Hürriyet Gazetesinin deneyimli muhabirlerinden Zonguldaklı
gazeteci Fatma Aksu bu kez karşılaştığı domatesi yazdı.
Aksu, geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı yazısında şunları
yazdı;
Türkiyede son yıllarda yaşanan gıda terörüne karşı yetkililer vatandaşı uyarırken, biz de sözüm evde kendimize organik bir ramazan menüsü hazırlayalım istedik. Bir kaç gün önce pazardan satın alınan ancak buzdolabında yer olmadığından, havaların da serin gitmesi nedeniyle balkona konan domatesleri alıp yemek yapmaya koyulduk.
Domates soslu biber kızartması ve yine güveçte tereyağlı mantarı için domatesleri yıkayıp doğramaya koyulunca, o da ne! Domatesin içinde bugüne kadar hiç görmediğim bir manzara. Domatesin kabuklarını soyup ikiye böldük, çekirdeklerinin olduğu bölümden bir uç çıkmış. Neyin nesidir diye çekirdekli bölümü bıçakla eseleyince birden Anneee, domatesten yaratık çıktı diye irkildim.
İri bir tırtıl görünümündeki nesnenin ne olduğunu anlamak
için merakla domatesleri dörde bölmeye böldüğümde, çekirdek yuvasının bulunduğu
çukurun, neredeyse köklenip boy atmaya başlayan filizlerin fışkırdığını görüp,
gözlerime inanamadım.
GÖRENİ ŞAŞKINA UĞRATAN DOMATESLER!
Domatesin dolapta ya da dışarıda, fazla beklemekten
çürüdüğüne tanık olmuştum ama sapasağlam görünümlü bir domatesin içinde yaşanan
böyle bir dönüşüme hiç tanık olmamıştım.
Domates ikiye ya da dörde bölmeye devam ederek, minik
domates fidelerini bir tabağa aldım. Bir süre bu domatesin yenip yenmeyeceği
konusunda kararsız kaldım. O sırada başka seçeneğim olmadığı için sos olarak
hazırladım. Gece misafirliğe gelen yeğenim, büyük bir iştahla güveçte mantara
yumulurken, masada tabak içinde duran sözde yemeğin de tadına bakmasını
istedim.
Uzakdoğu mutfağını çağrıştıran soslu erişte görünümündeki
tabağa çatalı atında tabi ki espriyi uzatmayıp Dur diyerek önünden alıp,
kendisine durumu açıkladım. Daha sonra fotoğrafını çektiğim domates
filizlerinin görüntüsünü kime gösterdiysem midesi bulanıp, bakamadı bile.
UZMANLAR NE DİYOR?
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi
Yrd.Doç.Dr. Zafer Makaracı, konu ile ilgili yaptığı açıklamada: "Bu olaya
´vivipari´ adı verilir. Tohumun henüz meyve içerisinde çimlenmesi olayıdır.
Domates ve biber gibi bitkilerde görülebilir. Tohumdaki ABA (Absisik asit
seviyesinin düşük olmasından kaynaklanır). GDO yada hormon kullanımı ile ilgisi
yoktur. Bu olay tamamen şansa bağlıdır" dedi.
Ziraat Mühendisi Ural CANBOLAT da söz konusu fotoğrafla
ilgili olarak, "Domates bitkisinin olgun meyvalarının bazen saklama
koşullarından, bazen yetiştiricilik koşullarından nadiren de domates bitkisine
has bazı hastalık etmenlerinden kaynaklı olarak embriyonun dormansisinin (uyku
hali) kırılıp meyve içerisinde çimlenmesidir. Hiçbir şekilde GDO, hibrit,
ithal, yerli gibi kavramlarla direkt bir bağlantısı yoktur. Tamamen domates
bitkisinin doğası gereği olan, belki de neslini devam ettirme yönünde
geliştirdiği bir tepkisidir" dedi. Canbolat, Uzakdoğu´da bu ve benzeri
çimlendirilmiş tohumların tüketiminin çok yaygın bir kültür olduğunun da altını
çizdi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Doç. Dr. Süleyman CENKCİ:
Bahsettiğiniz olay bir mutasyon sonucu oluşuyor. Normalde tüm tohumlar belirli
bir olgunluğa geldiklerinde kök ve gövdeyi verecek embriyo susuzlaştırılır
(kuruma), set kılıflarla kaplanır. Bunu ağırlıklı olarak absisik asit denilen
bir hormon yapar. Tohumlar daha sonraları meyveden kurtulduktan sonra uygun
ortamda çimlenir. Fakat burada meyve içinde çimlenme durumu ve mutasyonla
oluşuyor. Bitki fizyologları buna VİVİPARİ diyorlar.
´KORKULACAK BİRŞEY YOK´
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İstanbul Şube Başkanı
Ahmet Atalık, görüntüsü ile tedirginlik yaratan domatesin bir benzeri ile
ilgili daha önce hurriyet.com.tr´ye yaptığı açıklamada "Korkulacak bir
şey" demişti.
Atalık Ben durumu bilmeme rağmen ilk anda ürperirim, ne
oluyor derim diye konuştuktan sonra Bu erkenci domates. Diğer domateslerden
hiçbir farkı yok. Erkenci domates olduğu için çimlenebiliyor. Burada saklanma
koşulları önemli. Nemli ve ışıklı ortamdaysa çimlenebilir. Hele domateste
zedelenme varsa çimlenme daha kısa sürede olur. Serin ve karanlık yerde
saklanması gerekir. Atalık, söz konusu
domatesin de rahatlıkla yenebileceğine işaret etmişti