CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 13 Ocak 2022 tarihinde bir dizi ziyaret ve toplantılar için Zonguldak'a gelmişti.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu o gün ben de takip ettim. Soğuksu'da esnaf ziyareti yaparken, Sınav Dershanesi'nin öğrencileri, camdan Kılıçdaroğlu'na tempo tuttu.
Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, öğrencilere selam ve el sallayarak karşılık verdiler.
Öğrenciler, daha da coşarak, ıslık ve alkış tutturdular.
Kılıçdaroğlu da, bu sevgiyi görmezden gelmedi. Dershaneye girerek, çocukların yanına gitti.
Burada Kılıçdaroğlu yerine herhangi bir partinin lideri de olabilirdi.
Aslında buna parti olarak bakmamak lazım, çocukların ilgisi ve coşkusuydu önemli olan...
Bu ziyaretle ilgili Dershane Müdürü Raşit Kayalı'dan savunma alındığı yönünde haber çıktı.
Bizim için de güzel haberdi, ne yalan söyleyeyim...
Dershane Müdürünü aradım, böyle bir savunma alınmadığını ifade etti.
"Çünkü spontane gelişen bir olaydı" diyor...
"Biz davet etmedik" diyor...
İl Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aldoğan'ı aradım. O da; kurumun Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı olduğu için bunu sormak zorunda olduklarını söyledi.
Spontane geliştiğini öğrenince, herhangi bir sorun olmadığını ve konunun kapandığını belirtti.
Sonrasında zaten Müdür Raşit Kayalı da tüm basına bir açıklama yaptı.
Ancak yerel basında Müdürün yalan söylediği yönünde haberler çıktı.
Müdür niye yalan söylesin bu konuda, anlayamadım.
Ya kuruma inceleme başlatılmıştır ya da başlatılmamıştır.
Kurum incelemesi sonrası olay adli mercilere taşınacaksa, taşınır.
Türkiye'de, iktidarın kurumlar üzerindeki baskısını herkes biliyor.
Valiler, kaymakamlar, bürokratlar iktidara bağlı... İktidara muhalif bir açıklama yapabilirler mi? Yapamazlar....
Bu olayı Müdürün dediği gibi çok da uzatmamak lazım...
Çünkü bu baskılar, Türkiye'de ilk değil, son da olmayacak!
Müdürün kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı... Çıkıp ne demesini istiyorsunuz?
Kendi kendinin başını mı yaksın?
Bu olayı kaşıdıkça, Raşit Hoca'yı zor durumda bırakıyorsunuz.
Raşit Hoca'nın başına Kılıçdaroğlu ziyareti ile ilgili olumsuz bir durum gelse, arkasında ne kadar durabileceksiniz?
Biz gazeteciler olarak burada durmamız gerekiyor. Eğer bu tür bir baskı varsa, bu baskılar üzerinden yürümemiz gerekiyor.
Eğer Raşit Hoca, "Öyle bir şey yok" diyorsa, yoktur.
Bu durumu çok da kurcalamak gerekmiyor.

Dünyayı düzeltmek...

Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü.
Tam bunları düşünürken, oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu.
Baba, oğluna söz vermişti, bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu... Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti.
Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna, "Eğer bu haritayı düzeltebilirsen, seni sinemaya götüreceğim" dedi.
Sonra,"Oh be, kurtuldum... En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen, bu haritayı akşama kadar düzeltemez" diye içinden geçirdi.
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu, babasının yanına koşarak geldi ve "Baba, haritayı düzelttim. Artık sinemaya gidebiliriz" dedi.
Adam, önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de halen hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu.
Çocuk, "Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti" dedi.

(Alıntı)