Önümüze seksen-yüz davar katarlardı.
Birkaç köpeğimiz...
Sırtımızda azık çantası...
Çanta lafın gelimi.
Yirmi kiloluk tuz çuvalını almışlar.
Dip tarafından iki ucuna fındık koymuşlar.
Dışından da ipin iki ucunu düğüm etmişler.
Orta kısmını da ağız tarafında ilmek atınca...
Oluyor sana mis gibi çanta.
Zaten içinde ne var ki...
Bir parça ekmek.
Bizimkilerin tabiriyle el kadar ekmek.
Güzinede pişmişse çeyrek ekmek.
Saç da pişmişse...
Bazlama kadar.
Bir 70'lik ayran.
Daha doğrusu ayran şişesi yetmişliklerden yapılırdı.
Kırarsan.
Vay haline.
Biri para bulacak.
Veya bir yerde düğün olacak.
Oradan şişe bulunacak.
Tabii sıra sana gelirse.
Çanta bu kadar.
En bol zamanı...
Bir baş soğan.
Bir dilim köy peyniri.
Yaz mevsimiyse bir-iki domates, salatalık.
Haşlanmış patates.
Haşlanmış yumurta.
Kuru keş.
Fındık, ceviz.
Pestil...
Hepsi aynı anda olmaz.
Ayran ve ekmeğin yanına katık.
Birkaç çoban dağda birleşir.
Çantaların içindekileri çıkarır.
Çantaları örtü yapardık.
Ne varsa ortaya serilir.
Ekmekler bölüşülür.
Bir yumurtayı beşe bölerdik.
Aynı şişeden ayran içerdik.
O bitince diğerine başlardık.
Elden ele...
Sırayla.
Bölünen ne varsa.
Kişi sayısına bölünürdü.
Kelimenin tam anlamıyla...
Ekmeğimizi paylaşırdık.
Kardeşçe...
Eşit bir şekilde.
Sonra derdimizi paylaşırdık.
Mutlu olduğumuz çoklarımız yoktu.
Olan mutluluklarımızı paylaşıp onları çok ederdik.
Bize yeterdi.
Artardı bile.
Mutluyduk.
Yoklarımız vardı.
Ona rağmen mutluyduk.
Şimdilerde her şeyimiz oldu.
Evlerimiz, arabalarımız, telefonlarımız, kıyafetlerimiz...
O zamanlar hayal bile edemediğimiz eşyalarımız var artık.
Çoluk çocuğa karıştık.
Torunları olanlarımız bile var.
Sonuç...
Eski mutluluğumuz yok.
Eski birlikteliğimiz yok.
Daha doğrusu.
Eski paylaşımımız var.
Bil dilim ekmeği paylaşanlar kocaman bir dünyayı birbirine dar ediyor.
Sokaklara, köylere, şehirlere sığamıyoruz.
Yerdeki kilimlerin üzerinde yarı üstü açık mışıl mışıl uyuyan insanlar konforlu yataklarda rahat edemiyor.
Eskiye dönmek mümkün değil.
Olmayanları, yokluğu paylaştık.
Varlık bize fazla geldi.
Stok yapıyoruz.
Paylaşamıyoruz.