Zonguldak, kendi içindeki kısır çekişmeler nedeniyle Ankara'dan hakkı olanı alamıyor.
Zonguldak'taki son manzaraya bakalım...
Seçildikleri günden bu yana AK Partili üç milletvekili, tüm ziyaretleri birlikte gerçekleştirdiler.
Üç milletvekiline; Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun eşlik etti.
Ama bu ziyaretlerin hiç birinde, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun yoktu.
Sağlık sorunu olmadığı dönemde de yoktu.
Sağlık sorunu olduğu dönemde de yoktu.
Sadece İl Başkanı değil...
Merkez İlçe Başkanı Mükerrem Ayçiçek de yoktu!
AK Parti, Dr. Ömer Selim Alan ile Zonguldak Belediye Başkanlığı'nı kazandığı günden bu yana teşkilatlarını kaybetti.
Elbette bu durumun tek sorumlusu teşkilatlar değil.
Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'ın da, teşkilatlarla yaşadığı sorunlarda arkasında duran milletvekillerinin de ve hatta Genel Merkez'in de sorumluluğu var!
2023 seçimlerine gidilirken AK Parti, Zonguldak'taki teşkilatlarını onarmalı.
Bu teşkilatlarla seçime gidilirse; AK Parti, 2 milletvekili zor çıkartır!
Diğer 2 milletvekilini CHP alır...
İYİ Parti, düzgün bir liste yaparsa, 1 milletvekili çıkartır.
Şu an için bu teşkilat yapısıyla ve ortada "adayım" diye gezen isimlerle MHP'nin milletvekili çıkartma şansını görmüyorum.

Ev sahibi değil, kiracısın!
Fevkani Köprüsü'nün yıkılması planlanıyor.
Köprüaltı esnafı, işyerlerini bırakmak istemiyor.
Acılık'ta, Zonguldak Belediyesi hizmet binası karşısında TOKİ tarafından yapılan iş merkezine de taşınmak istemiyor.
"Hepimiz oraya sığmayız" diyorlar!
Lavuar Alanı'ndan arsa istiyorlar!
"Binayı biz kendimiz yaparız" diyorlar!
Benim anlamadığım şu...
Kardeşim, sen mal sahibi değilsin!
Sen kiracısın!
Kiracı bulunduğun yerden çıkarken, mal sahibi ona yeni bir yer bulmak zorunda mı?
Ama size yer gösteriliyor.
Yer beğenmiyorsunuz!
Kiranızı ödemiyorsunuz!
İşyerini başkasına kiralayan kiracılar var!
Kiracıdan parayı almışlar, belediyeye ödememişler!
Şimdi tutmuşlar, Lavuar Alanı'ndan arsa istiyorlar!
"Binamızı kendimiz yaparız" diyorlar!
Lavuar Alanı'ndan bize neden yer verilmiyor?
Bir ailenin üç işyeri var!
Birinin 3, diğerinin 5, öbürünün 7 yıllık kira borcu var!
Böyle imkanı kim olsa bırakmak istemez.
Artık yeter kardeşim...
Başınızın çaresine bakın.
Acılık'ta, TOKİ'nin yaptığı iş merkezinden yer satın alın, kiralayın.
Geciktirin kirayı da görelim!
Tekrar hatırlatıyorum...
Siz ev sahibi değil, kiracınız!
Ona göre davranın!

Normal değil mi?
Devlete milyonlarca lira vergi borcu olan kişi, kent adına ahkam kesiyor!
İş yaparsın, zarar edersin, vergi borcun olur!
Bu, öyle de değil!
Kesmiş faturayı, almış parayı, ödememiş vergiyi!
Sadece o mu?
Böyle biri daha var.
Zonguldak Belediyesi'ne, vergi dairesine, SGK'ya, piyasaya milyonlarca lira borç takmış!
Olmuş Zonguldak'ın ahlak bekçisi!
Çaycıdan "siyasetçi", hurdacıdan "gazeteci", tefeciden "işadamı", dolandırıcıdan "medya patronu", FETÖ'cüden "sivil toplum kuruluşu yöneticisi", içip içip sızıp, yattığı yeri unutan kadının "rahibe", çıkarttığı gazdan korkan kişinin "delikanlı" olduğu kentte, böyle şeyler normal değil mi?
Durum böyle olunca, yalancıdan "milletvekili", kendini yönetmekten aciz kişiden "bürokrat", arabasını kullanamayan kişiden "il başkanı", saydığı spermi aklında tutamayan kişiden "başhekim", hırsızdan "işadamı" olması normal değil mi?