İller Bankası'ndan gelen paranın yüzde 51'inin kesilmesini Kozlu halkına saldırı olarak değerlendiren Altuğ Dökmeci "Bütün belediyelerin borcu var, onların paylarından kesilmedi, benimki neden kesildi? Bir canlı yayına çıktım ne olduysa ondan sonra oldu" diye konuştu.
Belediye Başkanı Altuğ Dökmeci'nin açıklaması şöyle:
"Aslında finansal disiplin olarak iyi gidiyorduk. Geçtiğimiz 5.5 ay boyunca geriye dönük ödemeler de yapmaya çalışıyorduk. Mevcuttaki uyguladığımız her şeyin de ödemelerini yapmaya çalışıyorum. Bize bırakılan çok ciddi borçlar vardı. Metropoliten belediyelerin borcu vardı. Bunları da sabit tutarak ödemelere devam etmeye çalışıyorduk Bu tabii beklemediğimiz bir kesinti oldu ve bölgede sadece bizden böyle bir kesinti yapıldı. Böyle bir şey de var. Zaten normalde daha önce çekilmiş olan kredilere istinaden kesintili gelen bir ödeneğimiz vardı. Ama bu ödenek haricinde ekstradan bir de SGK ve vergiyle alakalı ve daha önce çekilmiş olan kredilerle alaka fazladan kesinti yapıldı. Kesilebiliyor olması kesilmesini gerektirmiyordu açıkçası. Günümüz şartlarında zaten sıkıntılı bir belediyedeydik. Ve hizmeti vatandaşın hak ettiği hizmeti vermeye çalışan bir belediyeyiz. Bize aslında büyük bir yara açtı bu iş. Yani hem bölgede ayrışmış olmak, diğer belediyelerin de kendince ödemeleri var veya kesintileri var. Neden sadece bizde böyle bir şey oldu? Veya neden olmalıydı? Olmamalıydı bana sorarsanız. Dediğim gibi Türkiye'nin her tarafında bir kriz devam ediyor. Finansal kriz devam ediyor. Ve biz de çok problemli bir belediyeyi çalıştırmaya çalışıyoruz. Bir de böyle bir şey gelince tabii insan 'neden' diye soruyor. Yani biz üvey evlat mıyız? Niye Kozlu'nun halkına verilecek olan hizmetin önüne böyle bir şey geliyor? Geçmiş zamanda da olmuş bazı kesintiler. Bir sonraki aylarında bu kesintiler telafi edilmiş. Biz de umutla onu bekliyoruz. Herhalde bir sonraki ay şimdi yapılan kesintiler yapılmaz diye umut ediyoruz. Biz bir televizyonda canlı yayına çıktık. Ne olduysa ondan sonra oldu. O canlı yayında birilerini rahatsız edecek bir şeyler mi söyledik bilmiyorum."