Dereli: 'Milletler Genel Kurulu'nda Aralık 2018 tarihinde alınan kararla 7 Haziran, "Dünya Gıda Güvenliği Günü" olarak belirlenmiştir. "Güvenli Gıda" ya da "Gıda Güvenliği" üretimden tüketicinin sofrasına ulaşana dek gıdalardaki olası fiziksel, kimyasal ve biyolojik her türlü bozulmanın öngörülmesini ve alınacak tedbirleri temel alan uygulamaların tamamını kapsamaktadır.


FAO, WHO, UN, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar tarafından da gündemde tutulan "güvenli gıda", insan sağlığının vazgeçilmezi ve hepimizin hakkıdır. Bu nedenle gıdaların üretiminden tüketimine kadar her aşamasında gıda güvenliği sağlanmalıdır.

Covid-19 pandemisi sırasında ülkelerin sınırlarını uzun süreli kapatması, bazı sektörlerde üretimin yavaşlaması hatta durması, lojistik sorunlarının artması ile tüm dünyada tedarik zincirleri kopma noktasına gelmiştir. Bu dönemde özellikle tarımın yetersiz olduğu ülkelerde boş market rafları ve uzun kuyruklar hala hafızamızdadır. Ülkemizde de yaşanan yüksek enflasyon ortamı farklı bir boyutu ile halkımızın gıda güvencesini tehlikeye atmakta, tarımsal üretimdeki sorunlar, ekonomik belirsizlik ve gıda fiyatlarındaki durdurulamayan fiyat artışları artık temel gıdalara dahi ulaşılmasını güç hale getirmektedir.

Merdiven altı işletmelerin engellenmemesi, bazı üreticilerin ürün kalitesini düşürmesi, maliyetler nedeniyle gıda güvenliği sistemi kurulmadan üretim yapılması nedeniyle tüketici güvenli olmayan, besin değeri düşük sağlık riski yüksek gıdaya mahkum edilmektedir. Önümüzdeki süreçte taklit ve tağşiş listelerinde artış olması kaçınılmaz olacaktır. Tarım ve Orman Bakanlığının denetimleri etkin bir şekilde ve eskisinden çok daha sık yapması öncelikli zorunluluktur.

Gıda güvenliğinin maliyeti sağlık harcamalarından daha düşüktür. Güvenli olmayan gıdalar hem akut zehirlenmelere yol açmakta hem de yıllara dayalı olarak kronik hastalıkların oluşmasına neden olmaktadır. Kanser ve benzeri hastalıkların tedavisi güvenli gıda üretmenin maliyetinden çok daha fazladır.

FAO ve WHO 2022 yılının sloganını "Daha İyi Sağlık için Daha Güvenli Gıda" olarak belirlemesi, konunun önemini gözler önüne sermektedir. Gıda güvenliğinin önemi anlaşılmalı ve bir an önce kamu otoritesi denetleme ve düzenleme görevini yapmak üzere alt yapısını ve insan kaynağını nicel ve nitel olarak artırmalıdır.

Gıda ile ilgili başta resmi otorite olmak üzere kamunun ilgili diğer kurum ve kuruluşları ile meslek örgütleri, üniversiteler, sektör temsilcileri, üretici birlik ve sivil toplum kuruluşlarıyla gıda güvenliğinin sağlanması için bir araya gelinmelidir.

Bu doğrultuda gerek özel sektörde ve gerekse resmi kontrol mekanizmalarında görev yapan Gıda Mühendislerinin gıda güvenliğinin vazgeçilmez bir parçası olduğu göz önüne alınmalı, meslektaşlarımızın tarladan çatala tüm süreçlerde etkin biçimde yer alması sağlanmalıdır.

Özellikle "Gıda Mühendisi" istihdam edemeyecek ölçekteki gıda işletmelerinin, teknik ve hijyen konusunda destek alabilmeleri amacıyla, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı`na önerilen "Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanı" sistemi hayata geçirilmelidir.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak toplumsal sorumluluğumuz gereği başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere konunun bütün paydaşları ile işbirliği yapmaya ve sorunların çözümüne dair üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazır olduğumuzu bir kere daha ifade ediyoruz'dedi.