Bütün Türkiye’yi yasa boğan Özgecan Aslan cinayetine bir kınama da Saadet Partisi İl Kadın Kolları Başkanlığı’ndan geldi. Özgecan Aslan cinayetinin son olmasını isteyen Saadet Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Hanife Aydın, AK Parti iktidarının “dindar nesil yetiştirme” sloganı ile yaptıklarının çeliştiğini belirtti. AB yasalarına uyum çerçevesinde idam yasasının kaldırılmasının doğru olmadığının bir kez daha anlaşıldığını belirten Başkan Hanife Aydın, idamın tekrar geri getirilmesi gerektiğini söyledi.

Parti binasında basın açıklaması yapan Aydın, “Kıymetli yavrumuz Özgecan Aslan´ın feci şekilde öldürülmesini kınıyor, böyle elim olayların bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Sevgili yavrumuz Özgecan Aslan´a rahmet diliyoruz. Acılı ailesine anne ve babasına sabır temenni ediyoruz. Özgecan evladımızın son kurban olmasını ve bir daha böyle olaylar yaşanmaması için herkesi göreve davet ediyoruz. Bu acı olay hepimize ‘Toplum olarak nereye gidiyoruz?’ sorusunu akla getiriyor. Bu durum idarecilerimizi bu tür olayların nedenleri konusunda derin bir analize sevk etmeli, çareleri ve çıkış yolları konusunda tedbir almaya yöneltmelidir. Yaşananların hayatın içinden günlük olaylarmış gibi, her yerde olabilirmiş gibi ele alınıp, ah-vah edilip üstünden geçilip gidilmesi kabul edilemez. Bu olay toplumun geldiği ahlaki boyutun tehlike sinyalidir. Günden güne özellikle son yıllarda toplumumuzda büyük bir ahlaki yıkım yaşanmaktadır. Bu ahlaki yozlaşmayı hazırlayan pek çok sebep vardır. Bunların tespit edilip, gerekli tedbirlerin acilen alınmasını istiyoruz. Saadet Partisi olarak sloganımız ‘Önce ahlak ve maneviyat’ diyoruz ve bunun ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Ülkemizde maalesef uyuşturucu bağımlılığındaki artış ve kullanma yaşının 10´a inmesi, toplumda şiddete yönelimdeki artış, aile kurumundaki dejenerasyon, kadın cinayetlerindeki artış kaygı verici boyutlardadır. 2004´ de 91 bin 22 olan boşanan çift sayısı 2014´de gelindiğinde yüzde 38 rekor artışla maalesef 125 bin 305 olmuştur. 2002´de 66 kadın cinayete kurban verirken 2014´ de bu sayı 240’tır. Ülkemizde ceza evleri dolup taşmaktadır. Ülke genelindeki toplam ceza infaz kurumu kapasitesi 163 bin 129 iken bugün tutuklu ve hükümlü sayısı 159 bin 396’dır. Yani hükümetin tam kapasiteyle kullandığı hatta kapasiteyi zorladığı tek kurum ceza infaz kurumlarıdır. Bu durumu toplumun bütün kesimleri ülkemizin bütün bölgeleri üstü örtülemez bir şekilde en acı tablolarda yaşar hale gelmiştir. Gün geçmiyor ki kaçırılan bir çocuk, uyuşturucu batağında sokakta bir genç, tecavüze uğrayan bir mağdur haberi duymayalım. Bütün bunların sadece bizim ülkemizde olmadığını biliyoruz. Evet biliyoruz tüm dünyada trajik bir buhranın yaşandığını, parçası olmak için çırpındığımız bu modern dünyada yılda 1buçuk milyon çocuğun fuhuş pazarının malı yapıldığını, Fransa´da yılda 25 bin kadının tecavüze uğradığını ve evet biliyoruz dünyada uyuşturucu ticaretinin 700 milyar dolarla dünya ticaretinin yaklaşık 4/3 ünü oluşturduğunu, AB ülkelerinde ilk doğum yaşının 10 ile 13’lere indiğini, ruhsal ve nörolojik bozuklukların sağlık sorunlarının ilk sırasında olduğunu. Ve yine biliyoruz ki, insanlığın yaşadığı bu ahlaki buhran kendiliğinden meydana gelmiyor. Kapitalizm gibi insan kaynaklı sistemler ortaya bencil, tek başına, hedefsiz, mutsuz insan modeli ortaya çıkartıyor. Bu çıkmazdan kendine yol arayan insanlığa hiçbir insani sistem yardım edemiyor. Dünya üniversitelerinde sosyoloji, siyasal bilgiler kürsülerinde yapılan yeni çalışmalar da gösteriyor ki, insan kaynaklı sistemler çok iyi niyetlerle de yola çıksa, kısa zamanda bir sömürü aracına dönüşmekte ve insanın birbirine yaptığı zulmün ağırlaşmasından başka bir işe yaramamaktadır” diye konuştu.

“HÜKÜMETİNİN ÇELİŞKİLİ TAVRI TOPLUMU BU HALE GETİRMİŞTİR”

AK Parti hükümetinin çelişkili söylemler ve eylemler içerisinde olduğunu ve çürümüş sistemlere eklenme çabası içerisinde olduğunu ifade eden Aydın, “Bütün dünyaya umut ve çıkış sunacak bir medeniyetin mensupları olarak maalesef bugün bu çürümüş sistemlere eklenmek gibi beyhude bir çabanın içine giriyoruz. Bir yandan ‘dindar nesil’ yetiştirme iddiasını dillendirirken, diğer yandan kastettiği din ile taban tabana zıt değerlere sahip AB için olmadık tavizler veriyoruz. Ve her şeyimizi borçlu olduğumuz medeniyet değerlerimizi imha edecek çalışmalar yapıyoruz. AKP hükümetlerinin bu çelişkili tavrı yani; hem dindar nesil hem zina serbest, hem dindar nesil, hem domuz eti serbest, hem dindar nesil hem eşcinsellere dernek kurmak serbest uygulamaları toplumu 13 senedir bu hale getirmiştir. Çocuklarımıza dört başı mamur bir İslam itikadı vermekten dahi aciz, AB kriterleri çerçevesinde düzenlenmiş müfredatlara tablo söze gerek bırakamayacak şekilde ortadadır. ‘Önce Ahlak Maneviyat’ bayrağını en önde tutan Saadet Partisi olarak merhum liderimiz Necmeddin Erbakan´ın ifade ettiği gibi; ‘Bir milletin asıl gücü topu tüfeği yahut tankı değil, imanlı ve inançlı evlatları olduğunu biliyoruz.’ Büyük buhranlar içinde kıvranan küresel dünyaya uyum sağlamak amacıyla değil, bu dünyaya alternatif sunmak amacıyla medeniyetimizin öncülerini yetiştirmek zorundayız. Özgecan gibi nice evlatlarımız gençlerimiz tehdit altındadır. Bu acı olayda bile ayrışan bir toplum haline dönüşmüş durumdayız. Bu acı olayı bile istismar edenleri görüyoruz. Kimileri kendi iktidarı zarar görür endişesiyle ABD´de de tecavüz olaylarının yaşandığını söylüyor ve olayın vahametini küçültmeye çalışıyor, kimileri ise salt siyasi pozisyonları güç kazansın diye acı üzerinden söylem ortaya koyuyor. Biz Saadet Partililer olarak ayrışmayı değil yüreklerin bir attığı bir Türkiye diyoruz. Yüreklerimiz bir olursa her türlü toplumsal sorunu daha iyi anlar ve müdahale edebiliriz. Ayrıca bu olay vesilesiyle AB uyum yasaları çerçevesinde idam cezasının kaldırılmasının ne kadar yanlış olduğu görülmüştür. Saadet Partisi olarak, ‘İdam tekrar geri gelsin!’ diyoruz. İstenirse bir gecede çıkan kanunlar gibi vakit kaybetmeden idamı acilen yasalarımıza konmasını günlerdir kanayan bütün vicdanlar adına istiyoruz. Tekrar feci şekilde öldürülen yavrumuza rahmet, ailesine ve tüm ülkemize başsağlığı diliyoruz” şeklinde konuştu.
Editör: Pusula Gazetesi