Suriye'nin İdlib kentinde kimyasal saldırı sonucu hayatını kaybedenler için Karabük'te gıyabi cenaze namazı kılındı.
100. Yıl Mahallesi Pazaryeri Camii'nde cuma namazı sonrası İHH Vakfı öncülüğünde 4 Nisan tarihinde İdlib'in Han Şeyhun beldesine düzenlenen kimyasal saldırı sonrası hayatını kaybeden siviller için gıyabı cenaze namazı kılındı.
Namaz sonrası açıklama yapan İHH Karabük Şube yönetim kurulu üyesi İsa Lort, tarihin en acımasız katliamına sahne olan Suriye'de direnişin 7. yılına girdiğini söyleyerek, "Açıklanan resmi rakamlara göre bugüne kadar 15 bini çocuk olmak üzere yaklaşık 600 binden fazla insan katledilmiş, 2 milyon kişi ise yaralanmıştır. Bu zulümden kaçarak başka ülkelere sığınan mültecilerin sayısı 4 milyon civarında iken, Suriye içerisinde yer değiştirmek zorunda kalan insan sayısı ise 6 milyon kadardır. Savaş sürecinde 14 milyon kişi ise düzenli bir gelir elde etmekten mahrum kalmışlardır. Bahsetmiş olduğumuz rakamlar resmi kurum ve kuruluşların bildirmiş oldukları rakamlar olup, gerçekte ise bu rakamların çok daha fazla olduğunu tahmin etmek hiç de zor değildir. Bu tabloya rağmen, BM ve küresel devletlerin muhalif yapılanmalara karşı koyduğu ambargo Rusya, Çin ve İran gibi kimi bölgesel ve küresel güçlerin açık maddi ve manevi destekleri ile katil Esed rejimi katliamlarına hız katarak devam etmektedir. Son olarak sahneye konulan ve trajikomik bir tiyatro oyunundan ibaret olan sözde ateşkes anlaşması dünya kamuoyunun gözünü boyarken, Suriyeli mazlumların acılarını daha da bir derinleştirmiştir" dedi.
Lort, şöyle devam etti:
"Milyonlarca Suriyelinin vatanından yurdundan edildiği Suriye'de hayatını kaybeden 300 binden fazla Müslüman için kılını kıpırdatmayan Batı dünyası, Esed'in ve IŞİD'in kimyasal saldırılarına daha ne kadar seyirci kalacak. Astana barış görüşmelerinde Türkiye'nin tüm iyi niyetli çabalarına, barış görüşmelerinin yürümesi için gösterdiği samimi ve yoğun çalışmalara rağmen, Suriye'de barış için bir yol alınamamaktadır. Dünya devletleri bu gayretli barış çalışmalarını adeta sabote etmektedir.Sözde barış görüşmeleri sürecinde Suriye'deki tüm yaşam alanları Amerika, Rusya, İran, Suriye ortaklığının bilinçli birer hedefi olmuştur. Suriye rejiminin sözde ülkedeki tüm kimyasal silahları, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne teslim ederek yok edilmesini kabul etmesi ile rejim kendini bir kez daha güvenceye alarak işlediği insanlık suçundan ceza almadan kurtulmayı başarmıştır. Ne yazık ki rejim her ne kadar da kimyasal silahlarını teslim ettiği yalanını sürdürse de yine Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü verilerine göre İdlib ve Hama vilayetlerinde 2015 yılı Nisan ve Ağustos ayları arasında gerçekleştirilen kimyasal saldırılarda 13 kişi klorin gazı nedeniyle hayatını kaybetti. 350 ila 500 arasında kişi de saldırılardan etkilenmiştir. Yaptığı tüm insanlık ve savaş suçlarına rağmen hiçbir şekilde cezalandırılamayan Esed, BM uzmanlarının geçen Mart ayında yaptıkları açıklamada Halep ve başka yerlerde klor gazı kullanmakla suçlanmasına hiç aldırış etmeden yine Klor gazı ile İdlib'e saldırmıştır. Yaşanan saldırıda 11'i çocuk 58 kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 500 kişi de gazdan etkilenmiştir."
Grup, daha sonra İdlib'de hayatını kaybeden siviller için dövizler açıp slogan atarak olaysız bir şekilde dağıldı.

Editör: Pusula Gazetesi