Bülent Ecevit Üniversitesi'nde gerçekleştirilen şehit aileleri ve gazilere Devlet Övünç Madalyası ve beratının tevcih töreninde konuşan Zonguldak Valisi Ahmet Çınar, Bitlis'te görev yaptığı sırada bölücü terör örgütüyle yaşanılan mücadeleleri anlattı. Çınar, "Mardin Dargeçit'te Efeler mezrasında 7-8 ve 11 yaşında üç tane çocuk. Üç kardeşi, sadece gözlerine ateş etmek suretiyle öldürdüler. Babası örgüte destek vermiyor, devletten yana tavır alıyor diye" şeklinde konuştu.
Zonguldak'ta bölücü terör örgütüyle girilen mücadelelerde şehit düşen polis ve askerlerin ailelerine verilen "Devlet Övünç Madalyası" tevcih töreni Bülent Ecevit Üniversitesi'nde gerçekleştirildi. Vali Ahmet Çınar'ın yanı sıra protokol üyelerinin de katıldığı programa davetliler büyük ilgi gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajının okunduğu salonda saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. İl Müftüsü Rüstem Can, ebediyete intikal edenler için Kur'an-ı Kerim okudu. Vatanın sağ olması için canların feda edildiğini anlatan Zonguldak Valisi Ahmet Çınar, "Devlet Övünç Madalyası ve beratı tevcih töreninin daha bir ciddiyetle yapılması hususundaki emirleriyle birlikte burada kalabalık salonda ve içeriye sığmayan bir kalabalıkla bu töreni gerçekleştiriyoruz. Ben huzurlarınızda kendilerini temsilen az sonra madalyalarını sahiplerine vereceğim. Vatan ve millet olarak, devlet olarak şehitlerimize minnettarız. Gazilerimize minnettarız. Canlarını bu vatanın sağ olması için feda etmiş bütün kahramanlarımıza minnettarız. En çok da şehitlerimiz, canlarını feda ettiler. Ama onların anne babaları, aileleri canlarından kıymetli olan evlatlarını bu vatan için feda ettiler. Onlar bizim her zaman için baş tacımızdır" diye konuştu.

"Bugün devletimiz tarihi bir misyon üstlenmiş durumda"
İslam aleminin perişan ve sefil durumda olduğunu anlatan Vali Ahmet Çınar, Türkiye'nin saldırı altında olmasına rağmen büyük bir misyon üstlendiğine dikkat çekti. Çınar, "Cehaletle, savaşla, kanla silahla anılır durumda. Bunun birtakım sebepleri olabilir. Ama emin olunuz ki bunun asıl sebep olanlar bugün bize medeniyet sloganları atan, dünyada bugün egemen olmuş emperyalist güçlü devletlerdir. Bütün İslam alemi büyük bir saldırı altında ama en çok Türkiye bir saldırı altında. Bu saldırının ana nedenleri şudur. Binlerce yıllık tarihi olan büyük medeniyetler kurmuş olan milletimiz ve bugün yaşayan devletimiz tarihi bir misyon üstlenmiş durumda. Bütün dünya Müslümanları ezilenler çaresiz olanlar herkes Türkiye için dua ediyor. Türkiye'nin bir gün kendilerini kurtaracağını bekliyorlar. Buna inanıyorlar. Sadece Müslüman alemi değil bütün dünyanın mazlum alemi, Müslüman olmayanlar da bunu bizden bekliyor. Umut ediyorlar. Dolayısıyla bizim için dua ediyorlar. Allah kabul etsin" dedi.

"Bu kötülüklerin sebebi bugün dünyada bize ders vermeye kalkan emperyalist, egemen devletlerdir"
Kötülüklerin sebebinin ders vermeye kalkan emperyalist devletler olduğuna vurgu yapan Ahmet Çınar, şöyle devam etti:
"Biz olup biten her şeyi belki şu bu sebeplere bağlayabiliriz. Bir Amerikalı devlet başkanı diyor ki 'dünyada olup biten ne varsa, hepsi planlanmıştır. Hiçbir şey tesadüfen olmamıştır' diyor. Bugün bütün dünyada olup biten bu kadar bu zulüm, bu kadar kan, bu kadar huzursuzluk, bu tedirginlik bunların hepsi şundan emin olun hamaset olsun abartı olsun diye söylemiyorum. Tamamı planlanmıştır. Takvim takvim, adım adım kimler görevli, alt yapısı, sosyolojik temelleri, psikolojik, toplumsal tarafları her şeyi çalışılarak tamamı planlanmış, uygulanmakta ve uygulanacaktır. Bütün bunların sebebi, bütün bu kötülüklerin sebebi bugün dünyada bize ders vermeye kalkan emperyalist, egemen devletlerdir. Bir Batı da diyebiliriz. Doğu'da da var. Bundan 100 yıl önce Çanakkale'ye gelip saldıran İstanbul'u elimizden almak isteyen milletimizi onursuz kılmak isteyen, bölüp parçalamak isteyen bütün devletleri birbir sayın, bugün çevrenizde Suriye'de, Irak'ta aynı amaçla pusuya yatmış ve eylemlerini başlatmış durumdalar. Bu sadece silahlı bir saldırı değil, psikolojik, ekonomik, finansal yönü de olan topyekun bir saldırı altındayız. Örneğin Türkiye'ye gitmeyin, yatırım yapmayın, ekonomik kalkınma olmasın, huzursuzluklar olsun ki yumuşak karınlarına dokunalım. Bir takım bölme, parçalama faaliyetlerini yapabilelim istiyorlar."

"Bunlar dünyanın jandarması değil, mafyasıdır"
Çınar, Amerika Birleşik Devletleri için kullanılan 'dünyanın jandarması' tanımına dikkat çekerek, "Hep söylüyorum bir söz vardır. 'Dünyanın jandarması' diye. Bunu bugün Amerika vesaire için de kullanırlar. Bunlar jandarma falan değildir. Jandarma kanun mücadelesi veren, hak mücadelesi veren, insanları koruyan bir anlayıştır. Bunlar dünyanın mafyasıdır. Cinayet işlerler, kandırırlar, korkuturlar, çalarlar, çökerler. Başkasının olanı alırlar. Bütün bu çaldıklarını da kendi insanları için harcar diğerlerini işte bugünkü manzarayla karşı karşıya bırakırlar. Bize anlatılanların büyük bir çoğunluğu yalan yanlış. Araştırmacı olun. Sorgulayıcı olun. Bir kişiye, bir ideolojiye şuna buna aklınızı teslim eden özgürlüğünüzden vazgeçen kişiler olmayın. Birileri kimyasal bombalarla insanları katlederken, oradan kaçan Kürtleri, Yezidileri, Arapları, Türkmenleri bağrımıza bastık Irak savaşında. Bugün birkaç milyon insan bu milletin kardeşi gibi çevremizdeki şehirlerde etrafımızda yaşıyorlar. Çok sızlanmalar oldu. Bunların ne işi var, niye geliyorlar vesaire. Nereye gidecekler. Bizden başka gidecekleri bir yer var mı? Bizden kurtarılmayı bekleyen insanlar, nereye gidecek? Geldi de ne oldu yani? Bu kadar milyonları kendi ülkesine ait şehirlerde sorunsuz barındıran bir başka ülkeye daha rastlayamazsınız. Bu bütün dünyaya insanlık dersidir" şeklinde konuştu.

PKK'nın gerçek yüzünü anlattı: "Bunlar hastalıklı, şeytana teslim olmuş"
Bitlis Valiliği görevi sırasında bölücü terör örgütüyle girilen mücadelelerde yaşadıklarını anlatan Zonguldak Valisi Ahmet Çınar, PKK'nın gerçek yüzünü anlattı. Çınar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Öyle bir teknik kullanıyorlardı ki odaya bir askerimiz polisimiz girdiği zaman sensörlü ışık yanıyor ve bomba patlıyordu. Ben o bölgede çalıştım dedim. Size birkaç örnek vereyim. Bugün PKK, PYD sevicileri var ya ortada. Hainler. Bu hamaset duygusu değil, PKK denilen örgütün, PYD denilen örgüt aynı anlayıştan besleniyor. Mardin Dargeçit'te Efeler mezrasında 7-8 ve 11 yaşında üç tane çocuk. Üç kardeşi, sadece gözlerine ateş etmek suretiyle öldürdüler. Bu bir ekip, grup, bunlar bir tim sorumlusu var. Babası örgüte destek vermiyor, devletten yana tavır alıyor diye. Dargeçit'in Altınoluk beldesinde kahraman bir muhtar vardı. Allah rahmet eylesin. Bir okulun avlusunda barış süreci dediğimiz dönemde infaz ettiler. O kendisi anlattı, köyün imamını öldürüyorlar. Öldürme nedeni ise dağa kız ve erkek istiyorlar. İmam da 'bu evlatları niye verelim' deyince öldürüyorlar. Sonra gidiyorlar. Emin olun taziye evinde herkes üzgün. Bu teröristler geliyorlar, aynı ekip. 'Bize yemek verin' diyorlar. Yemek hazırlatıyorlar. İmamın kardeşine hakaret ederek 'bir lokma önden sen al, belki zehir koydurmuşsun' diyorlar. Önden kardeşi bir lokma alıyor. Sonra 'defol' diyorlar. Yemeklerini yiyorlar. PKK bu. Bunlarda medeniyet yok, devlet yok, iman yok. Pislik. Hastalıklı. Şeytana teslim olmuş. DHKP-C, DAEŞ, PYD bütün hepsi. Çok gariptir ki bütün hepsi de Müslüman çocuklarından kurulmuş örgütler. Birbirlerine vurduruyorlar. Bunların tamamı Amerika'nın ve diğerlerinin kurduğu, yönettiği örgüttür. Tamamı o efendilerine, emperyalistlerine hizmet ederler."
Program, 2012 ila 2017 tarihleri arasında şehit düşen asker ve gazilerin yanı sıra 15 Temmuz gecesi gazi olanlara devlet övünç madalyası ve beratının tevcih edilmesiyle devam etti. Program Terör ve Güvenlik Uzmanı Gazi Özel Harp Subayı Abdullah Ağar tarafından '4. Nesil Savaş ve Türkiye'nin Varoluş Mücadelesi' konulu bir söyleşisiyle sona erdi.

Editör: Pusula Gazetesi