Zonguldak liman arkası şimdi gezi yolu, dinlenme, deniz havası alma noktası. Yazın sıcak günlerinde düzayak denize girilebilmenin en kolay yolu. Bir de yaz kış denize giren bir müdavim kadrosu var. Kışın hangi ayı olursa olsun güneş çıktımı havlusunu alıp liman arkasının yolunu tutan, dalıp çıkan birkaç müdavim var. Kentin deşarj noktası da diyebiliriz liman arkası için. 1970'li yıllarda çok popüler bir plajdı, kapısında demir parmaklık olsa bile sıcak günlerde halka açılırdı. Mahalleli, çoluk çocuk denizin tadı çıkartılırdı.

1957 yılında yeni liman tamamlandıktan sonra liman arkasından yapılan kömür atığı döküm işleri sona erdirildi. Üzülmez'den gelen atık vagonları Fener Mahallesine açılan bant tüneli üzerinden denize döküldüğü için, deniz akıntısı liman arkasında kumluk alan oluşturmuştu. 1957'den 80'lere kadar kum kaplıydı. Atıkların Fener burnundan Balkaya burnuna transferiyle liman arkasındaki kumda azalarak çekildi. Şimdiki kayalık halini aldı.

1970'li yıllarda iki tünel arasındaki bu dar alanda yüzmenin ve kayadan atlamanın en güzel örnekleri sergilenirdi. Liman mendireği tarafında ve Fener tarafındaki kayalar birer atlama trampleniydi. İkinci tünel çıkışı da bugün olduğu gibi balıkçıların tercihiydi. Fener burnuna yakın olan deniz sahasında eski bir batık bulunurdu. Bu batık dalmasını iyi bilen müdavimler tarafından parça parça sökülerek çıkarıldı.
Hurda demiri uzun bir dönem müdavimlerin gelir kaynağı oldu.
Liman arkası eskiden olduğu gibi bugün bile belli saatlerde ürpertici bir yerdir. Akşamın karanlığında bir ıssızlık kaplar. Tünellerden geçerken insanı ürpertir. Bu özelliği ile şarapçılara, alemcilere de mekan olmuştur. O yüzden verdiği huzur kadar korkutucu yanı da vardır.

Liman arkasının bir özelliği daha vardır ki bunu herkes bilmez. Şimdi trajik komik gelen bu özelliği, 1960 ve 70'li yıllarda inanılan bir kent efsanesiydi...

1980 öncesi Türkiye'sin de olduğu gibi Zonguldak'ta da sağ, sol çatışmaları, cadde sokak tutmaları, adam dövme ve öldürme olayları haberlerden düşmüyordu. İdeolojik düşünce farklılıkları, sen faşistin, sen komünistsin ayrımcılığı can ve mal kaybına yol açtığı bu yıllarda liman arkası da trajik-komik böyle bir olayla gündemdeydi. Sol görüşlü olanlara komünist damgası vurulup örgüt elemanı nitelendirilen insanların, Rusya'dan gelen gizli bir casus denizaltının liman arkasında su yüzüne çıkıp, bu noktada yardım ve destek amaçlı ikmal yaptığı ve yine gizli olarak dalıp kaybolduğu söylentileri kentte konuşulmaktaydı. Karadeniz kıyısı karşımızda Rusya değil de Amerika olsaydı sanırım aynı düşüncenin tersi örgütler içinde söylenti çıkarılabilecek kolay yalanlı yıllardı...

Alıntı: Yüksel Yıldırım