Cumhuriyet Kadınları Derneği Zonguldak Şubesi Başkanı Gülhan Çetin tarafından yapılan açıklamada; "Günlerdir, İstanbul şubelerimiz, üyelerimizi de seferber ederek T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gönderilmek üzere Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü'ne itiraz başvurularını yapmışlardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın "en büyük hayalim" dediği İstanbul Kanalı projesi kararında ki en büyük ısrar, İstanbul Boğazı üzerindeki tehlikeli madde geçişi ile ilgili yükü azaltmaktır. Ancak, tehlikeli madde taşıyan tankerlerin trafiği petrol boru hatlarının hayata geçmesiyle önemli ölçüde azalmış ve Türkiye buna zaten çözüm üretmiştir. Montrö ve Lozan antlaşmaları Türkiye'nin sınır ve egemenlik hakları üzerinde omurga niteliği taşıyan antlaşmalardır ve hiçbir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Boğazlar üzerindeki Egemenlik haklarına zarar verecek ve bir tartışma yaratacak uygulamalar içine girmemelidir. Üstüne basa basa söylememiz gerekir ki: Kanal İstanbul'un insan ve toplum yaşamı, ülkenin geleceği üzerindeki olumsuz etkileri sayıca o kadar çokken, birine öncelik verip "en önemlisi bu" demek mümkün değildir. Yatırım maliyeti 75 milyar TL olarak açıklandığı halde, devletin bakanlık sunum belgesinde 20 milyar dolar yazan , gerçek maliyeti halktan saklanan bu projeyle coğrafya bozulurken, İstanbul'a su sağlayan Sazlıdere barajı ortadan kaldırılacak, kanal hattı köylerin içinden geçeceği için insanlar zorla yerinden edilecek, taşınmaya zorlanacak, geçeceği yerleşim yerlerinde toprakla bağları koparılarak işlerinden de edilecek. İstanbul büyük deprem bekleyen fay hatlarının kesişme noktasındadır. Fay hatlarında asbest içeren elementlerin fazlası ile var olduğu bilinmesine karşın ÇED raporunda fay hatlarında asbest aranmamıştır. Asbest analiz raporları yoktur. Montrö antlaşması ihlal edilerek Türkiye Cumhuriyeti'nin Boğazlar üzerindeki egemenlik haklarının ortadan kaldırılması, Türkiye'nin jeopolitik olarak bütünlüğünün ve çıkarlarının gözetilmemesi, Ülkemizin güvenliğinin hiç düşünülmeden hareket edilmesi, bölgede tarım, hayvancılık ve balıkçılığın zarar görecek olması, Su kaynaklarının zarar görecek olması, Ekolojik sistemin bozulmasına ve iklim değişikliğine neden olacak olması trafik ve nüfusun artarak bölgenin tüm yapısının değişecek olması ve toplam maliyetinin şimdilik 20 milyar dolar olarak öngörülen bu proje ile çocuklarımızın geleceğine aktarılacak kaynakların ziyan edilmesi gerekçeleriyle karşı çıkıyor ve KANAL İSTANBUL PROJESİNİ kabul etmiyoruz. Anneler tencerem kaynasın, çocuğum iş bulsun derdinde. Kasım 2019 verilerine göre ülkemizde dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2075 TL, yoksulluk sınırı ise 6760 TL'dir. Ülkemiz çok zorlu zamanlardan geçiyor. Mehmetçiğimiz güneydoğu sınırımızın güvenliğini sağlamak için operasyon üzerine operasyon yapıyor. ABD ülkemizin birliği ve bütünlüğüne tehdit edecek çeşitli faaliyetler üretiyor. Bizler Türk kadınları olarak hepsine dayanırız, göğüs gereriz ve bugünleri de aşarız. Ama bu ülke gerçeklerine uymayan hayallerinizden bir an önce vazgeçin. Ülkemizin artık MEGA projelere değil ÜRETİM SEFERBERLİĞİNE acilen ihtiyacı vardır. Kamu kaynakları çocuklarımızın geleceğini kurtarmak, ülkemizin birlik ve beraberliğini sağlamak ve ekonomik olarak güçlendirmek için üretime harcanmalıdır. Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak İstanbul Kanalına HAYIR diyoruz" denildi.