Değerli Okurlarım...
Daha çok sıkıntılarla geçen 2021 yılının bu son yazısında, her gün her yerde görüp de farkında olmadığınız bir konuya değinmek istiyorum.
İnşallah, "Yazacak başka konu bulamadın mı?" demezsiniz...
Ülkemizin her yerinde, özellikle son yıllarda yapılan yeni yollar üzerinde gördüğüm, çok yaygın olduğu halde hiç duymadığınız bir çarçur ve çevre konusunda sizleri bilgilendirmek istiyorum.
Bu yazıyı okuduktan sonra; geçtiğiniz yollara yetkisiz birer kontrol mühendisi gibi bakabileceğinizi ve yolculuğunuzun daha ilginç geçebileceğini ümit ediyorum.
İstinat (dayanak) ve iksa (destek) duvarları yollarda en çok ve yaygın kullanılan mühendislik (sanat) yapılarıdır.
İstinat duvarları genelde dolgu şevlerini tutmak ve korumak amacıyla yapılır, dolgular altında yapıldıkları için yolu kullananların görmesi mümkün olmaz.
İksa duvarları ise yol platform seviyeleri üstünde (kazı şevleri eteklerinde) yapıldıklarından; yapım hataları ve özellikle yapıldıkları yere uygun olup olmadıkları gibi görünür uyumsuzlukları kolaylıkla fark edilebilir.

Ülke genelinde ve çevremizde son yıllarda yapılmış olan yollar üzerinde, yollardaki tüm yarma şevleri boyunca, sağlı-sollu devasa taş duvarların yapıldığı ve yolu kullananların bir ya da iki yanı Çin Seddi gibi yüksek devasa duvarlar arasında, duvar manzaraları eşliğinde yolculuk yaptıkları görülür!
Bu yüksek duvarların birçoğunun arkalarının da yarılarına kadar boş olduğu; (taş duvarlar rijit (esnek olmayan) yapılar olduğu için, heyelanlara karşı yapılmış olmasa da), birçoğunun yapıldığı yerde, bir heyelan riskinin de olmadığı yerlerde de yapıldıkları da görülür.
Bu yüzden, bu duvarların neden bu kadar yüksek yapıldığını merak etmemek mümkün değildir.
Bu tür duvarların genelde;
[*] Şevlerden gelen, (heyelan niteliğinde olmayan) taş, toprak türü küçük akıntıların yol hendeklerine akmasını engelleme ve bu sayede duvarların üst bölgelerinde, yeni akıntıları da önleyecek, yol boyunu güzelleştirecek bitki örtüsüne uygun bir zemin oluşturma,
[*] Kazı şevlerinde kayma potansiyeli olan zemin tabakalarını alttan destekleyerek yerinde kalmalarını sağlama gibi amaçlar için yapıldıkları bilinmektedir.
Birçoğu, yapıldığı yerdeki yol şekline ve arazinin doğal yapısına da uygun olmadığı görülen bu tür duvarlar yerine, karayollarında tasarrufa çok önem verildiği 1990'lı yıllar öncesinde, genelde 2-3 metre gibi yüksekliklerde etek duvarları yapılırdı.
Bir yerde, eğer bu tür 2-3 metre duvarlar yerine 8-10 metre yükseklikte duvarlar yapılmış ise;
[*] Kaynak israfına neden olma...
[*] Yol boyunun doğal görünümünü bozma ve güzelliklerini engelleme...
[*] Sağı solu yüksek duvarlarla çevrili bir yolun, yolu kullananlarda sıkıntı hissi yaratma...
[*] Kar mücadelesi yapılan yerlerde, bu mücadeleyi zorlaştırma...
gibi olumsuzluklara neden olabileceği söylenebilir.
Ülkenin neresinde olursa olsun, eğer geçtiğiniz yollar üzerinde, özellikle heyelan, göçük risklerinin de olmadığı bir yerde, arkaları da boş ya da dolu olan devasa duvarlar görürseniz, orada, bilerek (çıkar amaçlı!) ya da bilinçsiz olarak yapılmış hatalı bir uygulama olması çok muhtemeldir.
Zira buralarda; kazı şevi, ya projesinde hatalı verilmiş ya da hatalı (olması gereken eğik ya da dik) uygulanmış olabilir.
Bu durumda, yolun bu bölümünde, yol platformu, çoğu zaman, hatalı şevin önüne böyle yüksek duvarlar yapılarak sağlanır.
Bu durumda da hem işi yapana yapmadığı bir miktar kazının karşılığı da ödenmiş olabilir hem de yapılan duvarın miktarı çok artmış olur.
Bu anlatılanların, Şekil-1' den kolaylıkla anlaşılması da mümkündür.
Bu arada, her türden duvar imalatlarında, duvar yükseklikleri arttıkça, miktarlarının ve bedellerinin çok hızlı (geometrik olarak) arttığı bilinmektedir. (Örneğin üç metre yüksekliğinde bir duvarın yeterli olduğu bir yere, beş metre yüksekliğinde bir duvar yapılırsa, 1 metredeki duvar imalatı 3 metreküpten 9-10 metreküpe çıkabilmektedir.)
Duvarlarda birim fiyatını belirleyen ana girdi işçiliktir.
Uygulamada duvarların dışa bakan yüzleri oluşturulduktan sonra, gerisinde kalan bölümlerinin, genelde, daha çok makina ile yapılan harçlı taş dolgu niteliğinde olduğu bilinmektedir.
Ödemeler ise, duvarın tamamı (daha pahalı olan) insan gücü ile yapılmış gibi olmaktadır.
Böyle olunca da, özellikle yüksek duvarlar çok karlı bir iş kalemi olmakta ve yapılan duvarların bu kadar yüksek ve fazla yapılmasının nedeni olması muhtemeldir.
Söyle olunca da duvarlar obez (aşırı şişman) olmakta ve yapanları da obez yapmaktadır!
Bu arada ülke genelinde ve çevremizdeki yollarda, son yıllarda çok yaygın olan tünellerde, tünellerin bir bölümünde ya da tamamında, gece-gündüz gereksiz yere, binlerce lambalarla, altlarında gergef işleme için bile rahatsız edici olan göz kamaştırıcı aşırı aydınlatmaların da görülmesi, fark edilmesi kolay olan bir başka israf örneği olduğu da söylenebilir.
Bu kapsamda, bu tür (aysbergin görünür bölümünde bile görülmesi zor olabilen) küçük, görünür israfların olduğu bir yerde, fark edilmesi zor ve uzmanlık gerektiren (büyükleri heybede olan!) obez ve yapanları da obez yapan israf kaynağı uygulamaların olmadığını söylemek de mümkün değildir.
Sayıları oldukça az kalan, (Allahtan, gidenlere rahmet, kalanlarına sağlıklı uzun ömürler dilediğim), yaptıkları, duvarların, tünellerin, köprülerin bir metre kısa olması için kılı kırk yaran eski Karayolcu ağabeylerimiz ve arkadaşlarımız bu tür israfların ve hataların ana nedenleri olarak; kamusal işleyişin her alanında olduğu gibi, Karayollarında da varlığı görülen,
[*] Yönetim ve denetim zafiyetleri; Karayolculuğun amatörlük ruhu ile yapılması gereken bir hizmet olduğu duygusunun kaybolması...
[*] Tüm asıl ve alt projelerin yükleniciler tarafından yapılmış (çoğu ayağı yere basmayan, albenili bilgisayar çıktıları niteliğinde) olmaları ve uygulama hataları...
[*] Projelendirmelerde tasarrufa ve özellikle mühendislik ekonomisinin gereklerine önem verilmemesi...
gibi hususlar olduğunu söylemektedirler.
Bu arada yakın çevremizdeki karayolları faaliyetlerinde, son birkaç yıldır, geçmişin büyük aksaklıklarını ve gecikmelerini telafi eden çalışmaların yapıldığı ve güzel sonuçlarının ortaya çıktığı görülmektedir.
Emeği geçenlere teşekkür ederiz.
Acilen Zonguldak-Kozlu çevre yolu ile devamını da dileriz.

BİR DİLEK!
Bilindiği üzere, önceki valilerimizden birisi döneminde, Atamızın Gençliğe Hitabı'nı içeren Valilik binasının ön yüzündeki pano kaldırılıp; yerine, üzerinde porsuk ağacı yazan bir ağaç tablosu konulmuştur.
Bu durum, hepimizi üzmüştür.
Bu tablonun uygun bir yerinde, ağacın bulunduğu yer, yaşı gibi bilgilerin yazılmamış olmasını bir eksiklik olarak görüyorum ve Atamızın binayı daha da şereflendiren görüntüsünün tam altına "PORSUK AĞACI" yazısının gelmiş olmasını da uygun bulmuyorum. (Bu arada, kaldırılan panonun Valilik binamızın bir başka köşesini şereflendirip şereflendirmediğini de merak ediyorum.)
Her alanda, her türden, heybenin gözünde olan ve dışında kalan israfların ve yanlışların olmamasını, 2022 yılınızın mutlu günler getirmesini dilerim.