Düzce Üniversitesi, ülkemizin varlığına, birliğine ve demokrasisine kasteden FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz hain darbe girişimini unutmamak, vatan uğruna canlarını veren aziz şehitleri ve kahraman gazileri anmak amacıyla "Vatan ve Bayrak İçin" başlıklı panel düzenledi.
Darbe girişimine karşı farkındalık oluşturan, Türkiye'nin gücünü ve potansiyelini anlat panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. İlhan Genç, 15 Temmuz gecesinde hain darbe girişimine karşı dururken şehit düşen vatandaşlarımızı rahmetle ve gazilerimizi şükranla anarak sözlerine başladı. 15 Temmuz 2016 yılında yaşanan hain kalkışmanın Türk tarihinde bir ilk olmadığını; ancak diğer darbelerden farklı yönleri olduğunu vurgulayan Genç, bu farklı yönleri tarihçilerin anlatacağını ve yazacaklarını ifade etti. 15 Temmuz gecesinde Türkiye'nin önemli merkezlerinin hedef alınarak vurulduğunun altını çizen Prof. Dr. İlhan Genç, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir darbe girişiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin hedef alındığını söyledi.
FETÖ yapılanmasının 40 yıllık bir zaman sürdüğünün altını çizen Prof. Genç, bu hain yapılanmanın, vatandaşlarımızın dine karşı olan hassasiyetini kullanarak, ülkemize büyük bir zarar verdiğini ve bu durumun bir daha yaşanmamasını temenni etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın o gece telefonla televizyonlara bağlanarak yaptığı konuşmanın altını çizen Prof. Dr. Genç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Milletimizi illerimizin meydanlarına çağırıyorum. Ben de meydana geliyorum" sözünün ülkemiz için tarihi bir çağrı olduğunu vurguladı.

"Dinimizde asıl olan zahiri anlayıştır, batınilik kişisel çıkarlara hizmet eder"
Gerçekleştirilen açılış konuşmasından sonra Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Furat Akdemir, "Batını Dini Yapıların Teolojik Argümanları" başlıklı sunumunu katılımcılarla paylaştı. Dinde kabul görmesi gerekenin sadece vahiy yoluyla Kuran-ı Kerim'de belirtilen hadisler (ilkeler) olduğunu vurguladı. İslam tarihine bakıldığında asıl olanın zahiri anlayış olduğunu, Batıniliğin sonradan uydurulduğunu, batınilikte kişilerin çıkarlarına göre dini yorumlayarak, kendilerine özgüymüş gibi algılar oluşturduklarını ifade etti.
Akdemir, tarihte Haşhaşilerin yaptığı gibi bugün de FETÖ yapılanmasının dini kullanarak insanları kendi çıkarına göre yönlendirdiğini ve bu durumun ülkeye olduğu kadar dine de büyük bir zarar verdiğini dile getirdi.

"Başarılı olsaydılar devletin kurucu ana kodlarına müdahale edilecekti"
Panelin son sunumunu yapan Düzce Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Hüsrev Çelik, "Türk Siyasal Hayatında Vesayet Unsuru Olarak Darbeler" hakkında bilgi ve düşüncelerini paylaştı. Türkiye'deki darbeleri ve darbe sonrası gelişmeleri ele alan Çelik, "15 Temmuz gecesi darbe girişimi başarılı olsaydı, bizim yaptığımız bu konuşmayı onlar yapacaktı. Çünkü tarihimize baktığımızda 27 Mayıs darbesinin ülkemizde uzun yıllar 'Hürriyet ve Anayasa Bayramı' olarak kutlandığını görüyoruz" dedi.
Ülkemizde darbelerle 1960'tan 1971'e kadar 11 hükümet kurulduğunu anımsatan Dr. Çelik, yapılan bu darbelerin toplumu dizayn etme amaçlı olduğunu, ülkenin kurucu ana kodlarına dokunulmadığını ifade etti.
15 Temmuz hain darbe girişiminin ise ülkemizde gerçekleştirilen darbelerden çok farklı olduğunu vurgulayan Ahmet Hüsrev Çelik, FETÖ terör örgütünün bu kalkışmada başarılı olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu ana kodlarına müdahale edileceğini ve ülkenin bambaşka bir yöne savrulacağını söyledi.