Memur-Sen Zonguldak İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Zonguldak Şube Başkanı Kamuran Aşkar, 2013-2014 eğitim ve öğretim yılının birinci dönemini değerlendirdi. Aşkar, birinci dönemin eğitim çalışanları açısından çözümün öne çıktığı bir dönem olduğunu ifade etti. “ÇÖZÜM ODAKLI YENİ ANLAYIŞIN İKİNCİ DÖNEMDE DE ARTARAK SÜRMESİNİ BEKLİYORUZ”

Çözümün öne çıktığı yoğun bir dönem geçirdiklerini ifade eden Aşkar, şöyle konuştu:

“2013-2014 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat dönemi eğitim çalışanları açısından çözümün öne çıktığı bir dönem olmuştur. Yaklaşık 17 milyon öğrencinin karne ile buluştuğu birinci dönemde önemli değişiklikler meydana gelmiştir. 2014-2015 yılı için imzaladığımız toplu sözleşme sonuçlarıyla yüzleri gülen eğitim çalışanlarının, geride bıraktığımız dönem içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı merkezli olumlu çalışmalarla morallerinin yükseltilmesini istemiştik. Her eğitim-öğretim yılı başında, ortasında ve sonunda yaptığımız açıklamalarda çözümlerden ziyade sorunların öne çıkmasıyla klişeleşen açıklamaların tersine, bu dönem için hakkı teslim ediyor ve çözüm odaklı yeni anlayışın ikinci dönemde artarak sürmesini bekliyoruz. Ülkemizde kadınların eğitim ve çalışma hayatının önüne konulan en büyük bariyer olan başörtülü kadınlara devlet eliyle şiddetin sembolü haline dönüşen, kamusal alan yalanının arkasına gizlenmiş faşizan uygulama artık tarih olmuştur. Eğitim Bir-Sen başta olmak üzere, Memur-Sen ailesi olarak yaptığımız çeşitli eylem ve etkinliklerden sonra 12 milyon 300 bin imza ile hükümetin kapısını çalmamız ve akabinde 8 ay süren sivil itaatsizlik eylemimiz tarihi yasağı 8 Ekim 2013 itibarıyla tarih yapmıştır. Kadınların kategorilere ayrılmadığı, temel insan hakları bağlamında ayrımcılığa tabi tutulmadığı ve ötekileştirilmediği yeni bir dönem başlamıştır. Bürokraside en büyük insan kıyımının yapıldığı 28 Şubat döneminin açtığı yaraların sarılması noktasında geçmişte de olumlu adımlar atılmıştı fakat bu dönem içerisinde özellikle Milli Eğitim’de mağdurların hakları önemli oranda iade edilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı, 28 Şubat mağdurları ile ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarından önce genelge yayınlamış ve akabinde yapılan müracaatlar sonrası mağdurların yeniden iş başı yapmasını sağlamıştır. 1933 yılında, dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından kaleme alınan ve 1972 ile 1997 yıllarında üzerinde çeşitli değişiklikler yapılan And’ın okullarda okutulması uygulamasına son verilmiştir. Din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engellerden biri olan kamu kurum ve kuruluşlarında ibadet yerlerinin bulunmaması sorunu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından göz önüne alınmış ve konuya ilişkin imkânlar ölçüsünde ibadet yeri tahsisi konulu yazıyla talimat verilmiştir. 4+4+4 yeni eğitim sistemine geçiş aşamasında süratle atılması gereken adımların zamana yayılması dolayısıyla baş gösteren sorunların başında gelen okul dönüşümlerinin yeni eğitim sistemine uygun olarak yapılamaması sorunu çözüme kavuşturulmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik yayınlanmış ve uzun yıllar yapılmayan şube müdürlüğüne yükselme sınavları yapılmıştır. Bu sınavın yapılmasını, eğitim çalışanlarının kariyer yükselmelerinde olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. Bununla birlikte memur ve şefliğe yükselmek için görevde yükselme, tekniker ve teknisyenlik için unvan değişikliği sınavlarının da gündeme alınmasını son derece önemli buluyoruz. Bakanlığın öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değişikliği mağduriyetlerini minimize etmek için attığı adımlar, eğitim çalışanları tarafından takdir edilmekle birlikte il içi ve il dışı özür durumuna bağlı atamaları henüz gerçekleşmeyen bir kısım öğretmenlerin de mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir. Aralık 2013’te öğretmenlere alan değişikliği yapılma imkânı verilmiştir. Alan değişikliğiyle bazı sınıf öğretmenlerinin alanları itibarı ile atanabilecekleri alanlara geçmelerine imkân tanınmıştır. Sınıf öğretmeni olup zihinsel engelliler sınıf öğretmenliğine alan değişikliği ile geçiş yapanlara yönelik Danıştay tarafından verilen iptal kararıyla atamaları iptal edilenlere alan değişikliği imkânı verilmediği için mağduriyetler yaşanmıştır. Diğer yandan, bazı yöneticilere alan değişikliğinde imkân verilmemesi nedeniyle yaşanan sorunlar dışında önemli oranda çözüm ortaya konulmuştur. Çözüme kavuşturulmayan talepler ilerleyen günlerde yeniden gündeme alınmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, son 10 yılda LGS, OKS, SBS gibi sistem değişiklikleriyle ortaöğretime geçiş sistemi konusundaki arayışına ‘Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş’ sistemi ile bir yenisini eklemiştir. Merkezi sınavların sayısının artırılarak öne çıkarıldığı yeni sistemin eğitimde yapılan son sistem değişikliği olmasını diliyoruz. İktidar ve muhalefet partilerinin parti programlarında yer alan dershanelerin özel okula dönüştürülmesi ve velinin iki ayrı masraf yapmasının önüne geçilmesi hedefi, çeşitli tartışmalarla birlikte hayata geçirilmektedir.”

“DERSHANELERİN ÖZEL OKULLARA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ PROJESİ VAATTEN İCRAATA DÖNÜŞTÜRÜLMEKTEDİR”

“Eğitim Bir-Sen olarak, dershane sektöründe çalışan, hizmet üreten insanların mağdur edilmediği çözümler üretilmesini, teşviklerle yeni kapılar açılması düşüncesini, veliye ikinci yük getirmeyeceği için olumlu buluyor ve sektör temsilcilerinin taleplerinin de müzakere edildiği ortak çözümlerle sağlıklı bir dönüşümün yapılmasını arzuluyoruz. Öğretmenlerin ve bakanlık personelinin özlük hakları ile ilgili soru sorunlarını iletebileceği 444 9 446 numaralı özel danışma hattı kurulmuştur. İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan ‘hat’a özlük hakları ile ilgili sorular sorulabilmektedir. 6 Ocak 2014’te uygulamaya geçen hattı önemli bir adım olarak buluyor, bunun ihtiyaca cevap verecek şekilde güçlendirilmesini bekliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ikinci dönemde en fazla yoğunlaşması gereken konuların başında, yılan hikâyesine dönen ‘öğretmenlerin kariyer basamakları’ gelmelidir. 2004 yılında yasal düzenleme yapılan ve sınavlar sonucunda 2006 yılında ilk defa uzman öğretmenlik unvanı verilen kariyer basamakları uygulamasında, Anayasa Mahkemesi kararı sonrası Bakanlığın gerekli adımları ivedilikle atmaması üzerine eşitler arasında bir eşitsizlik oluşmuştur. Diğer yandan, tezli yüksek lisans yapanların açtıkları on binlerce dava yerel mahkemelerde öğretmenlerin lehine sonuçlanmış, daha sonra ise Danıştay bu kararı öğretmenlerin aleyhine olacak şekilde reddetmiştir. Şu anda on binlerce öğretmen mağdur durumdadır. On binlerce davanın açılmasına neden olan sorun acilen çözülmelidir. Ek ders esaslarında dengesizlik ve mağduriyetlere sebebiyet veren hükümler halen değiştirilmemiştir. 2006 yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders esasları sekiz yıla yakın bir süredir uygulanmaktadır, ancak değiştiği günden beri bazı dengesizlikler ve adaletsizlikler devam etmektedir. Sendika olarak hazırlayıp bakanlığa sunduğumuz taslak metin mutlaka dikkate alınmalı, gerekli değişiklikler bir an önce yapılmalıdır. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ek ders ücretleri ve nöbetler için ödenmeyen ek ders ücretleri gibi önemli sorunlar mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır. Zaruri giderler dâhil ücretli personel gibi kaçınılmaz masraflar okul aile birliği bütçesinden karşılanmakta, dolayısıyla okul yönetimi, öğrenci ve veli arasına, iletişimi perdeleyen mali konular yeni yeni sorunlara neden olmaktadır.”

“OKULLARDA TAHSİLDARLIK DÖNEMİ ARTIK TARİH OLMALIDIR”

“Okulların mali sorunları yük olmaktan çıkarılmalı ve eğitim yöneticilerinin asli işlerine yoğunlaşması sağlanarak eğitim liderliği yapmalarına fırsat verilmelidir. Bu nedenle, eğitim kurumlarında öğrenci başına bütçe uygulaması kaçınılmaz olmuştur. Okullarda tahsildarlık dönemi artık tarih olmalıdır. Eğitim sisteminde, okul dönüşümleri gibi önemli değişim süreçleri yaşanmasına rağmen, eğitim kurumlarındaki yönetici ve öğretmen normları ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadığından, işleyiş ve uygulamalara bağlı ciddi sorunlarla birlikte hukuki sorunların da yaşanmasına neden olunmaktadır. Binlerce öğretmen ve yöneticinin mağduriyetine neden olan norm kadro yönetmeliğinde gerekli değişiklikler yapılarak bir an önce yayınlanmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında çalışan yardımcı hizmetli, memur, şef vb. eğitim çalışanlarının görev tanımlarını içeren bir metin bulunmamaktadır. Bu durum keyfiliklere neden olduğundan, çalışanlar mağdur olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu personelin görev tanımları netleşmelidir. 13 Ekim 2014’te yapılacağı ilan edilen görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı için kılavuz erkenden yayınlanmalı ve adayların sınavda sorumlu tutulacağı konular belirlenmelidir. 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin yayınlaması üzerinden 2,5 yıl geçmesine rağmen öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği halen güncellenememiştir. Söz konusu yönetmeliğin özellikle isteğe bağlı il içi ve il dışı yer değiştirme, özür durumuna bağlı yer değiştirmelerde yaşanan sorunların çözümünde yetersiz kalınmıştır. Yer değiştirme uygulamasında yaşanan atama sorunlarının en aza indirilmesinde becayiş sistemi elzem hale gelmiştir. Yönetmelik çalışmasına paydaşlarla birlikte son şekli verilmeli ve gerekli değişiklikler yapılarak bir an önce yayınlanmalıdır. 1927 yılında Ortaöğretim Dairesi’nin eğitimin karma olması yönündeki teklifine zamanın Talim ve Terbiye Dairesi’nin karşı çıkmasına rağmen Maarif Vekili Mustafa Necati tarafından hayata geçirilen ve 28 Şubat’ta kalıcı hale getirilmesi için Milli Eğitim Kanunu’nda değişiklik yapılan karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir. 1999’da Milli Eğitim Kanunu’nun 15’inci maddesini ‘Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ şeklinde değiştirenler, özel eğitim kurumlarını ve dershaneleri dahi kapsayacak şekilde dayatmanın sınırlarını genişleterek Avrupa’da ‘Yüzyılın Pedagojik Yanlışı’ diye adlandırılan, bilimsel verilerin iddiaları doğruladığı bir yanlışa herkesi mahkûm etmiştir. Devletin görevi, insanlara dayatma yapmak değil, demokratik haklarını tanımaktır. Bakanlığın bu konuda üzerine düşen görevi yerine getirmesini bekliyoruz.”

“ÖĞRENCİLERİN KILIK VE KIYAFET YÖNETMELİĞİNDEKİ SINIRLAMA KALDIRILMALIDIR”

“Kasım 2012’de Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklikle imam hatip ortaokulları ve liseleri ile çok programlı liselerin imam hatip programlarında tüm derslerde kız öğrencilere hakları iade edilmiş, inancı gereği başlarını örtmek isteyen öğrencilere dayatmadan vazgeçilmiştir. Ortaokul ve liselerde ise sadece seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecekleri hüküm altına alınarak ders merkezli özgürlük anlayışı gibi ucube bir yaklaşım meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Bakanlık, hiçbir öğrencinin inanç özgürlüğünü kısıtlamamalı, yönetmelikteki sınırlamayı kaldırarak, kız öğrencilerin haklarını toptan iade etmelidir. 1982 yılından kalma darbe döneminin iklimini yansıtan kamu personeline yönelik kılık ve kıyafet yönetmeliği bir an önce değiştirilmelidir. Çalışanların saçı, bıyığı, ayakkabı topuk boyu, pantolonunun kumaşı, kazağının yakası gibi birçok gereksiz ve gülünç ayrıntıları içeren ucube yönetmelik tarihteki kirli yerini almalıdır. Okullarda disiplin namına bir şey bırakmayan, öğrencilerin ve bazı velilerin maksatlı şikâyetleriyle eğitimcilerin azim ve şevkini kıran, okul yönetimlerini gereksiz meşguliyetlerin içerisine sokup eğitimin kalitesine odaklanmalarına engel olan Alo 147 Hattı kapatılmalıdır. Okul yöneticiliklerine atanma kriterleri içerisinde bulunan fakat son yönetici atama yönetmeliği değişikliği ile kaldırılan yeniden atanma hakkı geri getirilmelidir. Eğitim Bir-Sen olarak, Kurum İdari Kurulu (KİK) toplantısına taşıdığımız ve çözüm beklentimizi ifade ettiğimiz yeniden atama hakkı konusunda ikinci kanaat dönemi beklenmeden ara dönemde çözüm üretilmelidir. Müfredat ve ders kitapları yeni eğitim sistemine göre yeniden gözden geçirilmeli, değerler-şahsiyet eğitimini esas alan bir içerik doğrultusunda düzenlenmelidir. Eğitim-Bir-Sen olarak, ara dönemin öğrencilerimiz ve eğitim çalışanları için verimli ve hayırlı olması; ikinci dönemin, sorunların tamamının çözüme kavuşturulduğu bir dönem olması temennisiyle, başarılı öğrencilerimizi kutluyor, karnelerin aynı zamanda velilere de verildiği gerçeğini hatırlatarak iyi tatiller diliyoruz.”
Editör: Pusula Gazetesi