Bülent Ecevit Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Enisli Vidinli, "Barış İçin Akademisyenler Oluşumu" adı altında bin 128 akademisyen tarafından hazırlanan "Bu ülkenin akademisyenleri ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza atan Bülent Ecevit Üniversitesinde görevli Yrd. Doç. Dr. Öznur Öncül'ün görevden alınmasını istedi.
BEÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Enisli Vidinli'nin açıklaması şöyle:
"Bülent Ecevit Üniversitesi Öğrenci Konseyi olarak, 2015 yılının ekim ayında görev için seçildik. Göreve başladığımız günden beri gerçekleri göstermek ve gerçekleri olduğu gibi sorumluluğumuz dahilinde olan bütün kesimlere anlatmak için çalıştık, çabaladık.
Cahile öğrettik, alime yakın olduk. Konuşulan her sözü not
ederek, karşımıza gelen herkesi ibadet edercesine dinledik ve asla kimseyi
bilgisizlikle itham etmedik. Bu icraatımız boyunca hayatımızda birçok şeyden
feragat ettik ve hiç bir maddi menfaat sağlamadık.
İnsanların milli ve manevi duygularını sömürmek gibi bir
yanlışa hiç bir zaman meydan vermedik.
Biz 28 bin öğrencinin demokratik hakkını kullanarak sandığa
oy atması sonucunda büyük ara farkla kazandığımız bu temsil görevinde her zaman
azınlık kesimin de sesi olmaya ve yanlarında bulunmaya önem verdik. Fakat şu da
bilinmelidir ki, her fırsatta demokrasi diye dövünen fakat kendi yaklaşımı olan
sayı olarak az olan kesimin kararlarının geçerliliğinin, sayıca fazla olan
kesimden daha değerli olduğunu ve kendilerinden geri kalanların cahil
olduklarını itham ederek tamamen demokrasiye aykırıdır. Bu tutumdaki kişi ve
toplulukları dikkate almayız.
Herkes bilmelidir ki her türlü fikre, düşünceye saygımız
sonsuzdur ancak söz konusu Aziz Vatanımızsa, ona yönelecek en küçük olumsuz
eleştiriyi dahi hazmetmeyiz ve tepkimizi en sert şekilde gösteririz.
Son günlerde ülke gündemini meşgul eden, üniversitelerinde
görev yapan ve sayılarının 1128 olduğu belirtilen Akademisyen topluluğunun, PKK
ve uzantılarının Kürt halkına yaptığı zulmü görmezden geldikleri gibi, çeşitli
propoganda yollarıyla hoş göstermeye çalışan; Kürt kardeşlerimizi PKK zulmünden
kurtarmak için evlatlarını defa eden Yüce Devletimizi ve Milletimizin nacizane
çabalarını Katliam ve Şiddet olarak nitelendiren bir bildiri hazırlayıp ve
o bildiriye vicdanları sızlamadan imza attıklarından dolayı, sıfatları, makam
ve mevkileri ne olursa olsun şiddetle lanetliyoruz. Bu sözde alimlerin bu
bildiriyi milletimize karşı iyi niyetle imzaladıklarını savunan zihniyete de
buradan bir sorumuz var, 7 temmuz 2015
tarihinden beri, bölücü terör örgütü PKK ve kolları ile yapılan çatışmalarda
hatanı kaybeden 200 e yakın şehit, yüreği kan ağlayan yüzlerce şehit anne ve
babaları söz konusu olduğunda neden sesleri çıkmadı? Kaybettiklerimiz bu
vatanın evlatları değil miydi? Ve bu kayıplar hangi uğurda verildi? Peki ya bu
acizleri destekleyen bir takım kolektif yapıların üyeleri bu gerçeği göre göre
hangi akla ve mantığa hizmet yapılan bu büyük yanlışı kabul etmiyorlar? Biz bu
milletin davasına gönül vermiş Türk Gençleri olarak, bu tür propagandacı ve
anarşist kafaların yaratmaya çalıştıkları algı oyunlarına, kısacası Türk
Halkını kandırmaya yönelik herhangi bir harekete izin vermeyiz. Ayrıca bu
çirkin ihanetin okulumuzdaki temsilcisine destek verip, Öğrenci Konseyimizin
duruşu hakkında pervasızlık yorumunu yapan Eğitim Sen Zonguldak Şubesini,
hakkımızda yaptıkları kendilerine vazife olmayan yorumlarından ötürü kınıyoruz.
Bir şekilde hizmet ettikleri Ülkemizin ve Milletimizin
düşmanlarına beyinlerini ve gönüllerini ipotek edenlere, Ülkesini seven ve
Milletine bağlı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi öğrencileri olarak cevap
veriyoruz; Gerçek Türk aydınları, yüce Türk Devletinin bekası, şehitlerimizin
aziz hatırası, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için neferlerimiz ve
kahramanlarımızın her zaman yanında olmuşlardır. Bunun aksini iddia edenler Akademik
Özgürlük diye ihanet sloganları atmaya çalışmasınlar. Çünkü bu millet,
devletini kolay kurmamış, gerektiğinde canını feda etmiştir ve etmeye hazırdır.
Bu nedenle, bu bildiride adı geçen, üniversitemizde görev
yapmakta olan kişi ve kişilerin, Üniversite Yönetimimiz ve Yüce Türk Adaletince
görevlerinden alınmalarını istiyoruz."