Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) çalışan ve Genel Maden İşçileri Sendikası’na (GMİS) üye olan maden işçileri, 26’ncı Dönem Toplu İş Sözleşmesi’nin çerçeve anlaşmasına karşı çıktı. İşçinin hakkının verilmediğini ve mağdur olduklarını belirten maden işçileri “Maden işçisi demokrasi bekçisi”, “Bizi satanı biz de satarız”, “İşçi burada sendika nerede?” şeklinde slogan attı.

GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ, GMİS Genel Sekreteri Hakkı Arslan ve GMİS Mali Sekreteri Adnan Tıksa salona gelerek, madencilerin sözleşme ile ilgili sorunlarını dinledi.

Maden işçilerine konuşma yapan ve madencilerin sorularını yanıtlamakta zorlanan GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, “Toplu sözleşme sürecinde imzalanan çerçeve anlaşmasının çok güzel olduğunu savunan bir yönetim yok. Bizler de muzdarip durumdayız. Ancak bizim 100 kişiyi arkamıza alarak, bunu aşma şansımız da yok. 10 bin kişiyi arkamıza almadan bir şey yapamayız. 10 bin maden işçisinin 7 bininin desteği arkamızda olsa ve ‘greve gidelim’ dese, biz greve gideriz” dedi.

AYVAZ: “SENDİKALAR HAK MÜCADELESİNİ BASTIRMAK İÇİN DEĞİL, ÖRGÜTLEMEK İÇİN VARDIR”

Toplu sözleşme kapsamında imzalanan Çerçeve Protokol Anlaşması’nı kabul etmediklerini vurgulayan ve işçiler adına açıklama yapan Mustafa Ayvaz, “TTK’da çalışan işçilerin bağlı olduğu GMİS, 26’ncı dönem toplu sözleşmesinin çerçeve anlaşma protokolünü imzaladı. Süreç içerisinde yapmış olduğumuz sendika ziyaretinde sözleşmeyi tabanda işçilere soracaklarını ve grev sandıkları kuracaklarını buna göre de grev yapabileceklerini söylediler. Bizler işyerlerimizde teklifin ne olacağını beklerken sebebini anlayamadığımız bir şekilde Çerçeve Anlaşma Protokolü’nün imzalandığını duyduk. 2006 yılından sonra işbaşı yapan arkadaşlarımız bu toplu sözleşmeden emeklerinin karşılığını alamamıştır. Bu anlaşma protokolü tamamı ile oldubittiye getirilmiştir. 13 Şubat 2015 tarihinde işe başlayan arkadaşlarımız ilk 6 ay zammını almışlar ve enflasyon zammına da yenik düşmüşlerdir. Kamuoyuna yapılan bilgilerin gerçeği yansıtmadığı aşikardır. Yapmış olduğumuz eylemlerde aramızda provokatör olduğunu belirttiler. Bizleri hakkı mücadelemizden uzaklaştırmak isteyen sendikacılar bilmelidir ki, sendikalar hak mücadelesini bastırmak için değil, örgütlemek için vardır. Bizim açıklamalarımız burası ile de sınırlı değildir. Haklarımızı alana kadar mücadeleye bütün şubelerimiz ile birlikte devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

MUTLU: “İMZA ATMAK İSTEMİYOR GREV KARARI ALMAK İSTİYORSAK KONUŞUR ALIRIZ”

Maden işçilerinin sözleşme ile ilgili sorunlarını dinlemek için salona gelen Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, “Biz GMİS olarak ve maden işçileri olarak bir aileyiz. Bir sözleşme süreci yaşıyoruz ve bunu hepimiz merakla bekliyoruz. Nitekim Türk-İş’e bağlı 17 sendika bir araya gelerek gerekli konuları görüştü. Hükümetin verdiği zaman oranını, iyileştirme oranını ve taleplerini masaya yatırdılar. Buradan üzüntü ile söylemek istiyorum ki, o toplantıda biz hariç 16 sendika, hükümetin verdiği yüzde 5+yüzde 5’lik zammı kabul ederek, ‘uzatmadan seçimler öncesinde bitirelim’ dedi. GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ise, ayağa kalkarak ‘Ben bu sözleşmeye imza atmam’ dedi. Bizim tepkimiz nedeniyle toplu sözleşmeler sonuçlanamadı. Türk-İş’e gittik ve Ergin Başkan ile görüştük. Bu sözleşmeyi imzalamayacağımızı, çünkü maden işçisine hesap veremeyeceğimizi söyledik. Onlar da hükümetin belirtilenin üzerine çıkamayacağını belirtti. ‘İsterseniz greve gidebilirsiniz’ dedi. Biz de Bakan ile görüşme talebinde bulunduk ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik ile görüştük. Şu anda imzalamış olduğumuz çerçeve sözleşmeyi kabul ettik. Bunun üzerine çıkamayacaklarını söyledi. Seçimden sonraya kalacak olan bir sözleşme sürecinin bize neler getirip götüreceğini hesaplayarak bu kararı aldık. Çerçeve anlaşmasıyla beraber sözleşmemiz bitmedi. Çarşamba günü toplantı devam edecek. Bizim 15 günlük yasal sürecimiz var. Arabulucuyla ulaşamazsak, bunu bir hafta uzatabiliyoruz. 6 gün uzatabiliyoruz. Orda da uzaklaşamazsak, 60 gün içerisinde grev kararı alma ve uygulama hakkımız var. Şimdi ‘sen çerçeve anlaşmasını imzaladın, grev kararı alamazsın’ dersen bu işi benim değil, senin bilmediğin anlaşılır. Sözleşmeye imza atmak istemiyor, grev kararı almak istiyorsak, konuşur alırız. 10 bin kişinin 7 bini ‘evet’ diyecek ki bunu yapalım. Bu sendikadan hiçbir yönetici hiçbir işçiyi satmaz, satan da namussuzdur, şerefsizdir. Hiçbirimiz bu kurumun bir çakıl taşının satılmasına, işçisinin satılmasına müsaade etmez. Eden en namussuz en alçak insandır” açıklamasında bulundu.

Maden işçileri, haklarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerini, sözleşmenin düzeltilmesini istediklerini belirterek salondan ayrıldı.

Editör: Pusula Gazetesi