CHP Adalet Komisyonu üyeleri Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, &[#]8220;Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı&[#]8221;na tepki göstermek amacıyla TBMM&[#]8217;de basın toplantısı düzenlediler.

Ortak basın açıklaması şöyle;

&[#]8220;DEVLET SIRRI ADI ALTINDA SUÇ İŞLENMESİNİN ÖNÜ AÇILACAK&[#]8221;

&[#]8220;Başbakanın başkanlığında, Adalet, Dışişleri, İçişleri ve Milli Savunma Bakanlarından oluşan Devlet Sırrı Değerlendirme Kurulu, hangi belgelerin devlet sırrı oluşturduğuna karar verecektir? Başbakanın Başkanlığında oluşturulan kurulun devlet sırrı niteliğini verdiği belgeler 50 yıl süreyle açıklanamayacak, açıklayanlar ağır cezalara çarptırılacaktır. Neyin devlet sırrı olduğunu, neyin olmadığını, dolayısı ile neleri açıklamanın suç olup olmadığını fiilen Başbakan belirleyeceği bu yasa, demokratik devletin, özgür bireyin katline yönelik bir yasa tasarısıdır. Daha önceki MİT yasası ve benzer yasalarla, dün çıkarılan İnsan hakları kurumu yasası ile bu günde Devlet sırrı yasası ile Başbakanın sahip olduğu yetki; İtalya&[#]8217;nın Musollini&[#]8217;sinde, Almanya&[#]8217;nın Hitlerinde, İspanya&[#]8217;nın Franco&[#]8217;sunda; Şili&[#]8217;nin Pinoşe&[#]8217;sinde ve Dünyanın diğer diktatör liderlerinde bile yoktu. Başbakan; gizli kapaklı işlerin tek bileni olacak. Sırların efendisi, patronu olacak. Başbakan; gizli kapaklı işlerin sır küpü olacak. Bu yasa tasarısı, Başbakanın kurmak istediği &[#]8216;tek adam&[#]8217; modeline, despotik yönetimine yeni bir yasal kılıftır. Bu yasa tasarısı ile otoriter yönetimden totaliter yönetime geçiş sağlanacak; Demokrasi ve özgürlüklerin tabutuna bir çivi daha çakılmış olacaktır. Devlet sırrı adı altında suç işlenmesinin önü açılacak. Birçok bilgi devlet sırrı olarak yargılama süreçlerinden kaçırılacak. Bu yasa; Siyasi iktidarın gizli kapaklı iş yapmasını, kötü yönetimini kurumsallaştıracak. Sorumsuz ve denetimsiz bir ortamda faaliyet göstermesine sağlayacak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan&[#]8217;ın ve yol arkadaşlarının; kapalı kapılar ardında çevirdikleri dolaplar, gizli-kapaklı işler; devlet sırrı olacak ve bu çevrilen dolapları, gizli kapaklı işlerini açıklayanlar; devlet sırrını açıkladıkları gerekçesiyle hapishanelere tıkılacak. Yozlaşma ve yolsuzluklar, daha da artacak. Başbakan ve yol arkadaşları yaptığı gizli kapaklı işlerin hesabını vermekten kurtulacak. Birçok bilgi devlet sırrı olarak yargılama süreçlerinden kaçırılacak. Hiçbir ülkede siyasi iktidara bu boyutta verilmiş açık bir çek yok. Sır alanlarının genişletilmek istenmesi, halktan saklanmak istenen ihlallerin, yolsuzlukların çoğaldığının göstergesidir. Bugün halkımızın temel ihtiyacı; &[#]8216;neyi devlet sırrı yapacağı&[#]8217; konusunda AKP hükümetine açık çek vermek değil, tam aksine &[#]8216;sır alanını&[#]8217; olabildiğince daraltmaktır. Egemenliğin kaynağı, insandadır. Kaynağı insan olan egemenlik ve dolayısıyla bunun cisimleştiği devlet otoritesi sorgulanabilmelidir. Denetlenebilmelidir. İktidara aşırı yetki veren, kişinin bilgi alma (edinme) hakkını ihlal eden, geniş bir gizlilik alanı yaratan, güvenlik/gizlilik=özgürlük/şeffaflık dengesini kurmayan bu düzenleme Anayasanın 13&[#]8217;üncü maddesine aykırı olup, aynı zamanda tasarının Anayasanın 13&[#]8217;üncü maddesinin özel bir tekrarı olan 3/2&[#]8217;nci fıkrası ile de kendi içinde çelişiktir. Mevcut mevzuatımızdaki düzenlemeler dikkate alındığında aslında tasarıya ihtiyaç olmadığı, siyasal iktidarın yetki alanı ve kendini koruma, devlet sırrı kavramını dilediği gibi belirleyerek muhtemel fiilleri nedeniyle sorumsuzluk zırhı yaratma niyetiyle hareket ettiği anlaşılmaktadır.&[#]8221;
Editör: Pusula Gazetesi