Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan, Amasra B sahasında kömür üretimine hazırlanan Hema Endüstri A.Ş.&8217;nin projesinin hayata geçtiğinde Bartın&8217;ın bambaşka bir bölge olacağını söyledi. Genel Müdür İnan &8220;Hema bizden yaklaşık 500 milyon tonluk bir rezervi redevansla işletmek üzere aldı ve Amasra bölgesine çok büyük yatırımlar yapıyor. 3 tane kuyu deliyor. Genel Müdürlüğümü bir tarafa bırakın bir maden mühendisi olarak öyle bir yatırımın böyle bir bölgede olmasından heyecan duyuyorum ve bu meslekle ilgili herkesin gidip o projeyi yerinde görmesini tavsiye ediyorum. Ayrıca bizim Hema&8217;yla ilgili de bir sıkıntımız yok. Projenin önünü açmak için mevzuat çerçevesinde yaptığımız yazılı şartnameler çerçevesinde her türlü yardımı da yapıyoruz. Çünkü o proje hayata geçtiğinde bir 8-10 yıl sonra üretimde onların ifade ettiği gibi 3,5-4 milyon ton gibi rakamlara ulaştığında Bartın bölgesi bambaşka bir bölge olacak&8221; dedi.



Projeyi çok önemsiyorum



Genel Müdür Burhan İnan &8220;Onun içinde o projeyi çok önemsiyorum. Bize katkısı da çok önemli bir istihdam katkısı olacak. Ürettiği kömür karşılığında Türkiye Taşkömürü Kurumuna redevans ödeyecek. Milli ekonomiye de yeraltında bulunan uyuyan güzeli çıkarıp hizmete sunacak. Ülkemizin döviz ödeyerek dışarıdan aldığı kömür yerine yerli kaynaklarımızı üretmiş olacak. Bana göre bütün bunlar çok önemli sonuçlardır. Biz kurum olarak 1980&8217;lerden beri İstanbul Teknik Üniversitesine proje yaptırdık. Polonya&8217;da Kopeks Firması var ve onlara da yaptırdık. Ama bizim o maliyetleri karşılamamız, o yatırımı yaptırmamız mümkün olmadı. Sonrada olması mümkün değil. Fakat Hema yapıyor. Ben projenin üretken hale geçmesi için açıkçası bölgenin projeye destek vermesi gerektiğine inanıyorum&8221; diye konuştu.



Amasra lavuarı özelleşecek



Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan, kurumla ilgili konuşurken de şunları söyledi: Bizim özel sektörümüzde bu ülkenin insanı ve bu ülkenin insanlarına ekmek veriyor. Bizde birçok işimizi özel sektör marifetiyle görüyoruz. Ben değer işlerimizi de özel sektör marifetiyle yapmak düşüncesindeyim. O konuda da çalışmalarımız var. Mesela limanda bir maliyet analizi yaptırıyorum. Önüme çıkan tabloya göre arkadaşlarımla oturup konuşacağım ve bir karar vereceğim. Yani liman konusunda işletmeciliği biz mi yapmalıyız yoksa özel sektöre mi vermeliyiz. Bizim yaptığımız karın daha üstünde bir kar bulursak özel sektöre limanı kiraya vermeyi düşünüyorum. Ama şu anda kesin bir karar vermiş değiliz. Maliyet analizleri üzerinde arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bunun gibi Karadon kömürünü yıkayan Çatalağzı lavuarını özel sektöre vermeyi düşünüyoruz. Armutçuk ve Amasra lavuarlarını özel sektöre vermeyi düşünüyoruz. Neticede yeraltında üretim noktasında çok fazla yapabileceğimiz bir şey yok.



Özelleştirmenin avantajları var



Özelleştirmenin avantajları da kesinlikle var. Bizim her şeyden önce o hizmetleri görmek için yeterli işçimiz yok. Yeterli işçiniz olmadığı zaman ister istemez işinizi görmek zorundasınız ve bu işi özel sektör eliyle üçüncü şahıslarla görmek zorundasınız. Mesela şu anda kurumda hazırlık dediğimiz galeri ilerlemesi yapacak sayısı yok denecek kadar az. Toplam iş miktarı 35 kilometre ve bu işleri biz ihale ettik. Bununda 19 kilometresi şu anda bitti. Bu kurumun önündeki 30-40 yılının kurtarılması anlamına geliyor. Yani biz o 35 kilometrelik hazırlıkları bitirdiğimiz zaman 97 milyon ton kömür üretilebilir hale geliyor. Bunu biz kendi işçilerimizle ve kendi imkânlarımızla yapamazdık. Çünkü işçimiz yok. Belki imkânlarımız var ama işçimiz kalmamıştı. O nedenle de özel sektör eliyle yapıyoruz.



En iyi üretim kazasız üretim



Ben yeraltını bilmeyen insanlara hep örnek gösteriyorum; Zonguldak&8217;tan Ereğli&8217;ye giderken boş çok arazi var. Neden oralarda traktörle tarım yapılmıyor. Kullanamıyorsunuz. Neden? Arazi müsait değil. O nedenle de çapayla tarım yapmak zorundasınız. Bizim yer altı da o şekilde. Yani ayakta kömür üretilen yerlerde teknolojik gelişmelerden faydalanamıyorsunuz. Dolayısıyla da emek yoğun üretim devam edecektir. Bizim hazırlıklarımızda devam ediyor. Ben tüm bunların yanı sıra iş güvenliğine çok büyük önem veriyorum. Bu konuda da sürekli arkadaşlarımızla da görüşüyorum. Kazamız belamız olmazsa biz mutluyuz. Kazasız üretim en iyi üretimdir.



908 kişilik işçi talebimiz var



Her zaman olduğu gibi işçi alımı konusunda gayretlerimiz devam ediyor. Yan sanatlarda açığımız var. Onu tamamlamak için 908 kişilik talebimiz var. Genel yatırım ve finansman kararnamesi çerçevesinde. Şu anda miktar olarak iyi. 908 işçiyi alırsak bunlar üretim işçisi olmayacak. Yan sanatlarda çalışacaklar ve o açığı da gidermiş olacağız. Kurumda hakikaten işçilik açısından iyi bir noktaya gelmiş olacak, sıkıntımız da olmayacak. Öncelikli hedefimiz bizim program tonumuz var ve onu yapmak. 2010 yılında 2,5 milyon ton. Tabi iş güvenliği ve iş sağlığı kurallarını titizlikle riayet ederek yapmak. Yani hedefimiz en az kaza yaşayarak en çok üretimi yapmak. İşimiz emek yoğun bir iş. Bir kişi 5 ton kazıyorsa 2 kişi 10 ton kazıyor. Bu bu kadar açık. Herkes ne yaptığını iyi biliyor.


Yer altında daha mutluyum



Ben gerçekten ocakta kendimi daha huzurlu hissediyorum. Ben işçiyle nerdeyse her gün işe gitmek şartıyla 11 sene çalıştım. Hep söylüyorum ve Allah&8217;a çok şükrediyorum, hiç ölümlü kazam olmadı. Kömür kendini seveni sever. Sevmezseniz zaten o işi yapamazsınız. Ben bir şeyler yapmanın, üretmenin, tedbir alarak belki kazaları önleminin hazzını yaşardım. Keşke mümkün olsa da hep gidebilsem. Yerin altında çok başka bir dünya var. Korkacak da hiçbir şey yok. Onun içinde ben kendimi orada çok huzurlu ve rahat hissediyorum.


Editör: Pusula Gazetesi