Eskiden...
Hepsi topu topu yirmi yıllık mevzu.
Kırsaldaki vatandaş nüfusu şimdikinden fazlaydı.
Nüfusumuz azaldı ve şehre göçtü.
Köyler tam takır.
Göçün etkenleri ayrı konu.
Bugünkü konumuz...
Kalanların, köydeki yaban ile imtihanı.
[*] [*] [*] [*]
Ayılar, domuzlar, tilkiler, çakallar...
Ne varsa hücum ediyor.
Fındık, mısır, buğday, tavuk...
Ne bulurlarsa.
Evlerin dibine kadar geliyorlar.
[*] [*] [*] [*]
Önceden hiç hayvanı olmayanın, 25-30 küçükbaş hayvanı olurdu.
Peşinde bir çoban.
En az bir köpek.
Bazılarının sürüsü kalabalık olurdu.
Tek çoban yetmezdi.
En az iki çoban, birkaç köpek olurdu.
Dağın altı inlerdi.
Onlarca kuzu, oğlak, koyun, keçi, koç, teke, dana sesi.
Zil-kelek sesi.
Köpek sesi.
Çoban sesi.
Kaval sesi.
Islık sesi.
Her gün dağın altı adım adım gezilirdi.
Yabanlar barınamazdı.
[*] [*] [*] [*]
Geldiğimiz nokta şu:
Önce sürüleri sattık.
Şehre göç ettik.
Sonra çocukları okuttuk.
Böyle yazsak kafiyeli olurdu.
Ama olmadı.
Çocuklar okumadı.
Tek-tük okuyan var.
Hepsi bu kadar.
Dağlar boşaldı.
Köyler boşaldı.
Hayat boşluk kabul etmez.
Dağlara yabanlar geldi.
Köy evlerine baykuşlar kondu.

[*] [*] [*] [*]

Köyde kalanların başı belada.
Ayılar, domuzlar; neredeyse evlere girecek.
Kim, nasıl kovalayacağını bilmiyor.
Eskisi gibi tecrübeli avcılar yok.
Köpekler mama ile besleniyor.
Sosyetik oldular.
Ayıya, domuza "hav" bile demiyor.
Köye dönmek isteyenlerin ne evi kaldı, ne arsası.
Evler çürüdü.
Arsalar orman oldu.
Geri dönmek de maliyet.
[*] [*] [*] [*]

Konuyu dağıtmadan...
Köylerde ciddi anlamda yaban domuzu tehlikesi var.
Bağa bahçeye çok büyük zarar veriyor.
Ayı var.
İnsanlara, arılara, bağlara bahçelere zarar veriyor.
İnsanlar tedirgin.
Uzak bahçelere kimsecikler tek başına gidemiyor.
Ne olacak?
Biz yazalım.
Yetkililerimiz durumdan haberdar olsun.
İsterlerse çözüm bulsunlar.
İstemezlerse bu yazı sümen altı olsun.
Elimizden gelen bu.
Gerisi, memleketi yönetenlerin görevi.
Bizim canımız da, malımız da onlara emanet.
Kalın sağlıcakla.