Enerjide dışa bağımlılığın azalmasını hedefleyen politikaların ancak ulusal kömür ve hidrolik enerji kaynaklarına dayalı olarak oluşturulabileceği, bu çerçevede Türkiye Taşkömürü Kurumu´nun (TTK) yeniden yapılandırılarak kamu işletmeciliğinin devam etmesine ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası´nın hazırladığı ´´Taşkömürü Raporu´´na göre, Türkiye´nin yıllık 23 milyon ton olan taşkömürü tüketiminin yüzde 90´ı ithalatla karşılanıyor ve toplam tüketimin yıllık 5 milyon ton kadarı demir-çelik endüstrisinde yapılıyor.
Türkiye´nin 2007 yılı itibariyle taşkömürü rezervi 1 milyar 330 milyon ton, üretimi 2 milyon 492 bin ton ve ithalatı da kok dahil 20 milyon 742 bin ton düzeyinde bulunuyor.
Ülkenin birincil enerji tüketiminde dışa bağımlılığının yüzde 70´ler civarında olduğuna dikkat çekilen rapora göre, enerjide dışa bağımlılığın azalmasını hedefleyen politikalar ancak ulusal kömür ve hidrolik enerji kaynaklarına dayalı olarak oluşturulabilir.
Buna karşılık Türkiye´deki en büyük töşkömürü üreticisi olan TTK´nın uygulanan politikalar sonucunda işçi sayısı ve ürettiği kömür miktarı giderek azalan, yıllık 250-300 milyon dolar düzeyinde zarar eden, kömürü çok pahalıya mal eden (240-290 dolar/ton) ve demir çelik endüstrisine ham madde sağlamaktan uzaklaşmış bir kurum haline geldiği belirtiliyor.
Rapora göre son yıllarda kömür fiyatlarının aşırı yükselmesi sonucunda iyileşen rekabet koşulları ve arz güvenliğinde oluşan tehdit farklı politikaları gerekli kılıyor.
Taşkömürü tüketiminin 2007-2009 yılları arasında yıllık 20-20,6 milyon ton, İSDEMİR´in kapasite artışına paralel olarak 2010-2012 yıllarında yıllık 23 milyon ton ve 2013-2015 yıllarında 26,7 milyon ton/yıl seviyesine çıkacağı tahmin ediliyor.
Buna karşılık 2010-2011 yılları için 8,7 milyon ton, 2012-2013 yıllarında 10 milyon ton civarında üretim hedefleniyor.
Maden mühendislerine göre, kamu işletmeciliğinden çekilme anlayışı sürdürüldüğünde; TTK´nın yıllık üretiminin 1-1,5 milyon tona, çalışan sayısının 9-10 bine gerilemesi, üretilecek kömürün ticari maliyetinin 250-300 dolar/tonu bulması, yeraltı açıklıklarının önemli bir kısmının kapanması ve yeniden açılmak istendiğinde büyük yatırımlara ihtiyaç duyulması, kömür dışalımı için ödenen bedelin artması ve yörenin sosyo-ekonomik yapısının bozularak işsizliğin artması kaçınılmaz görünüyor.

-ÖNERİLER-

Kömürün gelecekte de dünyada ve Türkiye´de önemini ve pazar payını koruyacağı, özellikle son yıllarda dünyada artan kömür fiyatları da dikkate alındığında Zonguldak havzasındaki taşkömürü varlığının öneminin daha da arttığı vurgulanan raporda, şöyle deniliyor:
´´Uzun vadede ülkemizin 60-70 yıllık taşkömürü ihtiyacını karşılayabilecek rezerv varlığı, dışa bağımlılığın sakıncaları, dünya kömür piyasasındaki fiyat artışları, dünyada ve bölgemizde gelişebilecek önemli olaylar sırasında arz güvenliğinin sağlanması, özel sektörün büyük yatırımlar yapma gücü, sürekliliği, önceliklerinin kamuoyunda tartışılır olması, büyük yatırımlar yapılarak açılan kömür ocaklarının kapanmaması için yatırımların kesintisiz devamının gerekmesi ve yörenin sosyo-ekonomik yapısının güçlendirilmesi ihtiyacı gibi temel nedenlerle kamu işletmeciliğinin TTK yeniden yapılandırılarak devam etmesi hem havza hem de ülkemiz için önem arz etmektedir.´´
TTK´nın da kurum zararlarını mümkün olduğunca azaltıp Hazineye olan yükünü kabul edilebilir düzeylere indirerek, ´´geleceğini tartışılır olmaktan çıkartması´´ gerekiyor.
Rapora göre taşkömürü sektörünün vizyonu ise ´´TTK´yı ekonomik yapısını önemli ölçüde iyileştirmiş dünya ile rekabet edebilir ve ülke açısından demir-çelik sektörünün metalurjik kömür ihtiyacının önemli bir kısmıyla diğer tüketici sektörlerin ihtiyacını karşılayan bir kuruluş haline getirmek ve özel sektörü TTK tarafından belirlenmiş projelerle işin içine çekmek´´ olmalı.
Türkiye´nin ulusal politikalarının öz kaynaklarına dayalı ve sürdürülebilir bir biçimde yaşama geçirilebilmesi için Zonguldak Havzasını tek elden yönetebilecek çok güçlü bir kuruma ihtiyaç bulunuyor. Havzanın ulaşılabilir hedeflerle yeniden planlanmasına ve istihdamın da bu planlama içinde yer almasına gerek duyuluyor.
Editör: Pusula Gazetesi