Müstakil İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Karadeniz Ereğli Şubesi´nin ev sahipliğini yaptığı Kimya-Metal ve Maden Sektörü Kurulu Türkiye İstişare Toplantısı Kdz. Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu´nda gerçekleştirildi. Toplantıya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü Koordinasyon ve Dış İlişkiler Daire Başkanı Mehmet Tombul, Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Ekonomist danışman Hikmet Baydar, MÜSİAD Sektör Kurulları Komisyon
Başkanı Hikmet Köse, Kimya Metal ve Maden Sektörü Kurulu Başkanı Tevfik Tulay, Ereğli TSO Meclis Başkanı Zeki Us, Alaplı TSO Başkanı Rafet Kılıç ve çok sayıda davetli katıldı. Toplantının açılış konuşmasını MÜSİAD Kdz. Ereğli Şube Başkanı Faruk Yazıcı yaptı. Yazıcı, toplantıya gelen herkese teşekkür ettikten sonra Kimya Metal ve Maden Sektörü Kurulu Başkanı Tevfik Tulay konuşma yaparak, genel başkanlarının rahatsızlığı nedeniyle toplantıya katılamadığını belirtti. Ereğli TSO Meclis Başkanı Zeki Us,
katılımcılara Kdz. Ereğli´nin tarihi, kültürü ve ekonomisi hakkında bilgiler verdi. Konuşmaların ardından MÜSİAD Kdz. Ereğli Şubesi Kurucu Başkanı Engin Özertan panel yöneticisi olurken, toplantı panel şeklinde devam etti. Panelde ilk konuşmacı olan Ekonomist danışman Hikmet Baydar, Partekiz´in ve Almanya´nın krizi çok ciddi bir şekilde yaşadığını belirtti. Baydar, "Portekiz krizi ciddi şekilde yaşıyor ama bunu saklıyorlar. Almanya´nın duru zaten belli. Avrupa Birliği çatırdıyor. EURO bazlı ürünlere
zam gelebilir. Dolar bazlı ürünlerde de indirimler yaşanabilir. Bu benim şahsi düşüncem değil ben verilere bakıyorum. Dolar-TL yukarı diyorum. Dolar-TL´ye dikkat edin" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü Koordinasyon ve Dış İlişkiler Daire Başkanı Mehmet Tombul da, "Maden Hukuku ve Madencilik Sektörü´nün durumu hakkında bilgiler verdi. Tombul, Türkiye´nin maden kaynaklarının bir kıtanın kaynakları kadar çeşitli ve büyük olduğunu söyledi. Türkiye´nin yeraltı kaynakları yönünden dünya madenciliğinde adı geçen 132 ülke arasında toplam üretim değeri itibariyle 28., maden çeşitliliği itibariyle 10. sırada yer aldığını belirten Tombul, "Doğal
kaynaklar, insan ve toplum yaşamında önemli bir yer tutmaktadır. Yaşamı fonksiyonel hale getiren araç ve gereçlerin yüzde 99´u doğal kaynaklardan, özellikle de madenlerden sağlanmaktadır. Toplumların refah ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetleri arasında çok yakın bir ilişki bulunmaktadır. İnsanlar ilk çağlardan itibaren madencilik faaliyetlerine ve madenlerden yararlanmaya başlamışlar, bu faaliyetlerin sonucunda da medeniyetin doğuşunu sağlamışlardır. Uzay çağı ve sanayi ötesi bilgi toplumun
doğuşu da maden ürünlerinden sağlanan özel metal, alışım ve malzemeler sayesinde gerçekleşmiştir. Günümüzde gelişmişliğin göstergeleri olarak nitelendirilen demir-çelik, enerji ve tarım ürünleri üretimindeki devamlılık büyük ölçü de madencilik ürünleri ile sağlanmaktadır. Bilindiği gibi enerji hammaddelerinin yüzde 75-80´i maden ürünleri olan kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar ve uranyumdur. Demir-çelik sanayiinin hammaddeleri, demir cevheri, krom ve kömür madenleridir. Paslanmaz çelik başta olmak
üzere ferrokrom, üstün özellikli alışımlar, krom kimyasalları ve krom refrakterleri için kromun yerine başka bir malzeme kullanılmamaktadır. Türkiye´nin maden kaynakları bir kıtanın kaynakları kadar çeşitli ve büyüktür. Bor madeni, endüstriyel hammaddeler, mermer gibi bazı madenlerde dünya ölçeğinde rezerve sahip olmamızın yanı sıra diğer madenler bakımından da ülkemiz sanayi sektörü için gerekli hammaddeleri karşılayabilecek büyüklükte rezervlere sahip nadir ülkelerden biri konumundadır. İnsan ve toplum
hayatında bu denli ve vazgeçilmez bir yer tutan madencilik, gelişmiş ülkelerin bugünkü teknoloji ve refah düzeyine ulaşmalarında en etkin rolü oynayan faktördür. Nitekim, doğal kaynaklarından yeterince yararlanamayan toplumlar bu gün geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeler gibi sıfatlarla tanımlanmaktadır. Özetle, maden varlıkları, ülkelerin en önemli ekonomik güçleri olup, kalkınmanın dayandırılacağı gerçek kaynaklardır. Doğal kaynakların, insanların yaşamındaki önemi herkes tarafından bilinmektedir.
Çağdaş bir yaşam için madencilik faaliyetleri vazgeçilmezdir. Bugün yaşamımızda kullandığımız ürünlerin hemen hemen tamamı madencilik faaliyetlerinin birer sonucudur. Madenler, milyonlarca yılda oluşan ve tüketildiklerinde yenilenemez kaynaklardır. Madenciliğin önemi uç ürün üretildiği ölçüde artar. Bunun için de madencilik sektörünün, çevre ile uyumlu bir şekilde sanayi, enerji, kimya, tarım ve inşaat gibi diğer sektörlerle entegrasyonu şarttır. Dünyayı yöneten ülkeler öncelikle doğal kaynaklarını
harekete geçirmişler, daha sonra endüstri devrimini gerçekleştirerek bugünkü rafah seviyelerine ulaşmışlardır. Ülkeler, öncelikle kendi doğal kaynaklarını kullandıkları sürece kalkınırlar. Madencilik sektörü, sanayi başta olmak üzere, ekonominin diğer sektörlerinin temel hammadde gereksinimlerini sağlar. Madencilik sektörü ekonomik kalkınmayı başlatan ´öncü sektör´ konumundadır. Madencilikte yer seçme şansı yoktur, madenin bulunduğu yerde üretilmesi zorunludur. Madenciliğin her aşaması riskli, yatırımın
geri dönüş süreci uzundur. Sürdürülebilir kalkınma kavramı içerisinde ´ya madencilik ya çevre´ dayatması bulunmamalıdır. Günümüzde dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77´sinin ülkemizde varlığı tespit edilmiştir. Ülkemiz yeraltı kaynakları yönünden dünya madenciliğinde adı geçen 132 ülke arasında toplam üretim değeri itibariyle 28., maden çeşitliliği itibariyle 10. sırada yer almaktadır. Bugüne kadar sığ ve mostra madenciliği olan birinci etap madencilik diyebileceğimiz arama çalışmaları tamamlanmış,
daha çok risk içeren, ileri teknoloji, bilgi birikimi ve yüksek maliyet gerektiren derinde gömülü madenlerin aranmasına yönelik ikinci etap derin madencilik çalışmalarına geçilmelidir" diye konuştu.
Panelin ardından tüm katılımcılara ve toplantıya destek verenlere plaket takdim edildi.
Editör: Pusula Gazetesi