CHP Zonguldak Milletvekilleri Ali İhsan Köktürk ve Mehmet Haberal tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan önergede şöyle denildi:
“17 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı Karadon Müessese Müdürlüğüne bağlı maden ocağında taşeron firma tarafından sürdürülen galeri açma çalışmaları sırasında meydana gelen grizu patlamasında 30 madencimiz yaşamını yitirmişti.
Yine, 7 Ocak 2013 tarihinde, TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü’ne bağlı kömür ocağında, hazırlık işlerini yapan taşeron firmanın çalıştığı eksi 630 kodunda metan gazı püskürmesi sonucu meydana gelen olayın ardından 8 maden işçimiz yaşamını kaybetti. Akabinde, geride bıraktığımız hafta içerisinde, özel kömür ocaklarında peş peşe meydana gelen grizular ve göçükler sonucu 3 maden işçimiz yaşamını yitirdi ve pek çok maden işçimiz yaralandı. Bu acı örneklerden de anlaşılacağı üzere; 1980 sonrasında hızlanan, AKP iktidarınca doruk noktasına ulaştırılan “taşeronlaştırma” ve sosyal devletin ortadan kaldırılarak çalışanların güvencesizlik içine itilmesinin sonuçları, madencilik sektöründe çok acı bir şekilde sıkça görülmektedir. Nitekim, Taşeronlaşma gibi yanlış uygulamalar, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini yok etmiştir. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine, üretimin; teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin hızla terk edilmesine neden olmuştur. Buna bir de kamusal denetimin ve yaptırımın yetersizliği de eklenince facialar birbiri ardı sıra gelmeye başlamıştır. Bugün dünyada madencilik sektöründe en çok ölümlü kaza Türkiye’de meydana gelmektedir. Nüfus - Üretilen kömür oranına göre ölümlü kazalarda Türkiye Çin’in de önüne geçmiştir. Genel Maden İşçileri Sendikasının (GMİS) 15 Nisan 2004 tarihinde; “Kurum adına kazanç yoktur, ama risk çoktur… Yapılan anlaşma ile süresi içinde bitirilmesi istenilen işin çeşitli nedenlerden ötürü istenilen metraja ulaşılamaması durumunda İş Güvenliği ve Sağlığı yönünden ödün verilmesi ihtimali yüksektir.” şeklindeki uyarılarına, Maden Mühendisleri Odasının, pek çok siyasi parti ve sivil toplum örgütünün uyarı ve eylemlerine rağmen, AKP İktidarı döneminde; 2004 yılında, Zonguldak TTK’da üretimin parçalara bölünerek bir kısmının madencilik sektörüyle ilgisi olmayan, faaliyet alanı inşaat alanı olarak görülen taşeron firmalara ihale edilmesi sonucu, geçmişin bütünsel üretim süreci ve koordinasyonu ortadan kalkmış, taşkömürü madenciliğinin gerektirdiği güvenlik önlemleri gereğince alınamamış, sendikal örgütlenmesinin ve sendikal denetimin alanı daraltılmış, taşeron firmaların faaliyet gösterdiği çalışma alanlarında pek çok sayıda madencimizin yaşamını yitirmesine neden olan, Sayıştay denetim raporlarına da yansıyan grizular, ölümler meydana gelmiştir. Zonguldak’ta taşkömürü madenciliğinde ölümleri sadece kadere bağlayan, üretim kültürünün bilim ve tekniğin gereklerini bir kenara bırakarak ölümleri sıradanlaştıran - meşrulaştıran anlayış devam ettirilerek, “TTK’da uygulanan politikalar gözden geçirilmez ise; parçalanmış, alt-işverenlerin cirit attığı, düşük ücret, uzun çalışma saatleri ve örgütsüzlüğün yaygın hale geldiği güvencesiz koşullar sabit hale gelecek, 2010’da ve 2013’te yaşadığımız acılar gibi büyük acılar, iş cinayetleri yaşanmaya devam edecektir.” Bu nedenlerle, Zonguldak Kozlu’da meydana gelen ve 8 maden emekçimizin yaşamını yitirdiği grizu faciasının TBMM’de kurulacak bir araştırma komisyonunca kapsamlı bir şekilde incelenerek neden ve sorumluların saptanması, meydana gelen grizular, yaralanma ve ölümlerdeki taşeronlaşmanın payının açığa çıkarılması, gerek TTK’da gerekse özel taşkömürü işletmelerinde, bir daha bu ölümlerin yaşanmaması için alınması gereken önlemlerin tespiti amacıyla, anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılması için gereğinin yapılmasını dileriz.”
Editör: Pusula Gazetesi