ZGC Başkanı Derya Akbıyık, CHP'lileri gazetecilerle birlikte karşılayarak bayramlarını kutladılar.
İl Başkanı Devrim Dural, ziyarette yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Geldiğimiz noktada Zonguldak’ın nüfusu geriye gidiyor. Türkiye Taşkömürü Kurumu geriye gidiyor. Ülkedeki ve Zonguldak’taki işsizlik problemi çok yüksek. Gayrisafi milli hasıladan Zonguldak’ın aldığı pay, en düşük payı alan ilk üç il arasına girdi.
Son açıklanan verilerde, dolayısıyla Zonguldak’ta iktidarın söyleyebileceği bir söz, yapacağı bir icraat kalmadı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyeleri, Zonguldak’taki toplam 12 belediyede sosyal belediyecilik hizmetleri sunuyor. Biliyorsunuz, 8 ilçenin 6’sı Cumhuriyet Halk Partili. Bunu çok değerli buluyoruz.
Önümüzdeki süreçte de 18’de 8’e tamamlamayı düşünüyoruz. Ülke genelinde de karanlık bir tünelin içinden geçiyoruz fakat bu tünelin ucundaki ışığı gördüğümüzü ifade etmek istiyorum.
Biliyorsunuz, gecenin en karanlık anı, şafağın sökmeye en yakın olduğu andır. Bugünleri yaşıyoruz. İlk yapılacak olan erken seçimde veya zamanında gerçekleşecek seçimde Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olacağını biliyoruz. İçinde bulunduğumuz durum bir memleket meselesidir.
Bu, vatan ve millet meselesidir; milletin iradesi meselesidir. Artık bu sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin veya Ekrem İmamoğlu’nun meselesi olmaktan çıkmıştır. Mevcut durumda yaşanan sorunlar sadece Cumhuriyet Halk Partili insanlarla ilişkilendirilmektedir. Neden AK Partili ve MHP’li belediyelere soruşturma açılmamaktadır?
Bu yargı sadece Cumhuriyet Halk Partisi’ne mi işlemektedir? Bu komediyi, bu saçmalığı artık bütün Türkiye ve bütün vatandaşlarımız görmektedir.
Hem Zonguldak’ta hem de Türkiye genelinde oy oranlarımız AK Parti’nin çok daha ilerisindedir. Bayram sonrasında anket sonuçlarını açıklayacağız ve bu verileri net bir şekilde göstereceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, mevcut iktidar ve Cumhur İttifakı’na göre oy oranının yüksek olduğunu göreceksiniz.
Dün açıklanan bir ankette de Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a en az yüzde onluk bir fark attığı görülüyor. Bu farkın daha da açılacağını düşünüyoruz.
Seçim çalışmalarımız bilindiği gibi devam ediyor. Hepinize iyi bayramlar diliyorum. Sağ olun."
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, ziyarette yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Büyük direnişler var. İlk defa çok sesli olarak “hayır” demek ve protesto etmek için, özellikle bu mücadelenin, bu hareketin öznesi olan çocukları gözlerinden öpüyorum. Öğrencilerimizi gözlerinden öpüyorum, bizlerden daha yürekli çıktılar ve bu direnişe, bu özgürlük mücadelesine, hak, hukuk ve adalet mücadelesinde sembol oldular. Ülkemiz bugünlerde çok zor dönemler geçiyor ama demokrasimiz adına çok önemli mesafeler kat ettiğimizi düşünüyorum.
Dünya basınının da bütün algılarıyla üzerimizde olduğunu ve bizi takip ettiğini görüyoruz. Yerel basınımızın —maalesef bu cümleyi kullanmak zorundayım— merkez medyanın, konvansiyonel medyanın görmek istemediği halde, birçok medyanın da aynı zamanda doğru haber alma özgürlüğümüz için, vatandaşımızın doğru haber alma özgürlüğü için direndiğini görüyoruz.
Biz yargı mensupları için de görüyoruz, valiler için de görüyoruz, savcılar için de görüyoruz. Emekliler, asgari ücretliler ve sesini duyuramayan kitleler için de yürüyoruz. Bizim mücadelemiz devlete karşı değil; devletimizin daha iyi, çağdaş ve demokratik normlara ulaşabilmesi için.
Avrupa’ya yüzümüzü dönmek, sürekli onlarla istişare edebilmek, seçim zamanlarında Avrupa Birliği’ni telaffuz etmekten kaçınmamak için mücadele ediyoruz. Bu anlamda, bütün Avrupa’nın gözleri üzerimizde. Ekonomimizin nasıl kırıldığını, Merkez Bankamızın nasıl bir gecede boşaltıldığını, yabancı sermayenin sıcak para sahiplerinin bir gecede 100 milyar dolar gibi bir rakamla ülkelerine paralarını transfer ettiklerini görüyoruz.
Bu yapısal reformların yapılamadığını, ülkemizin idare şeklinin yapısal bir dönüşüme ihtiyaç duyduğunu ama buna adım atılmadığını görüyoruz. Tıpkı bazı Orta Doğu ülkelerinde olduğu gibi bir yönetim şekli isteniyor ve biz buna ülke genelinde “hayır” diyoruz.
En kısa zamanda Cumhurbaşkanı adayımızın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın, koşulsuz ve şartsız serbest bırakılmasını istiyoruz. Buna ilişkin satır aralarında pazarlık yapılabilecek ifadeler görmek demokrasimiz adına utanç vericidir. Koşulsuz bırakılması lazım. Biz şunu söylemiyoruz: “Yargılanmak istemiyoruz.” Biz şunu söylüyoruz: Geçmiş dönemde yapılan yolsuzluklarda olduğu gibi, adaletin tarafsız işlemesini talep ediyoruz.
Siyasi kargaşalardan dolayı ülkenin, hem milliyetçilik hem muhafazakarlık söylemleriyle bataklığa sürüklendiğini görüyoruz. Biz şunu söylüyoruz: Kurucu felsefeden geliyoruz. Bu ülkenin fabrika ayarlarına dönmesi gerektiği kanaatindeyiz. Osmanlı’nın bakiyesinden bir Cumhuriyet yarattık. Bunu sadece Cumhuriyet Halk Partililer yapmadı ama devlet kuran bir partinin unsurları olarak, hassasiyetlerimiz daha önemli.
Ülke yangın yerindeyken, ülkesini bırakıp gidenlerden değiliz. Hiç kuşkusuz, daha önce AK Parti’ye ve diğer partilere oy veren vatandaşlarımızın da aynı kaygıları taşıdığını düşünüyoruz. Bu yüzden sokak mücadelemiz gerektiğinde tekrar devam edecek, yine meydanlarda olacağız. Ama şunu da unutmayalım: Eski FETÖ taktikleriyle bir yerlere işaret edilmek, hedef gösterilmek doğru değildir. Demokrasi onlar için de gereklidir.
31 Mart’tan bugüne tam bir yıl geçti. Bütün ağır koşullara rağmen, iktidarın bizi silkeleme gayretleri devam etse de, sosyal belediyecilikte çok güzel işler yaptık. Vatandaşlarımız, emekçilerimiz, gençlerimiz için çok ciddi adımlar attık. Hakkımızın ortak kullanılabileceği en ucuz hizmeti bazı yerlerde ücretsiz yapmaya gayret ettik.
Bu son dört yılı çok iyi bir şekilde geçireceğiz. Halkın yanında olacağız, halkın sesi olacağız. Ezilenlerin, mazlumların dili, gözü ve kulağı olacağız. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Hiç kimse bize ayar çekmeye kalkmasın. Bu ülkeyi emperyalistlere karşı verdiğimiz en büyük onursal mücadele, bütün masum ülkelere örnek olmuştur. Aynı hassasiyetle ve kararlılıkla devam ediyoruz, asla geri adım atmayacağız.
Bu ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak için birlik ve beraberlik zamanı. Bizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim, başkanım. Sağ olun, çok teşekkür ediyoruz."