Kocaeli'de 2. Uluslararası İslam Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu'na katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Dünyada her dört saniyede bir insan açlıktan ölüyor. Açılan bir kuyunun önemini düşünebiliyor musunuz? Bunun için kurbanla, su kuyularıyla ülkemizin içinde ve dışında nerede aç ve açıkta bir insan varsa ona ulaşmaya çalışıyoruz. Elhamdülillah ülkemizde açlıktan ölen insan bizim araştırmalarımıza göre yok ama dünyada öyle ülkeler var ki bir ülkede yılda binlerce insan açlıktan ölüyor. Açlıktan ölen insan gayrimüslim ise onun vebali de bizim üzerimizedir. Bunun için sürekli yollardayız, çalışıyoruz" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Kurban" temalı 2. Uluslararası İslam Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu'na katıldı. Başkan Erbaş'ın yanı sıra programa Vali Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü ve çok sayıda davetli katıldı.

"İslam sömürüyü ortadan kaldırmasıyla nimettir"
İslam medeniyeti hakkında konuşmasına başlayan Başkan Erbaş, "Medeniyet çok sıcak bir kavram, bize Medine'yi hatırlatıyor. Bir kavram size Medine'yi hatırlatacak ve siz mutlu olmayacaksınız, bu mümkün mü? Peygamber Efendimiz kurbanla Medine'yi medeni bir şehir yaptı. Medine'de nasıl bir cehalet vardı. Cahiliyenin ilk unsuru olarak kız çocukları diri diri toprağa gömülürdü. Sadece Mekke, Medine'de değil dünyanın pek çok yerinde bu vardı. Roma İmparatorluğu döneminde Roma'nın her şehrinde genç kızlar arasında güzellik yarışması yaparlardı ve en güzel seçilen kız tanrılara kurban diri diri kuyulara atılırdı. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi aşamaların 'Cennet annelerin ayakları altındadır' aşamasına geldi. Bir peygamberin oluşturduğu medeniyete, İslam medeniyetine geldi. İslam insana gönderilmiş en önemli nimettir. İslam sömürüyü ortadan kaldırmasıyla nimettir. Müslümanın olduğu kadar gayrimüslimlerinde bu nimetlere ihtiyacı var. Tarih şahittir ki İslam'ın uygulandığı asırlarda Müslümanlar kadar gayrimüslimlerde İslam nimetinden istifade etmişlerdir. İslam'ın ilkelerine sarıldığımız müddetçe dünya huzur içerisinde olmuştur" dedi.

"Yardımlaşma ve paylaşmayla toplumsal huzuru ve güveni pekişmektedir"
Kurbanın sadece Hazreti Muhammed'in getirdiği bir ibadet olmadığını söyleyen Başkan Erbaş, "Hazreti Adem'den itibaren bütün peygamberlerin getirdiği bir ibadettir. Kurban ibadetini anlama açısından 3 boyutun göz önünde bulundurulması gerekir. Birincisi bireysel boyut. Bu yönüyle kurban ibadeti iman bilincinin Allah'ın sevgisini ve rızasını kazanmanın rahmetine ve mağfiretine mazhar olmanın nişanesidir. Kurban ibadetiyle mümin mülkün gerçek sahibinin Allah olduğunu ikrar eder. Kurbanın ikinci, çok önemli bir boyutu daha var o da sosyal boyutudur. Yardımlaşma ve paylaşmayla toplumsal huzuru ve güveni pekişmektedir. Toplumun farklı kesimleri arasında sevgi ve saygı duygularını güçlendirir. Tıpkı zekat gibi, tıpkı sadaka gibi, yardımlaşma ve dayanışma gibi. Üçüncüsü ise evrensel boyuttur" diye konuştu.

"Dünyada her dört saniyede bir insan açlıktan ölüyor"
Dünya genelindeki açlık seviyesinden bahseden Erbaş, "Dünyada her dört saniyede bir insan açlıktan ölüyor. Açılan bir kuyunun önemini düşünebiliyor musunuz? Bunun için kurbanla, su kuyularıyla ülkemizin içinde ve dışında nerede aç ve açıkta bir insan varsa ona ulaşmaya çalışıyoruz. Elhamdülillah ülkemizde açlıktan ölen insan bizim araştırmalarımıza göre yok ama dünyada öyle ülkeler var ki bir ülkede yılda binlerce insan açlıktan ölüyor. Açlıktan ölen insan gayrimüslim ise onun vebali de bizim üzerimizedir. Bunun için sürekli yollardayız" ifadelerini kullandı.