Doğalgaz ve elektriğe getirilen zamların tüketicileri zorlaması bir kez daha tasarruflu enerji kullanımını gündeme getirdi. Kömürden artık çevre dostu enerji elde etmenin mümkün olduğunu belirten Enerji Verimliliği Derneği (ENVERDER) Bursa Şubesi Başkanı Mustafa Uysal, "Kömürün siyah olması, uzun yıllardır çevreyi kirletici unsurlarını göz önüne getirdi. Ancak son yıllarda geliştirilen teknolojiler ile kömürden çevre dostu enerji elde etmek mümkün" dedi.
Türkiye´nin enerjide dışa bağımlı hale gelmesinin sürdürülemez bir durum olduğunu vurgulayan Uysal, enerjide yüzde 70 oranında dışa bağımlılığın petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip olmayan bir ülke için büyük sorunlar teşkil ettiğine işaret etti. Türkiye´de rüzgar, güneş ve hidroelektrik santralleri gibi yenilenebilir kaynakların birincil olarak kullanılmadığını vurgulayan Uysal, "Aynı şekilde uzun yıllardan beri ihmal ettiğimiz 12,4 milyar tonunu linyit, 1,33 milyar tonunu taş kömürü oluşturan kömür kaynaklarımız yatırımcı beklemektedir" diye konuştu.
"ZAMLARIN ARKASI GELECEK"
Enerjiye yapılan zamların devamının geleceğini de öne süren ENVERDER Bursa Şubesi Başkanı Mustafa Uysal, şunları kaydetti:
"Artan ihtiyaçlar ve küresel kriz etkisi ile birlikte enerjide önemli bir bağımlılığımız olan petrol, doğalgaz ve muhtelif kaynak talebine karşı yerli kaynaklarımıza yönelmek artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Muhtemel enerji zamlarına karşı vatandaşlarımız hazırlıklı olmalı. Enerji verimliliğinin yanı sıra yerli potansiyellerimizi kullanarak kaynak çeşitliliğimizi artırmalı ve dışa bağımlılığımızı azaltmalıyız."
"LİNYİT VE TAŞKÖMÜRÜ REZERVLERİMİZ YETERLİ"
Türkiye´nin rezerv ve üretim miktarları açısından linyitte dünya ölçeğinde orta düzeyde, taş kömüründe ise alt düzeyde olduğunu anlatan Uysal, toplam dünya linyit rezervinin yaklaşık yüzde 1,6´sının ülkemizde bulunduğunu belirtti.
Linyit kaynaklarının büyük kısmının ısıl değeri düşük olduğundan termik santrallerde kullanıldığını altını çizen Uysal, şöyle devam etti: "Ülkemizin en önemli taş kömürü rezervleri ise Zonguldak ve civarındadır. Zonguldak Havzası´ndaki toplam taş kömürü rezervi 1,322 milyar ton, buna karşılık görünür rezerv ise 519 milyon ton düzeyinde bulunmaktadır. Bu potansiyeli gören Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2023 vizyon programında yerli kömür kaynaklarının tamamının ekonomiye kazandırılması için program başlattı. Aynı şekilde TÜBİTAK, Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu´na sunduğu raporda enerjiyi öncelikli geliştirme alanı olarak seçti ve özellikle kömür teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik çağrılara çıktı. Bu çağrılarda gazlaştırma, piroliz, kömürden bioyakıt elde edilmesi gibi pek çok alanlarda başvurular oldu."
Avrupa´nın en büyük enerji üreticilerinden Fransa ve Almanya´da nükleer ve kömürün en fazla enerji üretilen alan olarak göze çarptığını belirten Uysal, "Alman hükümeti kömür santrallerine destek vereceğine dair açıklamalarıyla, elektrik üretim sanayisinin doğalgaza bağımlı olmasını istemediğine işaret ediyor. 2020 yılına kadar 300 bin megavatlık yeni santral devreye almak zorunda olan Türkiye için de doğalgaza bağımlı bir elektrik arzı en tehlikeli gelişme olarak görülmektedir" şeklinde konuştu.
"KÖMÜR ARTIK ÇEVREYİ KİRLETMİYOR"
Kömür karşıtı grupların en önemli tezi olan kömürün kirli bir kaynak olması konusunda da açıklamalarda bulunan Uysal, "Kömürün kendisinin siyah olması sebebiyle uzun yıllardır çevreyi kirletici unsurları hep göz önüne getirildi. Halbuki günümüzde herhangi bir termik santralin çevreyi kirletmeyecek önlemleri alması, ilgili yönetmelikler ile belirlenmiştir. Ayrıca son yıllarda geliştirilen teknolojiler ile kömürden çevre dostu enerji elde etmek mümkündür. Örneğin; gazlaştırma teknolojisi ile havaya CO2 ve SOx salımları bir doğalgaz santrali seviyesinde salınmaktadır. Diğer taraftan kömürden bioyakıt geliştirme teknolojileri de artık bulunmaktadır. Bu yönüyle kömür santralleri siyah enerji değil beyaz enerji üretim tesisleri haline gelmiştir. Ülkemizin bu kaynaklarını kullanması kadar doğal bir şey olamaz." şeklinde konuştu.
