TTK Karadon Müessese Müdürlüğü’nün özelleştirilmesi için ihaleye çıkarılacağı, Ciner Grubu ve Bereket Enerji’nin Karadon’a talip olduğu iddialarını değerlendiren GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, “Ciner Grubu ve ÇATES’i işleten Bereket Enerji’nin Karadon’a talip olduklarını duyduk. Kendilerine dikkat etmeleri çağrısında bulunmak istiyorum. Biz mücadeleye hazırız ve buna asla müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.

Milletvekili Hüseyin Özbakır’ın, “Müsteşar Yardımcısı ile görüştüm. Açıklamalar gerçeği yansıtmıyor” sözlerini de değerlendiren Demirci, “Sayın Milletvekili, ‘Bakan danışmanlarıyla görüştüm, yardımcısıyla görüştüm’ diyerek açıklama yapıyor. Kardeşim, ben onlarla zaten görüşüyorum. Cumhurbaşkanına, Başbakana, Bakana ulaşamıyorsalar, hatayı kendilerinde arasınlar, bizler de değil. Herkes kendine bir çeki düzen versin” dedi.

Seçim döneminde yapılan propagandalara dikkat çeken ve AK Parti Milletvekillerine yönelik sert eleştirilerde bulunan Genel Başkan Demirci, “Zamanında seçim propagandası yaparken, ‘Ben Cumhurbaşkanının birinci adamıyım, ben şunun adamıyım, bunun adamıyım’ diyorlardı. Şimdi bizim yanımıza gelsinler, bizi Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Bakanımız ile görüştürsünler” ifadelerini kullandı.

Bir yıldır Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’tan randevu istediklerini belirten Demirci, “Randevu alamıyoruz. Niye randevu vermiyorlar, bize neden yardımcı olmuyorlar? İstediklerine veriyorlar. Zonguldak’ı kurtarmak için birlik içerisinde olsunlar. Olmuyorlarsa, partilerinden istifa etsinler. Zonguldak elden gidiyor. 3 yıl sonra Zonguldak da, vekillik de zaten kalmayacak” şeklinde konuştu.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü’nün ihaleye çıkartılacağı, Ciner Grubu ve Bereket Enerji’nin ihaleye gireceği iddialarını değerlendiren Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Ciner Grubu ve Bereket Enerji’ye seslenerek, “Biz bedel ödemeye ve mücadeleye hazırız’ dedi.

TTK’nın özelleştirilmesine karşı olduklarını belirten Genel Başkan Demirci, AK Parti Zonguldak Milletvekillerini de sert dille eleştirdi. Zonguldak’ın yok olmak üzere olduğunu belirten Demirci, “Milletvekillerimiz Ankara’da masaya vuracaklarsa, masaya vursunlar. Eğer Zonguldak’ta milletvekili olarak görev yapmak istiyorsalar, Zonguldak’ımıza ve TTK’mıza sahip çıkmaları gerekiyor. Eğer milletvekilliği yapmak istemiyorsalar, bırakıp gitsinler. Zaten bu gidişatla 4 yıl sonra burada milletvekilliği filan da olmaz. AK Parti Zonguldak Milletvekillerimiz, ‘Ben Bakan Yardımcısı ile görüştüm, danışmanlarıyla görüştüm, yardımcısıyla görüştüm’ diyerek açıklama yapıyor. Kardeşim, ben onlarla zaten konuşuyorum, görüşüyorum. Zamanında seçim propagandası yaparken, ‘Ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birinci adamıyım, ben şunun adamıyım, bunun adamıyım’ diyorlardı. Şimdi bizim yanımıza gelsinler, bizi Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Bakanımıza çıkartsınlar. Bir yıldır Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’tan randevu istiyoruz, alamıyoruz. Niye randevu vermiyorlar, bize neden yardımcı olmuyorlar? İstediklerine veriyorlar. Zonguldak’ı kurtarmak için birlik içerisinde olsunlar, olmuyorlarsa partilerinden istifa etsinler. Zonguldak elden gidiyor, 3 yıl sonra ne Zonguldak, ne de vekillik zaten kalmayacak. Herkes kendine bir çeki düzen versin” şeklinde konuştu.

“BİR BEDEL ÖDEMEK GEREKİYORSA, BİZ SENDİKA VE MADEN İŞÇİLERİ OLARAK O BEDELİ ÖDEMEYE DE HAZIRIZ”

Her zaman ülkeye bir şeyler kazandırmak için madenlerde çalıştıklarını belirten Demirci, “15 Temmuz öncesi de dahil olmak üzere TTK’nın özelleştirilmesiyle ilgili söylem ve haberler vardı ve bu günlerde de yine kurumun özelleştirileceği gündeme geldi. Biz maden işçileri olarak özelleştirilmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunu her platformda dile getiriyoruz. Özelleştirmeye karşı elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Bu konuda eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa, biz sendika ve maden işçileri olarak o bedeli ödemeye de hazırız. Biz her zaman ülkemize kazandırmak istedik, üretmek istedik. Taşkömürümüzün dünyada en kaliteli kömürler arasında ilk sıralarda yer aldığının farkındayız ve bu kömürü üretmek istiyoruz. Bu kömürün sobada yakılmasına bile karşıyız. Koklaşabilir olan bir kömür olduğunun farkındayız. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, buraya ÇATES’i kurduğu zaman bu santralde çıkartılan kömürden artan ‘posa’ dediğimiz arık yakıldı ve ülkemiz için enerji üretildi” açıklamasında bulundu.

“DİKKAT ETSİNLER, BİZ MÜCADELEYE HAZIRIZ”

TTK Karadon Müessese Müdürlüğü’nün ihaleyle Ciner Grubu ve Bereket Enerji’den birisine verileceğini, Bereket Enerji’nin ihaleyi alacağı iddialarını değerlendiren Demirci, “Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Hamdi Ayan, TTK Karadon Müessese Müdürlüğü’nün özelleştirileceği ve 2 ay içerisinde ihaleye çıkartılacağı açıklamasında bulundu. Daha sonra Ciner Grubu ve ÇATES’i işleten Bereket Enerji’nin Karadon’a talip olduklarını duyduk. Kendilerine dikkat etmeleri çağrısında bulunmak istiyorum. Biz mücadeleye hazırız ve buna asla müsaade etmeyeceğiz. ‘Özelleştirmeye hayır’ diyoruz. Milletvekillerimize de seslenmek istiyorum, onlar da nasıl biz ‘özelleşmeye hayır’ diyorsak, onlar da ‘özelleştirmeye hayır’ demelidirler” şeklinde konuştu.

“ÖZELLEŞTİRME DENENDİ, ‘EN AZ RİSK’ DEDİĞİMİZ YERLERDE GRİZU FACİALARI YAŞANDI”

TTK’da özelleştirmenin geçmiş dönemlerde denendiğine dikkat çeken Demirci, “Kozlu ve Karadon Müesseselerimizde madencilik tabiriyle ‘anayol’ olarak isimlendirilen, vatandaşlarımızın anlayacağı şekilde yer yüzündeki otobandan bahsediyorum, düz yolda grizu faciaları yaşadık ve toplamda 33 maden işçisi feci şekilde şehit oldu. Yani TTK’nın ‘en güvenli, en az risk yaşanacak yer’ dediğimiz yerlerinde grizu faciası yaşadık. ‘Taban’ dediğimiz kömürün ana merkezi olan ve riskin en yüksek olduğu bölgelerde yaşanacak faciaları anlatmak bile istemiyorum. Özel sektör, her zaman kar odaklı çalışmıştır. Bu nedenle de her zaman emniyet ve güvenlikten taviz vermiştir. Bakın, geçtiğimiz yıl TTK’nın bazı ocakları ‘hidrojen sülfür ölçeği bulunmadığı’ gerekçesiyle kapatıldı. Bahsettiğimiz ölçüm cihazı benim dedemin madenlerde çalıştığı dönemden bu yana, 1946 yılından bu yana, kurumun tarihinde geçmeyen bir ölçüm cihazıdır. Kurumu bu gerekçeyle kapattılar, bunu emin olun özel sektörde yapamazlar. Özel sektör bunlara müsaade etmez, gözlerini kapar ve ‘Ben kar etmek zorundayım, kömürü çıkartıp paramı alayım’ diyerek işçileri çalıştırmaya devam ederler. Bakın Zonguldak havzasında özel birçok saha var, özel sektör de çalışsın, ama bizim sahamıza, kurumumuza kimse göz dikmesin. Bakın bunlar, burada kurumu alsalar, emin olun kısa sürede almak istedikleri kömürü alır, kapıya da kilidi vurup çeker gider. Ondan sonra da ne Zonguldak’ta milletvekili kalır, ne esnaf kalır, ne maden işçisi kalır, ne gazetecimiz kalır. Burası bir kasaba olur. 5 milletvekilimiz, siyasi partilerimizin diğer temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarımızla birlik içerisinde olalım ve Zonguldak’ı kurtarmamız için ne gerekiyorsa yapalım” ifadelerini kullandı.

“BEN SÖYLERKEN UTANIYORUM; MİLLETVEKİLLERİNİN DE UTANMASI LAZIM”

Milletvekillerinin Zonguldak’ın sorunlarını Ankara’da anlatıp-anlatmadıklarını bilmediğini ifade eden Demirci, “Zonguldak’ın yolu yok, stadı yok, hastanesi yok, çarşıda gezilecek bir yeri yok, Zonguldak’ın hiçbir şeyi yok. Bakın samimiyetle söylüyorum, görme engelli bir kişi şehir dışından gelsin, Ankara veya Ereğli istikametinden Zonguldak sınırları içerisine girsin, ‘Zonguldak’a geldik’ diyebilir. Yollarımızın durumu o kadar kötü. Ben bunu söylemekten gerçekten utanıyorum, bundan milletvekillerinin de utanması lazım” dedi.

“CUMHURBAŞKANINA, BAŞBAKANA, BAKANA ULAŞAMIYORSALAR, HATAYI KENDİLERİNDE ARASINLAR, BİZLER DE DEĞİL”

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır’ın özelleştirme ile ilgili yaptığı yalanlama açıklamasını ve Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın Müsteşar Yardımcısı ile yaptığı görüşmeyi değerlendiren Demirci, “Milletvekillerimiz Ankara’da masaya vuracaklarsa, masaya vursunlar. Eğer Zonguldak’ta milletvekili olarak görev yapmak istiyorsalar, Zonguldak’ımıza ve TTK’mıza sahip çıkmaları gerekiyor. Eğer milletvekilliği yapmak istemiyorsalar, bırakıp gitsinler. Zaten bu gidişatla 4 yıl sonra burada milletvekilliği filan da olmaz. İl olarak her geçen gün göç veriyoruz. Onun için herkes elini vicdanına koysun, Zonguldak için bir şeyler yapmaya çalışsın. AK Parti Zonguldak Milletvekilimiz, ‘Ben Bakan Yardımcısı ile görüştüm, danışmanlarıyla görüştüm, yardımcısıyla görüştüm’ diyerek açıklama yapıyor. Kardeşim, ben onlarla zaten konuşuyorum, görüşüyorum. Ben Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci’yim. Eğer benim altımdaki bir temsilcim, bir maden işçisi bana ulaşamıyorsa, onların da, benim de görev yapmama gerek yok. Aynısı milletvekillerimiz için de geçerli. Eğer Cumhurbaşkanına, Başbakana, Bakana ulaşamıyorsalar, hatayı kendilerinde arasınlar, bizlerde değil. Herkes kendine bir çeki düzen versin” diye konuştu.

“SEÇİM DÖNEMİNDE ‘BEN CUMHURBAŞKANININ ADAMIYIM’ DİYENLER…”

Zonguldak’ın durumunun ağlanacak hale geldiğini belirten Demirci, “Zamanında seçim propagandası yaparken ‘Ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birinci adamıyım, ben şunun adamıyım, bunun adamıyım’ diyorlardı. Şimdi bizim yanımıza gelsinler, bizi Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Bakanımıza çıkartsınlar. Bir buçuk yıldır Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’tan randevu istiyoruz, alamıyoruz. Niye randevu vermiyorlar, bize neden yardımcı olmuyorlar? İstediklerine veriyorlar. Zonguldak’ı kurtarmak için birlik içerisinde olsunlar, olmuyorsa partilerinden istifa etsinler. Zonguldak elden gidiyor, 3 yıl sonra ne Zonguldak, ne de vekillik zaten kalmayacak. Herkes kendine bir çeki düzen versin. Gerçekten Zonguldak elden gidiyor, ağlanacak durumumuz var görmüyor musunuz?” diye sordu.

Editör: Pusula Gazetesi