Zonguldak'ta "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü", 4 bin kişinin katılımıyla coşkuyla kutlandı. "Emeğin başkenti" olarak bilinen Zonguldak'ta kentin farklı noktalarında buluşan gruplar, İstasyon Caddesi'nde toplandı. Yürüyüşe katılanlar, polisin geniş güvenlik önlemleri altında üzerleri aranarak korteje alındı. Protokol üyelerinin de katıldığı kutlamalarda, Zonguldak'ın yanı sıra çevre illerden de gelen vatandaşlar yerlerini aldı.

Madenci Anıtı'nda toplanan binlerce işçiye konuşan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, ülkenin içinde bulunduğu durumdan işçilerin sorumlu olmadığına dikkat çekerek, "İşte, yine meydanlardayız ve haklı taleplerimizi haykırıyoruz. Boğazımıza kadar savaşın içindeyiz ve komşularla sıfır sorun ortamını yaratmak mümkün görünmüyor. Bu sorunları biz işçiler, emekçiler yaratmadık. Bu savaşın ve yanlış politikaların bedelini de biz ödemeyeceğiz" dedi.

Genel Başkan Demirci, Zonguldak'ta yaşanan yatırım, göç, yol ve işsizliğin sorumlularının işçiler olmadığının altını çizerek, "Bütün bu sorunların çözümü için başta iktidar partisinin siyasetçileri olmak üzere ilgili bürokratları ve bakanları yıllardır uyarıyoruz. Son olarak referandumda, Zonguldak doğrudan bir uyarı yaptı. Bu yanlış politikalardan vazgeçiniz, eğer devam ederseniz, bu yanlışlarınızın bedelini mutlaka ödersiniz" diye konuştu.

Emeğin Başkenti Zonguldak'ta, "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü" coşkuyla kutlandı. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) öncülüğünde 1 Mayıs Tertip Komitesi ile birlikte düzenlenen 1 Mayıs Kortej Yürüyüşü'ne; Zonguldak Milletvekilleri Şerafettin Turpcu ve Ünal Demirtaş, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, GMİS eski Genel Başkanı Eyüp Alabaş, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile ilçe ve belde belediye başkanları ve siyasetçiler, Türk-İş, DİSK, KESK ve Birleşik Kamu-İş'e bağlı sendikalar, TMMOB, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, öğrenci, gençlik ve taraftar grupları katıldı. Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekilleri ve İl Başkanı'nın kutlamalarda yer almaması dikkatlerden kaçmadı. İstasyon Caddesi'nde toplanan gruplar, "Geliyor geliyor, madenciler geliyor", "Madenler bizimdir, bizim kalacak", "Maden işçisi, demokrasi bekçisi" şeklinde sloganlar atarak kutlamaların merkezi olan Madenci Anıtı'na yürüdü. Madenci Anıtı'nda toplanan vatandaşlara teşekkür eden GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, "İşçi sınıfının ve emekçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma gününde Zonguldak'tan, ülkemize ve dünyaya anlamlı bir mesaj veriyoruz. İşte, yine meydanlardayız ve haklı taleplerimizi haykırıyoruz. Göstermiş olduğunuz bu kardeşlik duygusu için hepinize tek tek teşekkür ediyoruz. Allah birliğimizi, beraberliğimizi bozdurmasın. Bu kente 'Emeğin Başkenti' sıfatını kazandıran başta maden şehitlerimiz olmak üzere, ülkemiz ve milletimiz için hayatını kaybeden tüm şehitlerimizi sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum. Sendikamız Genel Başkanı, Türk-İş Genel Sekreteri, emek mücadelesinin unutulmaz önderi Şemsi Denizer'e ve zamansız kaybettiğimiz Sendikamız Genel Sekreteri Hakkı Arslan kardeşimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Bizden sonrakilere daha güzel bir Zonguldak, daha güzel bir Türkiye ve dünya bırakmak için; burada ve ülkenin dört bir yanında meydanlarda buluşan dostlarımıza sağlık ve mutluluk diliyorum" ifadelerini kullandı.

DEMİRCİ: "SORUNLARI BİZ İŞÇİLER, EMEKÇİLER YARATMADIK"

Ülkede yaşanan sorunların sorumlusunun işçi sınıfının olmadığına dikkat çeken Ahmet Demirci, "Zonguldak olarak, Türkiye olarak zorlu bir dönemden geçiyoruz. Komşularımız ateş çemberi oluşturdu. Kan, gözyaşı ve savaş var. Askerlerimiz sınır dışına gidiyor, savaş bölgelerinden milyonlarca insan ülkemize geliyor. Boğazımıza kadar savaşın içindeyiz ve komşularla sıfır sorun ortamını yaratmak mümkün görünmüyor. Sadece komşularla değil başta ticaretimizde önemli yeri olan Avrupa ülkeleriyle de sorunlarımız var. Her şeyden önce bu sorunları biz işçiler, emekçiler yaratmadık. Bu savaşın ve yanlış politikaların bedelini de biz ödemeyeceğiz. Zorunlu bireysel emeklilik uygulamasıyla, kıdem tazminatına göz koyarak, toplu iş sözleşmelerinde haklarımızı gasp ederek, yeni zamlarla bizim üzerimizden kaynak yaratmak isteyenlere izin vermeyeceğiz. Biz savaş istemiyoruz. Yıllardır ülkemizde terörü destekleyerek, kardeşliğimizi bozmak ve bizi güçsüz düşürmek isteyenlerin bölgemizdeki savaş senaryolarına alet olmak istemiyoruz. Biz, ülkemizde barışı ve kardeşliği geliştirmek için meydanlardayız. Bakınız burası Zonguldak, 170 yıldır Anadolu'nun dört bir yanından gelen insanlarla bu şehri oluşturduk ve kardeşçe yaşıyoruz. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında meydanlarda kardeşliğimizi pekiştiriyoruz. Barış içinde yaşayabileceğimiz, kardeşliğimizi güçlendirmenin tek yolu, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesidir. Demokrasiyi işletirsek kötü niyetli insanlar fırsat bulamaz. 12 Eylül askeri cuntasından bu yana gelen giden kanunları değiştiriyor, ama hiç kimse Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu'nu değiştirerek halkın yönetime katılımını kolaylaştırmadı. Hiç kimse sendikaların örgütlenmesi önündeki engelleri kaldırmadı. Genel Maden İşçileri Sendikası olarak İzmir'de örgütlendiğimiz işyeri kapatıldı, işveren başka bir isimle çalışmaya devam ediyor. Aydın Çine'de örgütlendik işçi arkadaşlarımız işten atılıyor. Mahkemelerde sorunlar çözülmüyor. Biz; Hukukun egemen olduğu bir Türkiye'de, can ve mal güvenliği kaygısı taşımadan, güven içinde yaşamak istiyoruz. Aydın Çine'den, Sendikamızda örgütlendikleri için işten atılan emekçi kardeşlerimizi temsilen iki arkadaşımız aramızdalar. Hoş geldiler, sefa getirdiler" şeklinde konuştu.

"YÖNETENLERİ BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ"

Sorunların çözümü için siyasetçileri uyardıklarını belirten Başkan Demirci, "Bugün Zonguldak'ta yaşanan sorunların sorumluları da ülkemizi yönetenlerdir. Hala yollarımız yapılmamışsa ve bu bölgeye yatırımcı gelmiyorsa, bunun sorumlusu biz değiliz. Bu şehir, 2009 yılından bu yana net göç veriyorsa ve nüfusu azalıyorsa bunun sorumlusu biz değiliz. Bu şehrin en güzide kuruluşu Türkiye Taşkömürü Kurumu zarar ediyorsa bunun sorumlusu çalışanlar ve Zonguldak halkı değildir. Bu şehir, başta enerji santralleri olmak üzere çevre ve sağlık sorunları yaşıyorsa bunun sorumlusu biz değiliz. Biz, bütün bu sorunların çözümü için başta iktidar partisinin siyasetçileri olmak üzere ilgili bürokratları ve bakanları yıllardır uyarıyoruz. Raporlarımızı veriyor, her ortamda anlatıyoruz. Son olarak referandumda, Zonguldak doğrudan bir uyarı yaptı. Şimdi burada siyasetçi, vekil, bürokrat demeden Zonguldak halkı olarak ülkemizi yönetenleri bir kez daha doğrudan uyarıyoruz. Bu yanlış politikalardan vazgeçiniz, eğer devam ederseniz bu yanlışlarınızın bedelini mutlaka ödersiniz" açıklamasında bulundu.

"ÜNİVERSİTENİN TTK RAPORUNDAN BAŞKA ÇIKAR YOL YOKTUR"

Zonguldak'ın ülke sanayisinin sigortası olduğuna dikkat çeken Ahmet Demirci, "Genel Maden İşçileri Sendikamız, Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda, Maden Tetkik Arama Kurumu'nda örgütlü bir sendikadır. Atatürk'ün emriyle kurulan MTA ülkemizin yeraltı zenginliklerini araştırıyor. MTA ne zaman ihmal edilmişse Türkiye zora düşmüştür. Türkiye Taşkömürü Kurumu ne zaman ihmal edilmişse önce Zonguldak, sonra Türkiye zora düşmüştür. Biz, yıllardır bu kurumları yakından izleyen bir Sendika olarak yönetenleri uyardık, uyarıyoruz, uyarmaya devam edeceğiz. Birileri geliyor, birileri gidiyor, hep aynı yanlışlar yapılıyor, sonuçta doğruyu görüyorlar, gereğini yapmıyorlar ve bedelini ödüyorlar.

Burası ülke sanayisinin can damarıdır, sigortasıdır. Zora düştüklerinde başvurdukları yer burasıdır. Bizim, yerin altında yüz yıllık kömür rezervimiz var, tecrübemiz var. Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun yerini dolduracak bir özel sektör yoktur. Kimse hayal kurmasın, kimse rüya görmesin ve kimse kimseyi kandırmasın. Üniversitemiz, TTK ve bölge raporunu hazırladı. Bunun başka yolu yoktur. Biz işimize, aşımıza, bölgemize, ülkemizin ve milletimizin geleceğine, yeraltında ve yerüstünde sahip çıkmaya devam ediyoruz" dedi.

"KIDEM TAZMİNATINA EL UZATILMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Dayatmaları kabul etmeyeceklerinin altını çizen Demirci, sözlerine şu cümlelerle son verdi; "Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda Soma modeli dayatmasını kabul etmeyeceğiz. 'İşçi alınsın, üretim artsın' istiyoruz. Türkiye'nin iş cinayetlerinde üst sıralarda yer almasına izin vermeyeceğiz. Biz, örgütlenme önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Taşeronda güvencesiz, kuralsız, köle gibi çalışmak istemiyoruz. Kıdem tazminatına el uzatılmasına asla izin vermeyeceğiz. Biz, insanca çalışıp, insanca yaşamak istiyoruz. İşsizimize iş, emeklimize hak ettikleri saygınlığın verilmesini istiyoruz. Parasız eğitim, parasız sağlık istiyoruz. Asgari ücretin bireye değil aileye göre hesaplanmasını istiyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Üniversitelerimizin özgürleştirilmesini ve bilim üretmesini istiyoruz. Biz, ülkemizde ve dünyada barış istiyoruz. Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği. Yaşasın 1 Mayıs."

Demirci'nin konuşması sırasında, "Emeğin Başkenti şanlı Zonguldak", "Yaşasın emek dayanışması", "Zafer direnen emekçinin olacak", "İşçi alınsın üretim artsın" sloganları atıldı.

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci'nin ardından bir konuşma yapan KESK Zonguldak Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Erkut Alacalı, "Zonguldak'ı enerji kenti yapmaya çalıştıklarını söylüyorlar, yaptıkları termik cehennemine dönmüş bir kent ve ölüm soluduğumuz bir kentte kanser olmayı beklememizdir. Biz ölümü değil, yaşamayı seçtik. Bunun için buradayız ve bunu haykırmaya devam edeceğiz" dedi.

MADENCİ ANITI'NDA EDİP AKBAYRAM RÜZGARI

Sanatçı Edip Akbayram, "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü" kutlamaları kapsamında konser verdi. Madenci Anıtı önünde konuşmaların ardından sahneye çıkan Edip Akbayram, işçilerin ve emekçilerin bayramını kutladı. Meydanı dolduranlarla birlikte şarkılarını seslendiren Edip Akbayram, Zonguldak'ın "Emeğin Başkenti" olduğuna dikkat çekti. Coşkuyla şarkılarını seslendiren Edip Akbayram, ikindi ezanı okunurken konserine ara vererek şöyle dedi:

"Eskiden ezan yine vardı, biz yine şarkılarımızı söylüyorduk. O zaman kimsenin kimseye saygısızlık yaptığı yoktu. Ama son dönemlerde Türkiye'de bu dinsel baskı, 'Aman ezan okunuyor, şarkıyı kesin. Aman ezan okunuyor, tiyatroyu durdurun.' Bunlar 20 sene, 30 sene önce yoktu. Ben hacı çocuğuyum. Dedem benim iki defa hacca gitmiş. Bu son dönemlerde o kadar tutucu olmaya başladı ki. Ben bunun iyi olmadığını düşünüyorum. Çünkü ezanımız bizim ezanımızdır, saygımız sonsuz. Ama ben de burada ibadet yapıyorum. Ben de burada ezan okuyorum. Öyle değil mi arkadaşlar? Şimdi sevgiyle dinleyelim."

Ezanın bitmesi ardından konserine devam eden Akbayram, yaklaşık 2 saat sahnede kaldı ve kentteki 1 Mayıs coşkusuna ortak oldu. Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci, konserin sonunda Akbayram'a madenci feneri hediye etti.

Halayların çekilmesinin ardından Madenci Anıtı önündeki 1 Mayıs kutlamaları sona erdi.

Editör: Pusula Gazetesi