Bursa´nın Mustafakemalpaşa ilçesinde özel bir maden ocağında meydana gelen grizu faciasında hayatını kaybeden 19 işçiden biri olan Bartınlı Yunis Arıçiçek, Hasankadı beldesinin Eyüpoğlu köyünde toprağa verildi. Dün öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından aile mezarlığına defnedilen Arıçiçek´in cenazesine AK Parti İl Başkanı Yakup Ulupınar, İl Genel Meclisi Başkanı Ali Kartal, Bartın İl Özel İdare Genel Sekreteri İbrahim Kayış, Genel Maden-İş Sendikası Amasra Şube Başkanı Hakkı Arslan, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Cenazede gözyaşlarına hakim olamayan baba Ahmet Arıçiçek, oğlunun 10 yıldır çalıştığı kömür ocağındaki patlamanın ardından uyku uyumadıklarını, perişan olduklarını söyledi.


Ne olduğunu anlayamadık


Amcasının oğlu Yunis Arıçiçek ile aynı ocakta çalıştıklarını belirten Muhsin Arıçiçek ise patlama sırasında kendisinin de ocakta olduğunu ancak 100 metre uzaktaki tünelde bulunduğunu belirtti. Patlamayı duyunca çok korktuğunu ifade eden Arıçiçek, "Patlamada ihmal olduğunu düşünüyorum. Çünkü ölçüm cihazları sadece gündüz çalıştırılıyordu. Neden gece çalıştırılmadığını da bilmiyoruz. Ocakta üçüncü kez dinamit atıldığı sırada patlama meydana geldi. Ocakta 30-35 kişiydik, patlama olduktan sonra ben ne olduğunu anlayamadım. Kendimizi bir anda yerde bulduk. Sonra acil olarak dışarı çıktık. Sorumsuzluk olmasa 19 kişi ölmezdi. Şirkette sorumsuzluk vardı. İşçi ocağa salınıyor, ´Kömür gelsin de nasıl gelirse gelsin´ deniliyordu" dedi.


Kontroller aksatıldı


Yapılması gereken kontrollerin yapılmadığını söyleyen Arıçiçek; "Bu genel olarak bir sorun. Özel sektör nedense bu işlerde daha ağır şartları tercih ediyor. Çünkü onlar için ne kadar kömür çıkarsa o kadar kar demek. Ama işçinin hayati güvenliği denince kimse bir şey yapmıyor. Çok geçmeden bir gürültü oldu ve her taraf duman oldu. Patlama olduğu zaman yere yapıştık. Patlamanın hızı düştüğü için fazla etkilenmedim. Ben ve yakınımda bulunan arkadaşlarımız hep birlikte kendimizi dışarı attık. Sonra bizi hastaneye götürdüler. Grizu patladığının sonra farkına vardık. Kontroller sadece sabah vardiyasında yapılıyordu. Dinamitler ise gece-gündüz vardiyası patlatılmaktaydı. Kesinlikle ihmal var. Şu an ocağa yeniden girebileceğimi bilemiyorum. Üzüntümüz büyük" diye konuştu.
Tehdit ediliyorduk


Aynı ocakta 9 yıl çalıştığını ve ehliyeti olmadığı halde, dinamitçi olarak görev yaptığını kaydeden Şakir Dönmez ise; "Orada dinamitçi diye bir şey yoktu. ´Atarsanız atın, atmazsanız yol orada´ diye bizi tehdit ediyorlardı. Ben de dinamit atıyordum. Bir gün büyük kaza oldu ve dinamit yüzümüzde patladı, yaralandım. Daha sonra şirket hakkında dava açtım, halen devam ediyor. Ama şirket yetkilileri beni suçladı, ´Sen dinamitçi değilsin, neden dinamit attın´ dediler. Başımıza bu olay geldikten sonra ehliyetli dinamitçiler ortaya çıktı´´ dedi. Yunis Arıçiçek´in amcasının diğer oğlu Metin Arıçiçek de kendisinin Soma maden ocağında çalıştığını ve kurtarma çalışmaları için Bursa´ya gittiğini ifade ederek, ´´Benim çalıştığım yerde 10 dakikada bir ölçüm yapıyorlar ama bu ocağa ayda bir geliniyormuş. Kontrol edilmiş olsaydı 19 kişi ölmezdi´´ şeklinde konuştu.


Sorumlular bulunsun ve cezalandırılsın


Yunis Arıçiçek´in komşusu Yusuf Dönmez, sorumluların bir an önce bulunarak, gereken işlemlerin yapılmasını istedi. Dönmez; "Bende maden ocaklarında çalıştım. Sendika yok, işçilere sağlıklı çalışma ortamı yok. Sadece nasıl kâr ederimin peşinde koşuyorlar. Bu zamana kadar yapılanları herkes biliyor. Burada da ihmal söz konusu ve cezasız kalmaması lazımdır. Aynı yerlerde Sosyal Güvenlik Kurumu personelleri denetlemeye gelirken, on gün önceden haber veriliyor. Sistem bu nedenle maalesef bozuk. Çünkü haberdar olunan bir denetlemede işveren kayıtsız işçileri gönderiyor, ocakta gösterdiği işçileri çalıştırıyor. Denetlemeden sonra her şey eski haline dönüyor. Bu çarpık düzenin değişmesi gereklidir. Oradaki herkes insan, bu mantıkla gidilirse, sonuç ortada, illa insanların ölmesi mi gerekli?" ifadesini kullandı.


Devlet etkisini kaybetmiştir


Uzun yıllar Bursa Mustafakemalpaşa´daki maden ocağında çalıştığını ve dört yıl önce emekli olduğunu belirten emekli maden işçisi Mehmet Dönmez de önceden ocağın çalışma şartlarının iyi olduğunu söyledi. Bölgede çalışan diğer maden işçileri ise ocakta ihmal olduğunu, çalışma şartlarının yerine getirilmediğini iddia etti. Cenaze törenine katılan Genel Maden İş Sendikası Amasra Şube Başkanı Hakkı Arslan, yaşanan hadisenin devletin özel kurumlar üzerinde etkisinin olmadığını gösterdiğini söyledi. Arslan; "Bunlar maalesef artık bu ülkede olağan duruma gelmiştir. Çok şık bir davranış değildir. Enerji Bakanı Taner Yıldız işyeri sahibinin bulunamadığını söylüyor. Devletin bir bakanı olarak bu lafları söylemesini ben tasvip etmiyorum. Tedbire gelince, 6 ayda bir kontrol yapıldığı ifade ediliyor. Grizu faciasının 6 ayda bir geleceği gibi bir durum söz konusu değildir. Grizu patlaması her an, her saniye olabilir. Bu tehlike sürekli vardır. Biz her zaman söylüyoruz. Önce işçi sağlığı, güvenliği söz konusu olmalıdır" dedi.


Dinamit atmak için ehliyet şart


Suçluların bir an önce bulunmasını ve cezalandırılması gerektiğini belirten Hakkı Arslan; "Üretmeden bu önlemlerin alınması gerekiyor. Bu olmazsa olmazlar arasında yer alan bir kuraldır. Biz sendika olarak suçluların bir an önce bulunarak cezalarının verilmesini temenni ediyoruz. Sendika olmazsa olmazlarımız arasındadır. İşçi sağlığı ne kadar önemliyse, burada sendika da o kadar önemlidir. Bu arkadaşlarımız sendikalı olsaydı, sendikaya üye olmuş olsalardı, asla hiçbir ehliyetsiz arkadaşımızın burada dinamit atma şansı bulunmazdı. Belki bilinir, belki bilinmez ama barutçu ehliyeti almak için önceden belirli bir ehliyet gerekiyor ve bunun sınavları sendikamızda yapılıyordu. Şu anda bu sınav bizden kaldırıldı ve Ankara´da yapılmaktadır" diye konuştu.


Kâr amacından başka bir şey değil


Hakkı Arslan, yaşanan olayların özel sektörün kar amacını gütmesinden kaynaklandığını belirterek; "Barut ehliyeti olmayan hiçbir arkadaşımızın da dinamit atma şansı bulunmamaktadır. Sendika olmadığı için, sadaka toplumu yaratıldığı, insanların işsiz bırakıldığı bir ortam yaratıldığı için vatandaş mecburen 650 lira maaş için yer altında bu kuralsızlıklara boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Yazıktır, günahtır. Bunlar sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Bu dinamitlerin atılmaması gerekiyordu ve maalesef atıldı. Bırakın 1,5 oranında metan gazının olduğu alanda dinamit atılmasını bırakın, işçi bile çalıştırılamaz. Maalesef durum içler acısıdır. Bu da sadece özel sektörün ne kadar üretim o kadar kar mantığından ileri gelmektedir. Bu zihniyetin değişmesi lazımdır" ifadesini kullandı.


Ne olmuştu?


Bursa´nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Bükköy köyündeki maden ocağında geçen Cuma günü meydana gelen göçükte mahsur kalan 19 işçi için İtfaiye, Sivil Savunma, Zonguldak TTK´dan bir ekip ve sağlık görevlileri ile kurtarma çalışması yapılmıştı. Maden ocağının arama kurtarma ekiplerinin, kapalı galeri sistemiyle çalışan ocaktan bir işçiyi sağ olarak çıkarmıştı. 19 işçiye mezar olan maden ocağında Bartınlı Yusuf Arıçiçek de ölen işçilerin arasında yer alıyordu.


Bakan Yıldız, olay yerinde açıklama yaptı

Maden kazasının olduğu yerde incelemeler yapan Enerji Bakanı Taner Yıldız, ihmal olup olmadığı konusuna değinirken, "Ortada böyle bir büyük kaza olduğuna göre mutlaka bir sıkıntı var. İşletmecilikten, ölçümden, donanımdan ya da başka sebeplerden kaynaklanan bir sorun var. Bunun gerçek sebebi kurtarma çalışmalarından sonra yapılacak incelemeyle belli olacak. Ya ölçüm yapılmadı ya da... Fakat metan gazının arttığı kesin. Metan, kömür ocaklarımızdaki en büyük risktir. Ondan sonra da göçükler gelir. Maden İşleri Genel Müdürlüğü´nün tuttuğu bir rapor var. Bu rapordan sonra mevcut eksiklikler giderilmediği için faaliyetin 6 ay kesilmesine karar verilmiştir. Kendilerine süre tanındı. Yerine getirince de faaliyet devam etti" diye konuşmuştu.
Editör: Pusula Gazetesi