Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, Zonguldak'ın eski belediye başkanlarıyla iftar programında bir araya geldi.
Zonguldak Belediyesi tarihinde akıllara kazınan isimler; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da yapmış Zeki Çakan, İsmail Eşref ve Muharrem Akdemir, aynı masa etrafında toplandılar.
Konu, genel olarak Zonguldak ve yapılan hizmetler olsa da, yıllardır birbirlerinden ayrı kalan belediye başkanları; daha çok aileleri ve sağlıkları hakkında sohbetlerde bulundular.
İftar programına davet edilen eski Belediye Başkanı Secaattin Gonca katılmadı.
Secaattin Gonca'nın, geçtiğimiz aylarda Ömer Selim Alan ile belediyenin geçmiş hizmetlerine yönelik bir polemiği olmuştu. Ömer Selim Alan, aslında tam olarak Secaattin Gonca'yı kastetmemişti.
Ancak üzerine alınan bir tek Secaattin Gonca olmuştu!
Bu ve başka konular yüzünden Gonca, takıntı yaptı ve bu programa katılmadı. Programa, Secaattin Gonca'nın katılması çok önemli değildi zaten!
Karşı görüş partilerden isimlerin katılması daha önemliydi.
CHP, DSP ve ANAP kökenli isimler, AK Partili Belediye Başkanı ile bir araya geldi.
Bu dört isim birlik olsa, Zonguldak'ın altını üstüne getirir.
"Dört isim nasıl bir araya gelecek?" derseniz; Başkan Alan bu üç ağabeyin deneyimlerinden faydalanacak.
Olay bu...
Deneyimli belediye başkanları Zeki Çakan, İsmail Eşref ve Muharrem Akdemir, Alan'a birer şey öğretse, büyük katkısı olurdu. Partiler önemli değil, sonuçta konu Zonguldak...
Bu isimler; belediye başkanıyken yapamadıklarına, verdiği sözleri yerine getiremediklerine, şu an dışarıdan bir gözle bakıyorlar.
Eksikleri daha iyi görüyorlar.
İşte tam da bu anlamda Ömer Selim Alan'a büyük katkı sağlayacaklarını düşünüyorum. İftar programında eski belediye başkanlarının Ömer Selim Alan'a ağabeyleri olarak "sıfır ego" ve "sıfır kibir" tavsiyesinde bulundular.
Kendileri kibir ve ego yapmış olsalar, o davete icabet etmezlerdi.
İsmail Eşref ile Muharrem Akdemir, Gazipaşa Caddesi'ne çıktığında adım başı selamlaştığı ve sohbet ettiği kişiler vardır. Zeki Çakan, Bartın'da ikamet etmesine rağmen Zonguldak'taki bütün cenazelere ve düğünlere katılır.
Halk tarafından sevilen isimler...
Ömer Selim Alan da böyle akıllarda kalabilir.

Okyanus ve şahin...
Bir adam, kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş-ı Veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar, aynı zamanda aşevi işlevi görmektedir.
Durumu Hacı Bektaş-ı Veli'ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli, "Helal değildir" diye bu kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam, Mevlevi dergahına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam, aynı şeyi Hacı Bektaş-ı Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar.
Mevlana şöyle der:
"Biz bir karga isek, Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir."
Adam üşenmez, kalkar Hacı Bektaş dergahına gider ve Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş-ı Veli'ye sorar.
Hacı Bektaş Veli şöyle cevap verir:
''Bizim gönlümüz bir su birikintisiyse, Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o, senin hediyeni kabul etmiştir."