Her türlü tehdit ve baskıya rağmen görevimizin başındayız Her türlü tehdit ve baskıya rağmen görevimizin başındayız

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanlığı tarafından düzenlenen 4 Aralık Dünya Madenciler Günü etkinlikleri kapsamında 'Zonguldak'ta Kaçak Ocaklar' adlı sunum gerçekleştirildi.
Zonguldak'ta Kaçak Ocaklar' adlı sunumu Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nden Doç. Dr. Caner Özdemir yaptı.

Görüşmeler arasında hem kaçak ocaklarda çalışan işçiler hem de farklı alanlarda faaliyet gösteren maden çalışanları yer alıyor. Ayrıca, bu süreçte odak grup görüşmeleri ve bireysel gözlemlerden elde edilen veriler de değerlendirildi. Çalışmamızın sonuçlarını, 'Maden ve Toplum' adlı yayında paylaşarak tartışmaya açtık.

Doç. Dr. Caner Özdemir, sunumunda şu ifadelere yer verdi:
"Zonguldak’taki kömür madenciliği, geçmişten bugüne değişen üretim biçimleri ve politikalarıyla farklı deneyimler barındırıyor. Bu süreç, hem devlet eliyle hem de özel sektör aracılığıyla yürütülen madencilik faaliyetlerinin çeşitliliğini içeriyor. Zonguldak’taki madenlerde, işçi çalışma koşulları, işveren-çalışan ilişkileri, pazarlama yöntemleri ve yerel idarelerle ilişkiler gibi birçok faktör birbirinden farklılık gösteriyor.
Bu çalışmam, 2019 yılının Eylül-Aralık aylarında sahada yapılan kapsamlı gözlemlere ve 30’un üzerinde yapılandırılmış görüşmeye dayanıyor. Görüşmeler arasında hem kaçak ocaklarda çalışan işçiler hem de farklı alanlarda faaliyet gösteren maden çalışanları yer alıyor. Ayrıca, bu süreçte odak grup görüşmeleri ve bireysel gözlemlerden elde edilen veriler de değerlendirildi. Çalışmamızın sonuçlarını, 'Maden ve Toplum' adlı yayında paylaşarak tartışmaya açtık.
1980’lerden itibaren Zonguldak’ta kömür üretiminde ve işçi sayısında önemli azalmalar yaşandığını görüyoruz.
Zonguldak’ta özelleştirme politikaları ve ithalatın önündeki engellerin kaldırılması gibi süreçler etkili oldu.

1980-1990 yılları arasında işçi sayısı yüzde 10 azalırken, kömür üretimi yüzde 27 oranında düşmüş durumda. Aynı dönemde reel ücretlerde de önemli düşüşler yaşandı; ücretler neredeyse yarıya indi. Ancak ilginç bir şekilde, dünyanın diğer bölgelerinde kömür ve diğer madenlerin üretiminde artışlar görülüyordu. Örneğin, linyit ve altın madenciliğinde hem verimlilik hem de üretim artışı sağlanmıştı. Türkiye’ye benzeyen diğer ülkelerde ise büyük ölçekli madenlerin sayısında artış yaşandı.
Bu dönemde Zonguldak’ta özelleştirme politikaları ve ithalatın önündeki engellerin kaldırılması gibi süreçler etkili oldu. Ancak 1990’lardaki büyük grevler, emek politikalarını bir ölçüde boşa çıkardı. Örneğin, grevlerin ardından ücret artışları gerçekleşti ve emeğin ucuzlaması yönündeki politikalar hedeflenen etkiyi sağlayamadı. 1980’lerin sonlarından itibaren kaçak ocakçılık faaliyetleri yaygınlaşmaya başladı. Zonguldak’ta bu süreç, maliyetleri düşürmek için uygulanan politikaların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Ancak Zonguldak özelinde kaçak ocaklar, genellikle daha az maliyetli ve daha kolay çıkarılabilir kömür sahalarını hedef alıyor. Bu durum, bölgedeki madencilik faaliyetlerinde çeşitliliğin artmasına neden oldu. Bugün Zonguldak’taki madencilik sektörü, bir yandan değişen politikalar ve ekonomik dinamiklerle şekillenirken, diğer yandan geçmişin izlerini taşıyan önemli bir dönüşüm süreci yaşıyor. Kaçak ocaklar konusu açıldığında herkes sorunun çözüleceğine dair beklentiye giriyor. Ancak bu, yalnızca bir madencilik sorunu değil. Sorun ekonomik, sosyal ve politik birçok faktörden etkileniyor. Çözülmemesi ise pek çok kişi ve kurumun işine geliyor. Bu nedenle kaçak ocakların kapatılması ya da tamamen ortadan kaldırılması kısa vadede mümkün görünmüyor.”







Muhabir: Öznur Güneş