Bizde böyle bir söz var.
Ayıptır söylemesi...
Çok beğendiği bir yemek yediyse.
Hoşuna giden bir kıyafet aldıysa.
Paylaşmak istiyor.
Ancak tedbir alıyor.
Kıskanmak.
Haset etmek.
Ne mümkün...
İmrenmesin!
Eskiler böyleydi.
Ne kadar eski?
Bizim çocukluğumuzun büyük insanları.
Otuz yıl öncesinden söz ediyoruz.
Sonra ne oldu?
Sosyal medya çıktı.
Bizim içimizden başka insanlar çıktı.
Önce tek tük fotoğraflar.
Cenaze...

Düğün...
Davet paylaşımı.
Sonra ev, araba...
Hanemize hayırlı olsun.
Şimdilerde kız istemek...
Evlilik teklifi yapmak.
Alınan eşyayı göstermek gayet normal.
Kahvaltı masalarından pikniğe varıncaya kadar...
Otu-çöpü paylaşıyoruz.
Bugün de böyle olsun.
Ne oldu bize?
Dedelerimiz düşmanı topla tüfekle...
Aç susuz...
Süngü ile...
Hatta kazma kürek ile kovdular.
Hür yaşayalım diye...
Biz binlerce lira harcayıp cebimizde taşır olduk.
Hatta sadece ona hizmet ediyoruz.

Şehit emanetleri incinmesin...
Bizim çocukluğumuzda...
Büyükler komşuya giderken.
Bağa bahçeye giderken.
Kısacası, karı-koca yolda yürürken, kadın bir-iki adım geriden yürürdü.
[*] [*] [*] [*]
Örf, adet, gelenek, görenek...
Öyle zannederdik.
İlkokul çağları böyle geçti.
Anlamadık bile.
Biz çelik-çomak oynarken, baktık ki ortaokul çağları gelmiş.
Şehir ile tanıştık.
Sorgulamaya başladık.
Kadına haksızlık...
Türk töresinde böyle bir anlayış yok.
Bir-iki tarih kitabı okuduk ya...
Cengizhan halkına konuşma yapar.
"Ben sizin Hanınızım...
Bu da benim Hanım" diyerek eşini göstermiştir.
Bir-iki ayet okuduk.
Anne hakkı ödenmez.
Siyer kitabının kapağını açtık.
Cennet annelerin ayakları altına serilmiş.
[*] [*] [*] [*]
Bu davranışın ne törede yeri var...
Ne islamda...
Nedir o zaman bunun sırrı?
Ne ara bu kadar geri gittik?
Derken...
Öğrendik...
Kurtuluş savaşı...
Yoktan var olma mücadelesi.
Bir evden dedeler, babalar, oğullar, torunlar...
Hepsi cepheye gidiyor.
Yerine göre kadınlar da gidiyor.
Ama her daim geride kadınlar kalıyor.
Cepheden dönen yok.
Geride kalan erkekler.
Kadınlar...
Kol kola yürümüyor eşleriyle.
Şehit anneleri, eşleri imrenmesin, incinmesin diye.
Sonra koyduk adını: Ahlak...
Gelelim günümüze...
Bizim günlük çıkar kavgalarımız şehitlerimizi incitmez midir?