Çaycumaspor Kulübü'ne sanal alemde başkan aranıyor!
Yok, Belediye Başkanı Bülent Kantarcı mı olsun?
Yok, ZONSİAD Başkanı Nejdet Tıskaoğlu mu olsun?
Yok, Özer İncegül mü olsun?
Bu ne saçma bir arayış!
Bu kulübün başkanı olması gereken kişi, Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkanı İlter Yurtbay'dır.
İlter Yurtbay, kendisi bu işlere zaman ayıramıyorsa, şirketinden bu işle ilgili bir ismi görevlendirebilir.
İşin başında ve içinde Yurtbay olduğu zaman bu kulübe herkes destek verir.
İnsanlar bilir ki; İlter Yurtbay, kulübün parasını yemez.
İnsanlar bilir ki; İlter Yurtbay, kulüp üzerinden piar yapmaz.
İnsanlar bilir ki; İlter Yurtbay, yaptığı piarla siyasete girmez.
Çaycuma Kaymakamı, Çaycuma Belediye Başkanı ve Çaycuma TSO Başkanı bir araya gelecek...
Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkanı İlter Yurtbay'ı, Çaycumaspor Kulüp Başkanlığı'na getirecek.
Çaycuma OSB de yönetimde olacak.
Çaycuma OSB'de faaliyet gösteren firmalar, Çaycumaspor'a aylık düzenli olarak para verecek.
Bu konu, bir daha açılmamak üzere kapanacak.
Belediye Başkanı Bülent Kantarcı'nın da sosyal medyadan iki de bir konuya ilişkin paylaşım yapmasına gerek kalmayacak.
Çaycuma OSB yönetimi, bir yılda vereceği parayı söyleyecek.
Çaycuma Belediyesi, bir yılda vereceği parayı söyleyecek.
İlter Yurtbay, ne kadar harcayacağını bilecek.
Konu kapanmıştır.

Limandaki ölüm...
Zonguldak Limanı'nda gencecik bir çocuk öldü.
Ailesi ve yakınları, devlete isyan ettiler.
Muhalefet, sahil projesinin mimarı Zonguldak Belediyesi'ni suçladı.
18 yaşındaki bir genç, Zonguldak Limanı içinde, derenin ağzında hiç girilmeyecek yerde arkadaşlarıyla denize girmiş. Ve ne acıdır ki boğulmuş...
Bu yavrucak iskeleden düşmemiş.
Şimdi burada devleti-belediyeyi suçlayacak bir durum yok.
Gencin cansız bedeninin bulunması için görev başında olması gereken dalgıç izindeymiş.
Bartın'dan dalgıç istenmiş.
Zonguldak'taki özel dalgıçlara haber verilmemiş.
Bunlar konuşulur, tartışılır.
Ama Zonguldak Limanı'nda denize girilmez.
Kanalizasyonun ve her türlü pisliğin aktığı yerde denize girilmez.
Bu gerçeği de göz ardı etmeyelim.
Ancak toplumda bir hassasiyet var.
Oradan bir çocuk denize düşse, yine aynı konu gündeme gelir.
Projeye, konsepte uygun korkuluk yapmanın bir maliyeti yok.
Olsa da hiçbir maliyet insan hayatından değerli değil.
Eğer konsept bahanesine sarılarak korkuluk yapılmazsa, bundan sonra yaşanacak her türlü olumsuzluk belediye hanesine yazar.
Bomba uzmanı ve dalgıç konusuna gelince...
Tatil nedeniyle koca bir kenti boş bırakamayız.
Devlet önlemini almalı.
Bomba imha uzmanı tamam.
Ama kentimizde profesyonel dalgıçlar var.
Bu kişilerle önceden irtibat kurulmalı.
İhtiyaç halinde kendilerinden yararlanılmalı.
Bir musibet, bin nasihatten iyidir.
Herkes üzerine düşeni almıştır sanırım.

Hangi oda?
"Odalarda Işıksızım" başlıklı bir yazı yazdık.
Meğer, Ticaret ve Sanayi Odalarında ne kadar büyük sıkıntı varmış!
Herkes bakanlık adına iş yapılan işlerde özel hesap numarası vererek, para alan odayı merak ediyor.
Gelen telefonlara bakılırsa, üç odanın ismi öne çıktı.
Bize yakın olan odayla ilgili de çok telefon geldi!
Ama biz yanlış da yapsa, dostlarımıza sahip çıkarız!
Ama uyarırız!
Sadece bilin istedim.