Spor programı yorumcusu, teknik direktör Hikmet Karaman, yürürlükte olan ´´Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun´´ hakkındaki kulüpler yönünden görüşlerini, ´´Bu yasayı kimse okumamış ki, kulüpler okumadan imzalamış, bu da aptallık´´ ifadeleriyle dile getirdi.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi´nde (ZKÜ), ´´Futbol Ateşi´´ programının sunucu ve yorumcularını katıldığı bir söyleşi düzenlendi.
ZKÜ Prof. Dr. Arif Amirov Konferans Salonu´nda düzenlenen söyleşide, TRT Spor kanalında yayınlanan programın sunucusu Tunç Elibol ile yorumcuları teknik direktör Hikmet Karaman ve eski hakemlerden Bünyamin Gezer, üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtladı.
Karaman, şike iddialarıyla ilgili yöneltilen bir soru üzerine, televizyonların bugün iddianameyle ilgili ayrıntıları aktarmaya başladığını belirterek, ´´Bu konuyla ilgili biz de deneyim yaşadık. Hiç ummadığınız anda bir takım suçlamalar veya olaylar içerisinde kendinizi bulabiliyorsunuz. Çok dikkatli olmak gerekiyor´´ dedi.
İlişki kurdukları kişiler arasında futbol menajerleri ve oyuncular olduğuna işaret eden Hikmet Karaman, şunları kaydetti:
´´İnsanlarla telefon görüşmeleri, şakalar yapabiliyorsunuz. Bu şakaların ileride çok farklı bir konumla sizi karşı karşıya bıraktığını bu olaylar bize gösterdi. Detaya fazla girmeyeceğim. Tavsiyem, telefon konuşmalarında bile çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü, karşınızdaki kişinin ne işler yaptığını, hangi amaçla sizle konuştuğunuzu bilemiyorsunuz. Benim gibi bir sürü kişi var. Siyasi, spor camiasında olanı da mevcut. Sadece işinize odaklanıp, fazla konuşmadan çalışmanız gerekiyor. Yoğurdu üfleyerek yiyeceğiz.´´
Karaman, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna yönelik bir soruya da şike yaptıkları iddiasıyla istenen hapis cezalarının oranını yüksek bulduğunu, buna da karşı olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
´´Ne yapmış, adam mı öldürmüş- Dünyada ve Avrupa´da örneği yok. Suçlu cezasını çeksin. Bu yasayı kimse okumamış ki, kulüpler okumadan imzalamış, bu da aptallık. Bu yasayı çıkaranlar da aptalmış, nasıl çıkarmışsa- Bize iddianamede sahaya girme yasağı geldi, böyle saçma şey olur mu- İddianame yüzünden sen maç seyretmeye gidemiyorsun. Bunları söylerken, asla suçluları affedelim demiyorum. Suçu işleyenler kim varsa cezasını çeksin, ama makul cezalar olsun.´´
Hikmet Karaman, ´´Hükümet düşer, enflasyon düşer, Ankaragücü de düşecek mi-´´ şeklindeki bir soruyu da, ´´Ankaragücü benim için çok farklı bir kulüp. 3 kez görev aldım, her seferinde de kümede tuttuk. Şu anda Ziya Doğan hocamız orada. Son 3 yılda gelen oyuncuların kalitesine baktığınızda, Ankaragücü ligin ilk 5 sırasında yer alması gerekiyor. Bugünkü durumu ise bütün futbolcuların sözleşmelerini feshedip kaçmış kulüp görünümünde´´ diye cevapladı.

-´´Teşvik primi verilmeli´´-

Eski hakemlerden Bünyamin Gezer de, şikeyle ilgili iddianamede hiçbir hakemin adının geçmediğini, temiz bir hakem camiası olduğunu vurgulayarak, ´´Fransa´nın Lyon takımı Şampiyonlar Ligi´nde Dinamo Zagreb´i 7-1 yenmesi gibi Türkiye´de bir maç oldu mu- Adam golü yiyor, göz kırpıyor. Ben polisim. Emniyet teşkilatının yaptığı çalışmanın arkasındayım. Fakat, ´şunda şike var´ diyeceğiniz maç var mı-´´ ifadelerini kullandı.
Teşvik priminin Türkiye´de verilmesi gerektiğini savunan Gezer, şunları kaydetti:
´´Verilsin, ne zararı var- Teşvik primi ´maçı kazan´ diye verilir, bir futbol takımının görevi zaten maçı kazanmaktır. Bir takım küme düşme hattındayken, büyük takımla maç yaparken kazanmak için her şeyi yapıyor. Ancak, 3 hafta sonra şampiyonluğa oynayan diğer takımla oynarken ligde kalmayı garantilemişse, futbolcu sakatlık numarası yapar, hocalar işi gevşetir, yönetimler para ödememeye başlar. Eşit şartta maç olacak mı- Yönetim de prim koymuyor. Türkiye´de teşvik primi verilsin. Yatırırsın parasını Türkiye Futbol Federasyonu´na, devlet de vergisini keser, direkt o teşvik futbolculara ve teknik adama gider. Türkiye´de teşvik gelir, yönetici alır, maç kazanılır oyuncunun haberi yok. Türkiye böyle bir memleket.´´

-Gezer´in Sabri Sarıoğlu anısı güldürdü-

Bünyamin Gezer, bazı futbolcuların sert davranıştan anladığını, bazılarına ise iyi niyetli davranılması, bir kısmıyla da konuşulmaması gerektiğini ifade ederek, şu anısını anlattı:
´´Galatasaray-Antalyaspor kupa maçını yönettim. Serkan Kurtuluş´u oyundan attım. Arda ile Ayhan benimle uğraşmaya başladılar, seviyorlar beni. ´Bünyamin ağabey yaktın bizi, atılır mıydı´ filan diyorlar. Bir pozisyon oldu, Sabri, Ayhan ve Arda yanıma geldi. Arda ile Ayhan halen beni (ağabey yaktın bizi) diyerek dürtüklüyor. Sabri dedi ki; ´Bünyamin ağabey ne yapsın, bizim adam daldı, mecbur atıldı´. Bunun üzerine Ayhan da (oğlum yenilirsek bizi Florya´ya sokmazlar) dedi. Bunları yaşıyoruz.´´
Söyleşinin sonunda ZKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhlis Bağdigen, ´´Futbol Ateşi´´nin üniversite tarafından yılın en iyi spor programı seçilmesi dolayısıyla Tunç Elibol´a ödülünü takdim etti. Katılımcılara plaket verilmesinin
Editör: Pusula Gazetesi