Çölyak hastalığının, tahıl proteinlerine karşı kalıcı besin duyarlılığı olarak gelişen genetik ince bağırsak hastalığı olduğunu ifade eden Üstündağ, buğdayın önemli yer tuttuğu toplumlarda çölyak'ın görülme sıklığının giderek arttığına dikkat çekti. Üstündağ, ayrıca söz konusu hastalığın şu an için tek tedavisinin ömür boyu sürecek glutensiz diyet olduğunu hatırlattı.

'Belirtiler farklı ve değişken'

Üstündağ, çölyak hastalığı belirtilerinin farklı ve değişken olabileceğini, bununla birlikte çocuklarda iştahsızlık, kronik ishal, knonik kabızlık, tekrarlayan karın ağrısı veya kusma gibi belirtilerin görülebileceğini belirtti. Hastalığa tanı konulabilmesi için kan tetkikleri ile pozitif antikor aranması gerektiğini söyleyen Üstündağ, kesin bir tanı konulabilmesi için biyopsi yapılması gerektiğinin altını çizdi. Üstündağ çevresel faktörlerin hastalığın oluşumunda önemli bir etkiye sahip olduğunu vurgularken, viral enfeksiyonlar, sigara, gıda katkı maddeleri gibi unsurların da hastalığın ortaya çıkmasına katkı sunduğunu hatırlattı.

'Henüz alternatif bir tedavi yok'

Üstündağ, çölyak hastalığının klasik, atipik, sessiz ve potansiyel olmak üzere dört tipi olduğunu ve ülkemizde bu hastalığın çocuklarda %1, erişkinlerde ise %0,8-1,3 civarında görüldüğünü açıkladı. Yaşa bağlı olarak hastalığın görülme sıklığının artabileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Gonca Üstündağ, "çölyak hastalığı ile ilgili aşı ve yeni tedavi yöntemleri üzerinde birçok çalışma yapılsa da hala tek etkili tedavi yöntemi ömür boyu sürecek glutensiz diyet. Çölyak hastalarının dikkat etmesi gerekenler arasında ise vitamin ve besin öğeleri eksikliğini gidermek yer alıyor" dedi.