Atatürk Devlet Hastanesi önünde yapılan basın açıklamasına; KESK&[#]8217;e bağlı SES Kadın Sekreteri Canan Edebali, BES Şube Başkanı Zuhal Engiz, Türkiye Kamu Sen&[#]8217;e bağlı Türk Büro-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Arslan, Türk Büro-Sen Şube Başkanı ve Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi Kadir Bacıoğlu, Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Arzu Kara, Memur-Sen&[#]8217;e bağlı Sağlık-Sen Şube Başkanı Mehmet Kara, Zonguldak Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Kamil Güney, Türk Hemşireler Derneği Zonguldak Şube Başkanı Arife Ayaz ve sağlık sendikalarının üyeleri katıldı.
Sağlık sendikaları adına basın açıklamasını yapan Zonguldak Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Kamil Güney, sağlıkta şiddetin sloganlarla veya toplantılarla çözülecek bir iş olmadığını ifade etti. Güney, Kamil Furtun´u rahmet ve minnetle andıklarını belirterek &[#]8220;Bu acı sadece sağlık çalışanlarının acısı olarak kalmamalı&[#]8221; dedi.
Dr. Güney, meslektaşlarının hunharca katledilişini nefretle kınadıklarını ifade ederek şöyle konuştu:
&[#]8220;ACI VE ÖFKE İLE DOLUYUZ&[#]8221;
&[#]8220;Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesinde görevli Göğüs Cerrahisi Uzmanı Operatör Doktor Kamil Furtun Cuma günü silahlı bir saldırı sonucu öldürüldü. Yüreğimiz acı ve öfke dolu. Meslektaşımızın görev yaptığı hastanede hunharca katledilmesini nefretle kınıyoruz. Biliyoruz ki bu münferit bir vaka değil... Acı ile doluyuz; yılların emeği ile yetişmiş, kendi ailesinden, eşinden, çocuklarından çaldığı vakitlerle hastalarına faydalı olmaya çalışan ve halkımızın sağlığı için gece gündüz fedakarca hizmet vermeye çabalayan çok kıymetli meslektaşlarımız için göz yaşı döküyoruz. Öfke ile doluyuz; çünkü biliyoruz ki her geçen gün artan ve canımızdan can alan sağlıkta şiddet olaylarını önlemek için pek çok şey yapılabilir ve yapılabilirdi... Niyetler, hedefler, planlar bu yönde olsaydı Ersin´imiz, Melike´miz, Kamil´imiz bugün bembeyaz önlükleri ile hastane koridorlarında halkımızın sağlığı için koşturmaya devam ediyor olabilirlerdi... Uyardık, &[#]8216;Artık Yeter&[#]8217; dedik sağlıkta gün be gün artan şiddete karşı; duymadılar. Acil taleplerimizi ilettik; görmezden geldiler. Türk Ceza Kanununa ek maddeler önerdik, yok saydılar. Açıklamalar, eylemler, toplantılar yaptık; Sağlık Bakanlığının önünü aşındırdık, Meclis Komisyonu´nda sunumlar yaptık, dikkate almadılar. Hazırladığınız raporun gereğini yapın. Sağlıkta şiddeti önlemek için sahici adımlar atmaya başlayın. Yarın çok geç olmadan diye haykırdık; ciddiye almadılar. Ve sonunda yine "geç" oldu; bugün de Kamil Furtun arkadaşımız aramızda değil, aramızdan söküp alındı... Sağlıkta şiddet sadece sloganlarla veya toplantılarla çözülecek bir iş değildir. &[#]8216;Şiddete Sıfır Tolerans&[#]8217; sloganı işe yaramamıştır. Buradan soruyoruz: Bunu anlamak için kaç canın daha kurban verilmesi gerekiyor? Sadece 2014 yılında resmi kayıtlarda 11 binin üstünde sağlık çalışanına şiddet vakası ihbarı bırakılmış. Resmi kayıt bu kadar ise şiddetin ulaştığı vahim boyut kelimelerle anlatılacak düzeyi çoktan geçmiştir. Hasta sayısı ile övünen bir bakanlık çalışma şartlarını ve iş yükünü artırmış, ancak artan şiddet olaylarına karşı hiçbir sahici adım atmadığı gibi sağlık çalışanlarını vatandaşa adeta hedef göstermiştir. &[#]8216;Ben doktora iğne yaptırmam, doktor bir İğne yapar, adamı felç eder icabında&[#]8217; diyen siyasetçilerin yanında, &[#]8216;Doktor efendi dönemi bitti&[#]8217; diyenler, &[#]8216;Doktorların eli hastaların cebinde&[#]8217;, &[#]8216;Doktor efendi mani peşinde&[#]8217; deyip miting meydanlarında vatandaşa sağlıkçıları yuhalatan siyasetçiler artan bu şiddet olaylarının sorumluluğunu taşımaktadırlar. Sağlık çalışanına yönelik şiddet, rutinleşmiş ve maalesef Samsun´da da bir kez daha cinayetleşmiştir. Beyaz önlüklere siyah kefen biçildiği bu vahşet düzeni önlemler ve ağır yaptırımlar olmaz ise sürüp gidecektir. Bu gün bütün Türkiye´de bütün sağlık kurumlarında yastayız, isyandayız! Sürekli olarak şiddete uğradığımız, dövüldüğümüz, vurulduğumuz binalara girmiyoruz! Kaybettiğimiz doktorumuz Kamil Furtun´u rahmet ve minnetle anıyoruz. Bu acı sadece sağlık çalışanlarının acısı olarak kalmamalı, tüm halkımız evladının acısını yüreğinde hissetmeli ve tepkisini ortaya koymalıdır.&[#]8221;
