Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Ticaret Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir ve beraberindeki heyet, 'Ekonomi Masası' programı kapsamında CHP Zonguldak il Başkanlığı'nda basın toplantısı yaptılar.
CHP İl Başkanlığı binasında; Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe ve Ticaret Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir'in katıldığı basın toplantısında Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, belediye başkanları ve ilçe başkanları katıldı.
İl Başkanı Devrim Dural açılış konuşmasında şunları söyledi:
"Sinop ve Düzce'nin bir önceki yıla göre Türkiye ortalamasının çok üzerinde büyüdüğünü görüyoruz. Bu gerçeklikler ortadayken Zonguldak niçin hâlâ küçülmeye devam ediyor? Sözü çok fazla uzatmayacağım. Bütün bunların sebebi AKP iktidarıdır. Dolayısıyla ilk yapılacak olan erken seçimde veya zamanında yapılacak seçimde AKP iktidarının sonlanması gerekmektedir. Bütün bu yaşanan olumsuzlukların, ekonomik çıkmazların sebebi iktidarın siyasi ve ekonomik karar alma tercihleridir. İktidar, karar alma tercihlerinde hatalı davrandığı için Zonguldak'ta ve ülkemizde yanlış ekonomik kararların sonuçları yaşanmaktadır. Bizler de diyoruz ki bütün bunların bir çaresi var; o da Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Türkiye'nin birinci partisidir diyorum. Teşekkür ediyorum."
Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe,
"Zonguldak'ta ekonomik çalışma programımızı gerçekleştiriyoruz. Sabah ziyaretimizin açılışını tamamladık. İş dünyasından insanlarla bir araya gelip Zonguldak'ın sorunlarını yerinde tespit ettik, doğrudan muhataplarından dinledik. Başkanımızın da ifade ettiği gibi Zonguldak, Türkiye'de en hızlı yoksullaşan illerin başında geliyor. Bunun değişmesi için Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, özellikle bölgesel kalkınma politikaları üzerinden Zonguldak'ın bu gidişatının sonlanacağını düşünüyoruz ve bunun üzerine çalışıyoruz. Şimdi biliyorsunuz dünden beri Türkiye'nin gündeminde önemli gelişmeler var. Bunlardan bir tanesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çalışma Bakanı'na verdiği "silkeleyin" talimatından sonra yaşanan ve altı belediyeye uygulanan haciz işlemleridir. Belediyelerin SGK borçları karşılığında başlatılan bu haciz işlemlerinin aslında bir tahsilata dönük çaba olmadığını, SGK'nın mali yapısına yönelik bir iyileştirme girişimi de olmadığını biliyoruz. Buradaki çabanın ne olduğunu çok net bir biçimde ifade etmek zaruridir.
Biliyorsunuz, Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri, sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla vatandaşa hizmet götüren, onların her derdiyle dertlenen ve her soruna çözüm üreten bir belediyecilik anlayışını hayata geçiriyor. Bu kapsamda yaptıkları faaliyetlerin...
İşlemlerine varıncaya kadar, akla mantığa sığmayacak yöntemlerle bir kamu kurumunun diğer kamu kuruluşlarının üzerine gidiyor olması kabul edilebilir bir şey değil. Burada aslında haczedilen ya da haczedilmeye çalışılan belediyelerin finansal olanakları değil, vatandaşa sunulan hizmettir. İktidar, bu hizmetleri veremiyor olmanın mahcubiyetiyle utanç duyması gerekirken, belediyelerin de bu hizmetleri vermesinin önüne geçme çabası içerisinde olduğunu görüyoruz. Vatandaşlarımız, burada yapılanın ve niyetin ne olduğunu net bir biçimde bileceklerdir.
Tabii dün Mecliste Hazine ve Maliye Bakanı'nın bütçe görüşmeleri vardı. Sayın Şimşek'in orada yaptığı açıklamalar var. Açıklamalarındaki bazı tespitleri doğru bulsak da, doğru tespit edilen konulara ilişkin bir çözümün olmadığını da net bir biçimde görüyoruz. Sayın Bakan, 'Hayat pahalılığının farkındayız' diyor. Sayın Bakan, siz farkındasınız da vatandaş her gün bu hayat pahalılığını yaşıyor. Buna yönelik ne yapıyorsunuz? İnsanların karşı karşıya kaldığı bu yoksulluk sorununu çözmek için bir girişiminiz var mı? Vatandaşın gelirini artırmak için bir çabanız var mı? Sadece durum tespiti yapmak, bugün karar mevkiinde olanların yapacağı bir şey değildir. Buna yönelik çözümlerinizin de olması gerekir. Ancak yirmi iki yıllık iktidarınız boyunca yoksulluktan başka bir şey üretemediğiniz için bu konuda sizden çözüm beklemiyoruz elbette.
Sayın Bakan, enflasyonda hissedilen yavaşlamadan da bahsetmiş. Enflasyonun yavaşlıyor olması, fiyatların artmaya devam ettiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bir taraftan gelirler, emekli aylıkları ve çalışanların maaşları sabit tutulurken, fiyat artış oranı görece yavaşlasa bile hayatın hâlâ daha pahalı hale geldiği gerçeği maalesef değişmiyor. Dolayısıyla sizin övündüğünüz enflasyon rakamı, vatandaş açısından yoksulluğun derinleşmeye devam ettiğinin çok açık göstergesidir.
Bunu ifade etmek isterim. Enflasyonu düşürdük söyleminizin vatandaşın refahında bir karşılığı olmadığını da biliyoruz. Üstelik bakanlık görevinizin üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçti. Hâlâ düştü dediğiniz enflasyon oranı, sizin göreve geldiğiniz tarihteki enflasyonun on puan üzerinde. Buna bakarak bu ülkede insanların enflasyonun düştüğüne inanmasını mı bekliyorsunuz? Biraz gerçekçi olalım, rakamların varlığını inkâr etmeyelim. Enflasyon hâlâ Türkiye'de çok yüksek seyrediyor.
Çalışma Bakanı Işıkhan, emeklilere verilen sağlık hizmetinin ne kadar iyi olduğunu, dünya standartlarının üzerinde olduğunu söylemiş. Yani bu açıklamayı duyan ve altı ay sonraya randevu verildiğini gören bir emeklimiz ne hissediyor, ben hakikaten merak ediyorum. Çalışma Bakanı bu konuda açıklama yapmadan önce Sağlık Bakanlığı'na randevu sisteminin nasıl çalıştığını, randevu almaya çalışan emeklilerimize ne kadar sürede randevu verildiğini bir öğrenip bu tür açıklamalar yapsa çok daha yerinde olur diye düşünüyorum."