Milli mücadelenin yaşandığı Kurtuluş Savaşı'nda teknelerle İstanbul'dan İnebolu Limanı'na cephane taşınmasını canlandırmak için, Türk bayrağıyla Kabataş'tan İnebolu'ya doğru kanolarla yolculuğa çıkan ekip, Kastamonu'nun Cide ilçesine ulaştı.

Kurtuluş Savaşı'nda İstanbul'dan İnebolu'ya teknelerle cephane taşınması ile ilgili 15 gün sürecek sembolik yolculuk düzenlendi. Kanocu Ahmet Ergün ve Keremhan Kara, Kurtuluş Savaşı'nda teknelerle İstanbul'dan İnebolu Limanı'na cephane taşınmasını canlandırmak için yolculuğa çıktı. İstanbul'dan teslim aldıkları Türk bayrağını, 9 Haziran Perşembe günü İnebolu Limanı'na ulaştırmayı hedefleyen kanocular, İstanbul'un İnebolu Sokağı karşısındaki Kabataş Sahili'nden dualarla uğurlandı.

25 Mayıs tarihinde yola çıkan kanocu Ahmet Ergün ve Keremhan Kara, 12 günlük yolculuklarının ardından Kastamonu'nun Cide ilçesinde Cide Limanı'na ulaştı. Cideli vatandaşlar tarafından karşılanan Ahmet Ergün ve Keremhan Kara, burada 1 gün istirahat ettikten sonra Pazartesi günü İnebolu Limanı'na ulaşmak üzere tekrar kanolarıyla yolculuğa başlayacak. Sembolik yolculukla ilgili açıklama yapan Keremhan Kara, "Hayatımız su ve denizde geçiyor. Kano ekibi olarak İstanbul'dan Kastamonu'nun İnebolu ilçesine kadar kürek çekmeyi hedefliyoruz. Rotamız 480 kilometreden oluşuyor. 15 günlük bir yolculuğumuz olacak. Bugün 11'inci güne geldik. Şimdide yeşiller diyarı Cide ilçemize ulaştık. Sadece 1 gün çok yorulduğumuzdan dolayı mola vermek zorunda kaldık. Onun haricinde 10 gün boyunca kürek çekiyoruz ve suda bulunuyoruz. Takriben şu anda 400 kilometre kadar yol aldık. Ortalama günde 40 kilometre kadar yol kat etmiş oluyoruz. 400 kilometre sonrasında Kastamonu sınırlarına girmiş olduk" dedi.

Neden böyle bir projeye imza attıklarını anlatan Kara, "Projemiz Milli Mücadele yıllarını anlatıyor. 101 yıl önce ecdadımız, atalarımız bizim şu anda gittiğimiz rotada sırf Kurtuluş Savaşı'nı, Milli Mücadeleyi yaşatabilmek için mühimmat taşımışlar. İstanbul'dan çıkış yapıp İnebolu Limanı'na kadar, aynı zamanda İnebolu Limanı'ndan da kağnılarla Ankara'ya bu mühimmatlar taşınmış. İstiklal yolunda Şehit Şerife Bacı, Halime Çavuşlar sayesinde, İnebolulu Hacı Kadı Salihler sayesinde Ankara'ya mühimmatlar taşınmıştır. Biz, İstiklal yolunun öncesi olan rotasını canlandırıyoruz. İstanbul'dan İnebolu Limanı'na kadar kürek çekiyoruz. Zamanında bunları takalarla, tekelerle yapmışlar. Yeri geldiğinde kürek çekmişler, yeri geldiğinde motor çalıştırarak bu yolu gitmişler. Biz de bu insanları, 101 yıl sonra birazcık anlamak için kendi kanomuzla kürek çekerek bu rotayı canlandırmayı hedefledik ve 11'inci gündeyiz. Çok güzel ilerliyoruz, sağ olsun Karadeniz şu anda bize yumuşak davranıyor. Sert yüzünü çok fazla göstermedi ama şu anda biraz göstermeye başladı. Arada gösterdi ama patronun kim olduğunu hatırlatması gibi oluyor. Projemizdeki amaç insanlara aziz tarihimizdeki bir nebze olsun tekrar hatırlatmak. Gündemin yoğunluğu, ekonomik sorunlar gibi insanlarımız tarihine bazen unutabiliyor. Bizde bu tarihimize tekrar onlara hatırlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Kano ekibinde yer alan Ahmet Ergün ise, "Keremhan Kara benim önümde gider. Ben de arkasından giderim. Sonra kendisine ben bir şey söyleyeceğim sana derim. O da sağ olsun beni beklemeye başlar. Her zaman da beklemiştir. Sonra ne oldu deyince 'hiç hadi devam edelim' diyorum. Yoksa yakalamak mümkün olmuyor. Kendisi sporcu, biraz da aramızda yaş farkı var. Cide'mize geldiğimde sanki kendimi İnebolu'ya gelmiş gibi gördüm. Kutsal topraklara girmiş gibi kendimi hissediyorum. Üzerimizde bir yük var. Bir bayrak var. Bu bayrağı İnebolu'ya teslim edeceğiz. 9 Haziran'da inşallah İnebolu'ya inebilirsek hava müsaade ederse, şu anda günümüz var ama dediğimiz gibi patron Karadeniz, ne zaman yapacağı belli olmaz. Müsaade etmese de biz de, atalarımız nasıl o denizi yardıysa bizde yararak İnebolu'ya ulaşacağız inşallah" şeklinde konuştu.

İnsanların kendilerine çok güzel karşıladığından bahseden Ergün, "Bunu anlatmaya duygularımız yetmez. Yaşanması gerekiyor. Keşke bizden sonra gelecek nesillerinde buna benzer çalışma yapması gurur verici bir şey. Ben kendimle gurur duyuyorum. Kerem arkadaşımda bana eşlik ettiği için kendisine teşekkür ediyorum. Her yerde güzel karşılandık. Her yerde karşılamada bizlere ön ayak olundu. Kıyı emniyetinden Sahil Güvenlik Komutanlığına kadar, Kaymakamlıklara kadar, Belediye Başkanlıklarına kadar, herkes bizim için seferber oldu. Bu bize biraz daha güç verdi. Ne zaman gücün biterse iman gücünle devam et derler, bizde de sanki öyle oldu. İnşallah bu projemizle ecdatlarımızın yaşadıklarını bir nebze olsun anlatabilmişizdir " ifadelerini kullandı.