Zonguldak Birleşik Kamu-İş Temsilcisi Metin Kahveci, yaptığı yazılı açıklamada, "AKP iktidarının, 2022 yılı için %5+6, 2023 için ise % 6+6 zam teklifi sunması kabul edilecek gibi değildir. Kamu çalışanları ile dalga geçmek anlamındadır. Kamu çalışanları 2015 yılından itibaren 8 çeyrek altın kayıp altında olmasına rağmen AKP'nin komik zam teklifleri memurlarla hem alay etme hem de ezme politikasının devamıdır. Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisini ilgilendiren Sözde Toplu Sözleşmenin, Hakem Kuruluna bırakılacağını göstermektedir. Bu formaliteli durum alışkanlık haline gelmiştir. İktidar kanadı artık alışılagelmiş bir şekilde toplu pazarlık masasında sendikaları sürekli olarak oyalayıp uyuşmazlık yaratmayı bilinçli bir eylem haline getirmiştir. Bu durumdan yandaş sendikalar da memnun kalmaktadır. Oysa yetkili sendikalar bu zam teklifi karşısında bütün konfederasyonlarla bütün illerde aynı 2001 yıllarında olduğu gibi büyük eylemler yapması gerekmekteydi. Böyle bir sorumluluğu varken yerine getirmişler mi? Hayır. Bu sorumluluktan kaçan yandaş sendikalar sokağa çıkmaktan birlikte eylem yapmaktan koltuk makamı uğruna kaçmakta ve kamu çalışanlarının haklarını savunmamaktadırlar. Hükümette kamu çalışanlarının meydanlarda eylem yapmadıklarını görünce derin bir oh çekmektedir. Hükümette bu satış fırsatını görünce her dönem olduğu gibi Sözde Toplu Sözleşme uyuşmazlığı yaratarak, sonucu değiştirmeyeceğini bildiği için görüşmeleri Hakem Kuruluna havale edecektir. Hakem kuruluda AKP 'den olduğu için değişen bir şey olmayacaktır.

Davulda, tokmak da AKP iktidarında, siyasi iktidar kamu emekçilerine ne teklif ederse yandaş konfederasyon kabul etmek zorundadır. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci sorumluluktan kaçamaz.

Hükümet ve yandaş konfederasyon arasında yapılacak olan "danışıklı görüşmelerden" kamu emekçileri adına herhangi bir kazanım çıkmasını zaten beklemiyorduk. Ortada ne gerçek bir Toplu İş Sözleşmesi görüşmesi ne de toplu pazarlık masası bulunmaktaydı.

Kamu emekçilerinin ekonomik, sosyal ve özlük hakları konusundaki taleplerini ve çözüm önerilerinin dikkate alınmadığı bir toplu sözleşme düzeni gerçekçi olamaz. Kamu emekçilerine dayatılan Sözde Toplu İş Sözleşme düzeni ve Hakem Heyeti tam bir kurmaca ve aldatmaca olduğunu şimdiden söylüyoruz. Kamu emekçileriyle dalga geçilen teklife karşı kamu emekçilerini ortak mücadele yürütmek için Birleşik Kamu-İş Konfederasyonuna bekliyoruz. Ülkenin gerçeklerini dikkate alındığı kamu emekçilerini gözeten ve alın terinin hakkını veren grevli bir toplu sözleşme düzeni tüm kamu emekçilerine kazandıracaktır. Memur-Sen rolünü güzel oynamakta ancak kamu emekçileri oynanan oyunu farkındadır. Ne masayı ne Hakem Heyetini tanıyoruz. Lütuf değil grevli bir toplu sözleşme istiyoruz. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; toplu sözleşme masasını, satış masası olmaktan çıkarıp, demokratik ve barışçıl yollardan yapacağımız eylemler ve örgütlülüğümüzden gelen gücümüzle bir mücadele masasını kuracağımızı belirtiyoruz" dedi.