14. haftada tarama testleri, 18-22. haftalarda ise ayrıntılı ultrasonla bebeğin tüm sistemlerine bakılabildiğini söyledi.
Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı olarak göreve başlayan Prof. Dr. Fikret Gökhan Göynümer, Perinatoloji alanında, gebeliğinde risk faktörü saptanan hastalara, detaylı ultrasonografi incelemeler ve laboratuvar tetkikleriyle teşhis ve tedavilerde bulunacak.
Riskli gebeliklerin yönetimi ve anormal bebeklerin tanınması alanlarında Düzce Üniversitesi Hastanesi'nde Salı ve Çarşamba günleri özel muayene programına başlayan Prof. Dr. Göynümer, perinatoloji (riskli gebelik) ve ayrıntılı ultrason hakkında önemli bilgiler verdi. Gebelikte annelerin en büyük korkusunun, bebeklerinin sağlığı ile ilgili problem çıkması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Göynümer, günümüzde bebeğin anne karnındayken bazı anormalliklerinin yoğun tarama ve takip programlarıyla teşhis edilebildiğini belirtti.

"Yüzde 75 - 90 oranında tanı imkanı var"
Perinatoloji alanında anne karnında genetik hastalıkların bir bölümünü, kalp anormalliklerini ve böbrek ekstremite eksikliklerini tespit edebildiklerini ifade eden Prof. Dr. Fikret Gökhan Göynümer, "Körlük ve sağırlık gibi durumları tespit etme şansımız bulunmuyor. Ufak tefek genetik semptomlar var. Onları da ortaya koyamıyoruz. Çünkü hasta karşımızda olmuyor ve ultrason makinesiyle karnındaki sıvının içinde olan bir bebeğe bakıyoruz. Dolayısıyla hepsini yüzde yüz tanı imkanımız yok. Genellikle yüzde 75 - 90 oranında tanı imkanıyla gerekli teşhisi yaptıktan sonra, uygulanacak tedaviler varsa yapabiliyoruz" şeklinde konuştu. Her bebek için anormal olma ihtimalinin olduğunu dile getiren Göynümer, özellikle çoğul gebelikler ve tek yumurta ikizlerinde sıkıntılı durumlarla karşılaştıklarını söyledi.

"Perinatoloji multidisipliner bir bölüm"
Perinatoloji'nin multidisipliner bir bölüm olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Göynümer, kafa içindeki problemlerde nöroloji, kalp anormalliklerinde pediatrik kardiyoloji, böbrek hastalıklarında nefroloji, üriner hastalıklarda çocuk cerrahisi gibi branşlarla ilişki içinde olduklarını söyledi. Prof. Dr. Göynümer, perinatoloji bölümünde annede yüksek tansiyon, diyabet ya da pıhtı gibi komplikasyonlarla da başa çıkmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.

"Bebeğin tüm sistemine bakılıyor"
Ayrıntılı ultrasonun doktorlar ve aileler açısından farklı algılandığını dillendiren Prof. Dr. Göynümer, öncelikle amaçlarının; bebeğin kafatası, akciğer, kalp, el ve ayak gibi tüm sistemlerini görüntüleyerek bebekte olabilecek anormalliklerin tespit edilmesi veya bebeğin sağlıklı olduğunu göstermek olduğunu vurguladı. Gebeliğin ilk iki döneminin çok önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Göynümer, 11-14. haftada tarama testleri, 18-22. haftalarda ise ayrıntılı ultrasonla bebeğin tüm sistemlerine bakılabildiğini sözlerine ekledi.

"Büyük merkezler seviyesine getirmek öncelikli hedefimiz"
Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalının hedefleri hakkında da bilgiler paylaşan Prof. Dr. Fikret Gökhan Göynümer, Düzce Üniversitesi Hastanesi'nde öncelikle riskli gebelikler ünitesini üst düzey cihazlar ve profesyonel bir ekiple daha aktif hale getirmeyi amaçladıklarının altını çizdi. Düzce Üniversitesi Hastanesi'nde Tüp Bebek Ünitesi için son aşamaya gelindiğini vurgulayan Prof. Dr. Göynümer, "Tüp Bebek Ünitesi için gerekli izinleri alıp, Üniversitemiz bünyesine katacağız. Yine Üniversitemize bir yenidoğan uzmanı kazandırmayı amaçlıyoruz. Daha sonrasında da onkoloji uzmanı sertifikası sahibi bir uzmanla kanser ameliyatlarını da tam anlamında yerine getirmek istiyoruz. Ünitemizi İstanbul ve Ankara'daki büyük merkezler seviyesine getirmek öncelikli hedefimiz. Hastanemizin sadece ülke içine değil, ülke dışından gelecek hastalara da hizmet veren bir tedavi merkezi olması gönlümüzden geçiyor" diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Editör: Pusula Gazetesi