Belediye Başkanı Bülent Kantarcı"Türkiye'nin en entelektüel networkü" olarak bilinen Açık Radyo'da, Çaycuma Belediyesinin iklim dostu uygulamalarını anlattı. Açık Radyo'nun "Paris Antlaşması sonrası iklim mücadelesine dair bir fikri takip çalışması" olarak yayımladığı ve "Bir iklim adaleti güncesi" olarak nitelediği "İklim İçin" programında Yücel Sönmez, Ömer Madra, Özdeş Özbay'ın sorularını yanıtlayan Başkan Kantarcı, iklim mücadelesi yapan tüm ekolojistleri Çaycuma'ya davet ederek yapılanları yerinde görmelerini istedi. Başka Kantarcı kendini tanıtırken, "İnşaat yüksek mühendisiyim. Babamın da belediye başkanlığı Çaycuma'ya 60 yaşımdan sonra hizmet vermeye başladım. Çaycuma halkına, benim gibi apolitik birini belediye başkanı yaptığı ve bu cesaretli uygulamalarımı desteklediği için teşekkür ediyorum" dedi.

İNSANLARIN BULUNDUKLARI YERLERDE YAŞAMALARINI SAĞLAMALIYIZ

Sözlerine Çaycuma'yı tanıtarak devam eden Kantarcı, "Çaycuma Batı Karadeniz'in hemen kıyısında, Zonguldak'ın bir ilçesi, merkez nüfusu 27 bin 500 olan ilçemizin toplam nüfusu köyleriyle birlikte 90 bini aşıyor. Ancak biz yalnızca merkezden sorumluyuz. Ankara-İstanbul otoyolunun Yeniçağa sapağından, 95 kilometrelik ormanlıklar içinden geçen güzel bir yolla ulaşılıyor. Yüzde 70'i ormanlarla kaplıçok güzel bir doğa parçası, bu yüzden arazi sıkıntısı da çekiliyor. İlçemizin en büyük özelliği de içinden nehir geçmesi. İçinden geçen Filyos Çayı Bolu, Kastamonu, Çankırı bölgesinin sularını toplayarak Karadeniz'e ulaştırıyor. Ama ne yazık ki bunun bir kolunu Ankara'ya kaptırdık. Gerede civarındaki bir kolu 47,5 kilometrelikbir tünelle Ankara'ya içme suyu olarak akıyor. Bana sorarsanız suyumuz çalınıyor. İnsanları bulundukları yerlerde yaşatabilsek suları taşımaya, çalmaya da gerek kalmayacak. Ne yazık ki hepsini büyükşehirlerde topluyor, sonra da onların gereksinimleri karşılamak için bir sürü işler yapmak zorunda kalıyoruz. Çok yanlış bir şehirleşme anlayışımız var" dedi.

İKLİM KRİZİ SUYA ERİŞİMİ ZORLAŞTIRIYOR

Uygulamaya konan Yağmur Suyu Toplama ve Kullanma Yönetmeliği ile ilgili bilgiler de veren Kantarcı, "Eskiden ısınma amaçlı olarak kömür kullanımı çok yaygındı. Dolayısıyla bacalardan çıkan kurumlar çatılarda birikerek yağmur sularını kirletiyordu. Biz öncelikle doğal gaz kullanımını yaygınlaştırdık. Neticede o da bir fosil yakıt olsa da, en azından duman çıkarmadığı ve partikül madde içermediği için Çaycuma'nın her yerine hızlı şekilde doğal gaz götürdük. Dolayısıyla çatıdan akan suları kurumdan da arındırmış olduk. Yaşanan iklim krizinin suya erişimi zorlaştırması nedeniyle esas amacı teşvik olan bir proje başlatarak, yeni yapılan binalarda yağmursuyu toplama sistemini zorunlu hale getirdik. Zonguldak bölgesi Rize'den sonra ülkenin en çok yağış olan bölgesi, güzelliği de bu yağış 12 aya yayılıyor. Dolayısıyla bu depolama ile ilgili maliyetleri daha uygun hale getiriyor. Biz Çaycuma'nın suyunu Filyos Irmağı kenarındaki keson kuyulardan elde ediyoruz. Kirlenme tehdidi ile karşı karşıya olduğumuz gibi, suyu elde etmek için ciddi anlamda bir enerji tüketiyoruz. Bu proje ile hem belediye kaynaklarını doğru kullanmaya, hem de halkımıza çevre bilinci aşılamaya çalışıyoruz" diyerek sözlerine devam etti.

SİSTEMİ KURAN VE KULLANANLARIN SU MALİYETİ %50 DÜŞÜYOR

Yağmursuyunun nitelikleri hakkında da açıklamalar yapan Kantarcı, "Şebeke suyumuz kireçli ama yağmursuyu saf su niteliğinde. Biz toplanan suyun bahçe sulama ve tuvalet rezervuarlarda kullanılmasını önerdik. Çok basit bir dinlendirme tekniğiyle de, çamaşır, bulaşık makineleri, banyo başta olmak üzere tüm gereksinimlerin karşılanması için kullanabilir. Basit bir klorlama sistemi de eklenirse, son derece nitelikli bir su haline dönüşebilir" dedi. Yayınlanan yönetmeliğin teknik boyutları hakkında da bilgiler vererek açıklamalarını sürdüren Kantarcı, "Yeni yapılan konutlarda konut büyüklüklerine göre, belli miktarlarda yağmursuyu toplamayı zorunlu kıldık. Kurulacak sistem herhangi bir görüntü kirliliğine neden olmadığı gibi balkonlarda biriken suları toplayan sistemlerin yarattığı çirkinliği de ortadan kaldırıyor. Teşvik amacıyla, tüekttiği normal suyun yüzde 20'si kadar yağmur suyu kullanana, şebeke suyunu yüzde 30 ucuz veriyoruz. Bu vatandaşımızın suyu %50 ucuz kullanması anlamına geliyor. Eski binalarımızda bu sisteme geçmek isteyenler de aynı olanaklardan yararlanıyor" dedi.

ÇAYCUMA DEZAVANTAJLI GRUPLAR İÇİN BİR CENNET

Çaycuma'nın bunun yanında hayata geçirdiği iklim dostu diğer uygulamaları da anlatan Başkan Kantarcı, "Bunun yanı sıra biz Çaycuma gibi küçücük bir kentte 20 kilometreye yakın bir bisiklet yolu yaptık. Otomobil kullanımını elden geldiğince azaltmaya çalışıyoruz. Eskiden beri alışveriş yaptığı her dükkanın önünde durup park etmeye alışmış bazı kişilerden tepki alsak da onlar da alıştı şimdi. Bisiklet kullanımı ilçede yaygın hale geldi. Çocuklardan yaşlılara her yaştan insan bisiklet kullanıyor. Engelliler ilçemizde çok mutlu, dünyanın bu konudaki en rahat yerlerinden birinde yaşıyorlar. Diledikleri yerlere gidebiliyorlar, her yeri engellilerin ulaşabileceği şekilde düzenledik. Çaycuma başta çocuklar ve engelliler olmak üzere dezavantajlı grupların cenneti diyebilir, bu kadar iddialı konuşabilirim" dedi.

KENDİ TÜKETİMİMİZ OLAN TÜM ENERJİYİ TEMİZ ENERJİDEN ELDE EDECEĞİZ

Belediyenin yenilenebilir kaynaklardan temiz enerji elde etmek için yaptığı çalışmalara da değinen Kantarcı, "Diğer taraftan iklim dostu uygulamalar açısından önemli olduğunu düşündüğüm bir projeden söz edeyim. Filyos Çayı'ndan Arşimet burgusu türbini ile elektrik elde edeceğiz. Bunun önümüzdeki birkaç gün içinde ihalesini yapacağız. Burgu türbin diğer HES'ler gibi değil. İçindeki canlılara hiçbir zarar vermiyor. Tirbuşon şeklindeki bir burgudan su geçirilip dönmesi sağlanarak, elektrik elde ediliyor. Güneş enerjisi konusunda da çalışmalarımız var. Pazaryerimiz ve katlı otoparkımızın üzerini panellerle kaplayacağız. Keson kuyularımızın olduğu yerde bir güneş tarlası kuracağız. Sonuç olarak Çaycuma Belediyesinin kendi tüketimi olantüm enerjiyi temiz enerjiden elde edeceğiz. Aylık 200 bin liranın üzerinde elektrik faturamız var. Enerji tesislerimizi bizi bu yükten kurtardığı gibi 4-5 yılda kendi maliyetini karşılayacak. Daha ileride mevzuatla ilgili sorunlar çözüldüğünde, halkımızın ortak olacağı bir enerji kooperatifi kurarak daha büyük tesisler kuracağız. Çaycuma böylece tümüyle enerjisini yenilenebilir kaynaklardan elde eden bir kent haline gelecek" dedi.

FİLYOS IRMAĞI KENARINDA YEŞİL ALAN DIŞINDA KULLANIMA İZİN VERMİYORUZ

Filyos Çayı kenarında yapılan işlerden de söz eden Kantarcı, "Avrupa'dan farklı olarak nehir yataklarını sözde ıslah ediyoruz. Elde ettiğimiz alanlara da binalar yapıyoruz. Ondan sonra da en ufak doğa olayında 'ah-vah' ediyoruz. Bizim bölgemizde de Filyos Çayı'nın kanal içine alınmasıyla elde edilen alanlara fabrikalar, endüstri alanları, TOKİ konutları yapılıyor. Çaycuma'da biz buna da yanaşmadık. Kazandığımız alanları, hatta arta kalan sulak alanları ıslah edip koruyup, yeşil alan olarak halkımızın kullanımına sunduk. Otoparklarda mümkün mertebe mıcır kullanarak, çamur oluşturmadan suyun toprakla buluşmasını sağlıyoruz. Çaycuma bir Cittaslow kentinin tüm özelliklerini taşıyor. Çaycuma'da trafik lambası yok. Akıllı kavşak düzenlemeleri ile hem kente estetik kazandırdık, hem de trafiği rahatlattık. İddiam odur ki, Çaycuma 100 bin nüfusa sahip olsa da, trafik lambası kullanılmayacak" diyerek sözlerini tamamladı.