Dokuz ay önce...
Gecenin bir yarısı.
Yolumuz Kdz. Ereğli Belediyesi Terminali'ne düştü.
Tuvaletler rezil durumdaydı.
Kullanılabilecek gibi değildi.
Bir umut...
Mescit bölümüne baktık.
Orası daha perişan.
Duvarlar akmış.
Mescit tabeladan ibaretti.
Yazdık.
[*][*][*]
Aradan dokuz ay geçti.
Yolumuz yine aynı yere düştü.
Umumi tuvaletler hizaya girmiş,
Avrupa şehrine yakışır bir hale gelmese de...
Kullanılabilir.
Akaryakıt istasyonları kadar temiz değil.
İhtiyaç giderecek kadar.
[*][*][*]
Mescitlere gelince...
Tuvaletler ayda bir temizlenen cami tuvaletleri gibi.
Şadırvan zor durumlarda iş görür.
Yine de siz evinizde abdestinizi alıp öyle yola çıkın.
Mescit bölümündeki tavanlara çeki düzen verilmiş.
Mihrap yapılmış.
Altı metrekare halı serilmiş.
Birkaç dış mekan seccadesi.
İbadetinizi yapabilirsiniz.
Yolcu namazı için uygundur.
Ancak...
Ereğli'ye yakışmıyor.
Daha temiz.
Daha derli toplu.
[*][*][*]
Bizden hatırlatması.
Gerisi Ereğli Belediyesi'nin sorumluluğu.
Halkın takdiri.

Asker uğurlama...
Birkaç zaman önce...
Askere gidecek genç önce köyü gezer.
Tek tek herkes ile vedalaşır.
Helallik alırdı.
Son gece evinde kuran okutulurdu.
Yola çıkacağı gün yakın akrabalar.
Konu komşu.
Eş, dost...
Kim varsa...
Uğurlamaya gelirdi.
Köyün çıkışı.
Yolcu Boğazı'nda toplanılır.
Kuran okunur.
Dualar edilir.
Askerler uğurlanır.
[*][*][*]
Daha yakın zamana kadar böyleydi.
Hatta aynı celp dönemine denk gelenler birlikte uğurlanırdı.
Şimdilerde...
Kimin askerlik zamanı gelmiş.
Kim tecil ettirmiş.
Kim gitmiş.
Kim gelmiş.
Sosyal medyadan öğreniyoruz.
Bir geleneğimiz daha yok olmaya doğru adım adım ilerliyor.
Bir değerimizi kaybediyoruz.
[*][*][*]
Toplumun birlikteliğini, sosyal dayanışmayı sağlayan bu tür etkinlikleri yitirmeyelim.