de akınına uğradı.
Göçün getirdiği kültürel mozaik bugün bile şehrin sosyolojik yapısındaki etkisini sürdürmektedir. İster öz yerlisi olsun isterse ithal yerlisi, "Ben Zonguldaklıyım" diyen sayısı azınlıktadır.
Ben söylüyorum "Ben Zonguldaklıyım" doğma büyüme Zonguldaklıyım.
Sokakta, kahvede, köşe bucakta kulak verin dinleyin, Zonguldaklıyım diyen zor bulursunuz. Erzincanlıyım, Trabzonluyum, Karslıyım, Kastamonuluyum, Ayancıklıyım, Kurucaşileliyim, Bartınlıyım, Gümüşhaneliyim, Tunceliliyim, Hopalıyım, Rizeliyim, Aksekiliyim, Giresunluyum, Siirtliyim, Arnavutum, yım, yum, yim... Uzar gider...
Buranın yerlisine ne dersiniz!... Yerli insanının Zonguldaklıyım dediğini duydunuz mu? Beycumalıyım, Devrekliyim, Gökçebeyliyim, Sapçalıyım, Kozluluyum, Alaplılıyım, Filyosluyum, Göbülüyüm, Çaycumalıyım, Goççuvazlıyım, yım, yum, yim...
Doğduğum mu, doyduğum mu? Ne fark eder, mühim olan severek ortak yaşamak değimli, ister doğsun isterse doysun İkisi de aynı, alt kimlik, üst kimlik fark etmez kimse aslını inkar etmez zaten... Önce biz Zonguldaklı olmayı, birlik olmayı öğrenelim sonra Zonguldak bize fazlasını verir...

İNAĞZI MAHALLESİ "MARİA SOKAK"...

Eski adı, karıncaların istilası nedeniyle "Karıncadere" (Karıncakdere) daha sonradan deniz kıyısındaki ünlü mağarası sebebiyle "İnağzı" ismini almış mahallemiz.
İnağzı mahallesinde, Askeritepe mevkii 'Maria Sokak' ismini kaç kişi biliyor?. İnağzı'nda yaşayanların 'Marya' olarak telafuz ettiği bu mahallenin adının hikayesini orada yaşayanlar biliyor mu acaba... Bilen sayısı parmak sayısı kadar azdır, onlarda yarım yamalak bilgi ile hatırlıyor. 'Fransız kadın Maria' olarak biliniyor ancak o yılları yaşamış, Maria'yla yakın ilişkide bulunmuş 1928 doğumlu "Nadire Demirci" (Nadire Nas) ile temasa geçip röportaj yapana kadar eski bilinenin yanlış ve eksik olduğu ortaya çıktı....
Maria'nın Zonguldak aşığı olduğu, nerelisin sorusuna "Zonguldaklıyım" cevabını verdiği, yüz ve isim benzerliği nedeniyle zamanın Yugoslavya kraliçesi Maria'ı çağrıştırması hatıralarda kraliçe Maria olarak kalmış...

NADİRE DEMİRCİ İLE ESKİ İNAĞZI VE MARİA RÖPORTAJI...

Adı Soyadı: Nadire Demirci
Doğum tarihi: 1928-Zonguldak
Röportaj tarihi: 10 Nisan 2017
Röportaj yeri: Zonguldak

Soru:-- Kaç yılında doğdunuz ve İnağzı'nda kaç yıl yaşadınız?
Cevap:-- 1928 yılında doğdum 1940 yılına kadar İnağzı'nda yaşadık.

Soru:-- O zamanki İnağzı'ndan ve ailenizden kısaca bahsedermisiniz.
Cevap:-- O yıllarda İnağzı'nda fazla bir ev yoktu, babam Hüseyin Efendi ve diğer komşularımız hepsi Ali Beyin ocaklarında çalışıyordu. Ali Bey zengin bir adamdı, madenlerden ayrı lavuarı ve elektrik santralı vardı. Kendi yaptırdığı bir evde oturuyordu. O zamanın en güzel eviydi diyebilirim.
İlkokulu Zonguldak'taki Namık Kemal İlkokulunda okudum. Araba yolu yetersizdi, çalışan araba da yok denecek kadar azdı, bu yüzden okula trenle gelip gidiyordum.

Soru:-- Peki biraz komşularınızdan ve komşuluklardan bahsedermisiniz.
Cevap:-- Her yer ormanlıktı ve evler arasında mesafeler aralıklıydı. Aklıma gelen komşularımızın isimleri; İsa Çavuş, Katip Hayri Coşkun, Hüseyin Usta, Mızrap Bey, Maria - Niko çiftli ve Büyükdamar'da oturan Koca Yusuf vardı. Koca Yusuf daha sonra Kayınpederim oldu. Oğlu Muhtar Ali Osman Demirci'yle evlendim.
1940 yılında babam Hüseyin Efendi emekli olunca İnağzı'ndan taşındık... Bu saydıklarım İnağzı'nın en eski sakinlerindendir...

Soru:-- Maria ve Niko'dan bahsettiniz, onları biraz daha anlatırmısınız.
Cevap:-- İnağzı'na çok eskiden gelmişler. Ali Beyin ocaklarında çalışanlardan Yugoslav uyruklu Karadağ'dan gelip madenlerde çalışan evli çifttiler. Ancak Niko sanırım tecrübeli bir madenciydi beklide mühendisti tam hatırlamıyorum. Karısı Maria uzun boylu zayıf güzel bir kadındı, eski Yugoslavya kraliçesinden adını almış sanırım. Kraliçeye benzerliği de hayret uyandırıyordu. Kocası Niko ise daha yaşlı kır saçlı ve sakallı bir adamdı.
Maria Zonguldak'ı çok severdi, sorulduğu zaman "Ben Zonguldaklıyım derdi"...
Maria mahalledeki çocukları ve beni de çok severdi, ben on yaşındaydım sanırım o da 35-40 yaşlarında idi. Beni ve diğer çocukları yaz aylarında denize götürür ve eğlendirirdi. Çocuklarının olmaması bizlere olan sevgisini arttırıyordu sanırım...
Karı koca madenlerde çalışır ve kontrol ederlerdi. Bizim altımızda İsa çavuşların evi vardı onların karşısında Maria ve Niko kirada oturuyorlardı. Ancak 1937 yılında Zonguldak'a taşınıp en lüks otellerden biri olan Palas otelinde kaldılar. Biz 1940 yılında İnağzı'ndan ayrıldık. Zaten özel ocaklar bedelleri ödenerek devletleştirildi. Ondan sonra Maria ve Niko'yla haberleşemedik... Beklide Türkiye'yi terk edip memleketlerine geri döndüler...

Soru:-- Peki, İnağzı'nın Kilimli Askeritepe bölümündeki bir sokağın adı "Maria Sokak" olarak isimlendirilmiş, İsmini Yugoslav Maria'dan mı almış acaba?
Cevap:-- Tabi... Orda şimdi bile ocak var, işte o ocak Maria'nın çalıştığı mahallede, o yüzden adı "Maria Sokak" kalmış...

İNAĞZI MADEN HAVZASI VE ALİ FIRAT BEY (KÜRT ALİ BEY)...

Zonguldak'a ithal gelen ilk göç dalgasının öncülerinden diyebiliriz... 1890-1900 yılı başlarında Sultan ll Abdülhamid tarafından kömürün korunması amacıyla Zonguldak'a Doğu Aşiret alaylarından bazı hatırı sayılır kişiler Zonguldak'a geldiler. Bunlardan ilki Ferhat ve Ali Bey kardeşlerdir, 1900 başlarında ilk yapılan Zonguldak mendireğinin inşasında kendi yöre insanlarını da yanına alarak çalışmışlardır.
1920 başlarında Mübadil olarak Balkanlardan Zonguldak ve yöresine büyük göç dalgası olduğunu da belirtelim.

Yıllar geçtikçe Kürt Ali Beyin hemşerileri de gönüllü olarak Zonguldak'a çalışmaya geldiler. Ali Beyin maden tesislerinde Maria ve Niko çftinden ayrı İsa Çavuş ve Mızrap Bey gbi Zonguldak'ın kalkınmasına emeği geçen insanlarda çalışmıştır. Mızrap Beyin (Mızrap Akdağ) çocuklarından Mehmet Akdağ, Zonguldak'ın Ankara ve İstanbul karayolunun inşaatının büyük bir bölümünün müteahhitidir.

AVNİ FIRAT'IN MEKTUBU...

Ali Fırat'ın ağabeyi Ferhat Fırat'ın torunu yaşayan canlı şahid Avni Fırat'la temasa geçip mektup yoluyla bilgi alışverişinde bulunduk. Avni Fırat'ın Zonguldak'ta yaşayan oğlu İbrahim Fırat aracılığı ile gönderdiği mektubu, Ali ve Ferhat kardeşlerin Zonguldak'ta yaşadığı dönemi özetler nitelikte, o mektubu sunuyoruz...

Adı Soyadı: Avni Fırat
Doğum tarihi: 1922-Erzincan
Mektup tarihi: 13 Ekim 2015
Yaşadığı yer: Erzincan

Dedem Ferhat Çavuş 1901 yılında Zonguldak Fransız Ereğli şirketinde Acılık ve Asma kömür ocaklarında müteahhit olarak çalıştı. Daha sonra aynı yıllarda şirkete ait eski liman tahmil ve tahliyesinde Kolağası (Osmanlı'da kıdemli yüzbaşı) dedeyle müteahhitlik yaptı.
Kolağasının ölümünden sonra işletmeyi tam olarak devir aldı. Kardeşi Ali bey amca ile birlikte şirketin liman sahası, Kilimli, Gelik ve 63 bölgedeki ekmek fırınları işletmeciliğini yaptılar. Ali bey amca Kozlu İhsaniye maden ocaklarını da çalıştırdı.
Dedem Ferhat'ın 1930 yılında ölümü sonrası, Fransız şirketi ve diğer işletmelerin, maden direği müteahhitliklerini babam Mehmet Fırat ile amcası Ali bey işletti.

Yıllar sonra Yabancı şirketler devletleştirilince, amcam Ali bey ve babam Mehmet İnağzı'ndaki (Karıncadere) batmış özel kömür ocaklarını eski sahiplerinden satın aldılar. Bu ocaklarda çalışacak işçiler Erzincan ve civar illerden Zonguldak'a geldiler.
Ali Fırat bey İnağzı madenlerinin elektrik ihtiyacını karşılamak ve çıkartılan kömürün yıkanması için Avusturya "Eskayif" şirketinle anlaşma yaparak, İnağzı Lavuarı ve Elektrik Santralının da kurulmasını sağlamıştır.
İşçi pavyonları, memur evleri, lavuardan deniz kıyısına çekilen dekovil hatları bu zaman aralığında yapıldı. Bir adet mazotlu Lokomotif satın alındı. Ocak içinde çıkan kömürü vagonetlerle taşımak için katırlar alındı. Bu işletme 6 sene çalıştı. Madenler devletleşince elimizden aldılar. Amcam Ali bey Kozlu ve Kilimli maden direği işletmeciliğini devletten satın alarak çalıştırdı. Ben çok küçük yaşta iken babam Mehmet'in işinin sona ermesiyle Erzincan'a geri taşındık.

ALİ FIRAT (KÜRT ALİ BEY) KİMDİR?

Zonguldak'ın en eski kömür işletmecisi, tanınmış ve nüfuslu iş adamı...
Abisi Ferhat Çavuş'la birlikte (1901) geldikleri Zonguldak'a maden ocaklarında maden işletmecisi olarak işe başladı, daha ilerleyen zamanda madenlerin lojistik ihtiyaçlarını karşılamak üzere kendi işyerini kurdu. 1930 yılında yabancı sermayeli işletmeler Zonguldak'ı terk edince, Kilimli ve İnağzı'ndaki batmış ocakları eski sahiplerinden satın aldı. Bu ocaklarda çalıştırmak için yüzlerce insana istihdam sağlarken, Avusturya Eskayif şirketiyle anlaşarak İnağzı Lavuar'ını ve Elektrik santralini inşa etti. Bölgeye işçi pavyonları ve memur evleri yaptırdı. Santral ve lavuar bölgelerine dekovil hattı döşedi, Gemiler için sahile yükleme rampaları yaptı. 6 sene işletmeciliğini yaptığı Kilimli-İnağzı-Bağlık maden tesisleri ve şirketleri devletleştirilince zor günler yaşadı. Kozlu ve Kilimli maden direk ihtiyacı ihalesini aldı. Bir dönem Kozlu İhsaniye kömür ocaklarını çalıştırdı... Zonguldak kent tarihinin bir dönemine adını yazdırdı... Evli iki kız çocuğu sahibi olan Ali Fırat Aralık 1972 yılında Zonguldak'ta vefat etti...

İSA ÇAVUŞ (İSA YILDIRIM) VE ANISI...

1910 yılında Erzincan'da doğan İsa çavuş, çocuk yaşlarındayken Zonguldak'taki Ali beyin ocaklarında çalışmak için köyündeki büyükleriyle birlikte 12 yaşında Zonguldak'a gelir. Askerlik zamanı gelene kadar Ali beyin maden sahasında çalışır. 1930 yılında evli ve üç erkek çocuk sahibidir. Askerlik dönüşü memlekette bulunan ailesini de yanına alır ve üç kız çocuğu daha dünyaya getirir. Altı çocuğunu zor imkanlarda büyütür ve okutur. Ali beyin madenleri devletleşince Ereğli Kömürleri İşletmesine iş başı yapar. 1968 yılına kadar çalışır. Emekli olduğunda çocuklarına ekonomik zemini hazır etmiştir. Ancak yakalandığı meslek hastalığından dolayı emekliliğinin keyfini çıkaramadan 1972 senesinde hayata gözlerini yummuştur.

İSA ÇAVUŞ VE İHSAN SOYAK...

İkinci dünya savaşı sırasında, kömürün altından daha değerli olduğu bir zaman, yoğun kar yağışı üretimin sevkıyatında büyük aksamalara sebep oluyor. Yine karlı geçen bir gecenin sabahı, saat 04.00... Oturdukları evin kapısı sabahın kör karanlığında acı-acı çalınıyor. İsa çavuş ve ailesi vakitsiz çalınan evin kapısını duyunca heyecanla yataklarından fırlıyorlar. Ortanca oğlu 10 yaşındaki Ferit, babasının ayağına sarılarak dış kapıyı açıyorlar. Kara gömülmüş üç atlı üzerinde dimdik duran üç kişi karşılarında beliriyor. İsa çavuş ortadaki atlıyı hemen tanıyor... Havzanın ve şirketin en üst mertebesindeki adam, Müessese Müdürü "İhsan Soyak".. Koskoca kurucu müdür sabahın köründe at sırtında karları yara-yara Zonguldak'tan İnağzı'na gelerek, sevkıyatın aksamaması için erken saatte teker-teker işçilerini göreve toparlıyor. Bundan sonra Kilimli, Karadon ve Gelik diğer güzergahı olacak...
İsa Çavuş ve adamları toparlanıp kar küreyerek kapanan yolları açıp demiryolu silosundan kömür sevkıyatının devamlılığını sağlıyorlar... Yaşanılan kısa hikaye çok sıradan görünüyor olabilir, o yılların çalışma koşullarını, işçi - patron ve iş disiplini ilişkisini anlatan güzel bir örnek aynı zamanda...

MEHMET SAĞLAM...

1933 yılında Erzincan'da doğdu... Babası Hasan Sağlam ve amcası Aziz Sağlam İnağzı'nda Ali Beyin ocaklarında işe girdikten sonra 1936 yılında evini ve ailesini İnağzı'na taşıdı. Mehmet Sağlam 1942 yılında Kilimli'de ilkokula başladı. Ali Bey, ocaklarını devlete devredene kadar ailesiyle birlikte İnağzı mahallesinde ikamet ettiler. 1950 yılında babasının işi sebebiyle Zonguldak Ontemmuz mahallesine taşındılar. Eğitimine Erkek Sanat Okulunda devam etti. Mezun olduktan sonra Fevkani köprü inşaatında işçi olarak çalışan Mehmet Sağlam askerlik dönüşü Köy Hizmetlerinde işe girdi. Uzun bir dönem Köy Hizmetlerinin değişik birimlerde çalışan Sağlam 1977 yılında emekli oldu. İki dönem Zonguldak Belediye Meclis üyeliği yaptı. Evli iki çocuk babası olan Mehmet Sağlam İnağzı'nda geçen çocukluk ve gençlik döneminden sonra Zonguldak'ta yaşamını sürdürüyor...

AZİZ ÇAVUŞ VE AZİZİYE CAMSİ...

1958 de yapımı biten Aziziye Camiini yaptıran, buradaki caddeye adı verilen Siirtli Aziz Çavuş idi ve lakapları da "Arap'tı... "Arap Aziz Çavuş" da derlerdi. Arap lakabı da Siirt yöresel dili olan Arapçayı Zonguldak'ta konuşmalarından gelmektedir. Genelde sarı saçlı ve mavi gözlü yapıdaydılar. Maden Makineleri Fabrikası arkasında bulunan Aziziye Camisinin çevresindeki semt Siirt kökenli olduğundan buraya (Arap Mahallesi ) denirdi.
(Bu paragraf Araştırmacı-yazar Kadir Tuncer'den alıntıdır)

RUŞEN YARAŞ (ARAP RUŞEN)...

1933 Yılında Zonguldak'ta doğdu. Babası Erzincan-Tercan 1919 yılında Zonguldak'a çalışmaya geldi. Fransız lavuarında çalıştı. Ruşen Yaraş Erkek Sanat Okulu torna tesviye bölümünden mezun oldu Soğuksu mahallesine çocukluğu geçti. 1955 yılında spor adamı Gündüz Kılıç sayesinde futbol hayatı başladı. Kömürsporda uzun yıllar futbol oynadı.

1958 den 27 Mayıs 1960'a kadar Demokrat Parti (DP) Zonguldak Gençlik Kolu Başkanı. 1961 de Türkiye İşçi Partisi (TİP) kuruluşu sonrası görev aldı. 1965 -1968 büyük madenci grevlerinin öncülüğünü yaptı bu nedenle cezaevinde yattı. 12 Mart 1971 darbesi sonrası tutuklandı, aylarca cezaevinde yattı. Hep onurlu ve dik olarak yaşadı. Konuşurken insana güven veren bir üslubu vardı. İyi bir anlatıcıydı. Sözlü tarihçi-ayaklı kütüphaneydi...
Araştırmacı, tarihçi ve filozof kimliğinden ayrı, Ruşen Yaraş "Arap Ruşen" veya "Komünist Ruşen" olarak Zonguldak halkı tarafından tanınırdı. 31 Temmuz 2010 yılında aramızdan ayrıldı...
07 Eylül 2001 de Susma Gazetesi'nde yayınlanan söyleşide son söz olarak...

"Yaşamımda rahat etmem için birçok çevre bana birçok olanak teklif etti. Ama ben bunların tümüne' Ben ülkemin, halkımın güzel günler görmesi için acı çekmek istiyorum. Sizlerde ülkeyi yönetenlerin sizlere sağladığı iş, ev, para, mevkii vb. olanaklarından faydalanabilirsiniz bu da sizin anlayışınız.' diyerek bana sunulanları reddettim ve şu anda bu huzurla yaşıyorum" demiştir...


Yardımcı kaynaklar...
Zonguldak Nostalji
zonguldaknostalji.com