Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer, Devrek'in eski ekmek geleneklerinden olan lahanalı ekmeği köşesine taşıdı.

Değerli eğitimci, Devrek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ali Özdemir'in Devrek'te, Aytuğ Ekmek Fırınında üretilen lahanalı ekmeği tadmasıyla başladı her şey. Özdemir, bizim de köyde çocukluk yıllarımızda beğenerek yediğimiz, annelerimizin ocakbaşındaki közün üstünde yaptığı bu ekmeğin en büyük özelliği de ekmek hamurunun altına lahana yaprağı konularak pişirilmesiydi.

Ali Özdemir, bu yazısıyla çocukluğumuzun o ekmeğini anımsatarak yıllar öncesine götürdü bizi. Devrek'te bu ekmeği yapan tek fırın var, o da İsmetpaşa Mahallesi üzerindeki Aytuğ Ekmek Fırını. Kendilerine teşekkür ediyorum eski bir geleneğimizi yaşattıkları için bu fırıncı kardeşlerime.

Yalçın Bayer'in Hürriyet gazetesindeki bugünkü köşesine taşıdığı Eğitimci-Yazar Ali Özdemir'in yazısı şöyle:

Lahana yaprağı ile hamur pişirmenin lezzeti ekmek

Sağlık uzmanı, diyetisyen, hekim değilim. Medyada din, siyaset, ekonomi, eğitim, deprem ve sağlık uzmanlarının birbiriyle tamamen çelişen fikirleri savunduklarını gördükçe geleceğe ilişkin umutlarım zayıflıyor.

Hiç ekmek yemeyin diyenler: Canan Karatay, Ümit Aktaş vb.

Az ekmek yiyin diyenler: Osman Müftüoğlu, beyaz Türk camiası vb.

İstediğiniz kadar ekmek yiyin diyenler: Ahmet Rasim Küçükusta, Murat Kınıkoğlu, Türk halkı vb.

2 yıl kadar önce yanıma eski bir öğrenci geldi. "Fırınımız var. Ekmek yapıyoruz" dedi. Ben de "Hangi ekmek sağlıklı, beyaz mı, kahverengi mi?" diye sordum. Bana aynen şunu dedi: "Hocam beyaz, kahverengi fark etmez. İkisi de aynı. Beyaz olana gıda boyası ekliyoruz, esmer ekmek oluyor" deyince bildiğim bütün bedduaları sıraladım...

Ara sıra Tarım Bakanlığı gıda ürünlerinde tağşiş (hile) yapan firmaları açıklıyor. Onları okudukça hiçbir şey satın almak istemiyorum.

1968'de doğdum. 40 yıl boyunca hırsız ABD'nin bize kakaladığı ne kadar sahte yiyecek varsa tükettim. Plastik tatlı margarinler, şekerli gazozlar, hazır çorbalar, her türlü aburcuburlar vb beni çok yıprattı. Orta yaşa ulaşınca şeker, tansiyon, kolesterol, nabız gibi dertlerden haberdar oldum. Hekime göründüm. "Bu şekilde tıkınmaya devam edersen 1-2 yılda geldiğin toprağa kestirmeden geri gideceksin" dedi. Daha erken, gitmeye niyetim yok diyerekten sağlıklı yaşam üzerine yazılmış kitapları dikkatle okudum. 2010 yılından beri her türlü şekerden, rafine tuzdan, sahte yağlardan, kepeği alınmış unlu yiyeceklerden tamamen uzaklaştım.

Geçen hafta değişik bir ekmek bulabilir miyim acaba diyerek küçük, iddiasız bir fırına girdim. Çok güzel bir koku hissettim. "Bu ne?" dedim. Gariban ekmek ustası "Burada çörekotlu, lahana yapraklı, kepekli köy ekmeği yapıyoruz. Bunun mucidi biziz" dedi. 6 TL verip kocaman bir somun aldım. Ekmeğin lezzeti tıpkı 40 sene önce yediğim ekmekleri andırıyordu. 1 saat sonra koca ekmeği yuttuğumu fark ettim. Birçok ilde, farklı aromalarda ekmek tatmıştım. Ancak lahana yaprağını ekmek hamurunun altına koyarak pişiren bir fırını ilk kez görüyordum. Reklam yapıyor derler diye fırının adını vermiyorum. Fırın Devrek ilçesinde.