Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümündeki laboratuvarın sorumlusu Doç. Dr. Kutoğlu, sunum eşliğinde düzenlediği basın toplantısında, Van´da yaşanan depremin ardından depremin ülkenin gündemine oturduğunu, birilerinin bu konu üzerinden rant peşinde koştuğunu söyledi.


Bilinçli ya da bilinçsiz olarak vatandaşlar ve yöneticilere eksik bilgiler verilerek üniversitelerdeki bazı öğretim üyeleri de dahil olmak üzere rant peşinde olanların bulunduğunu iddia eden Doç. Dr. Kutoğlu , şunları kaydetti:


´´Depremle ilgili alınacak önlemler ve erken uyarı sistemleri konusunda maalesef yanlı bilgiler verilmekte ve beklentiler oluşturulmaktadır. Üniversite hocaları olarak ticari kaygılar gütmemeliyiz. Bu konuda karar alacak insanlara doğru bilgiler vermek zorundayız. Bu yıl içinde sürdürdüğümüz araştırmalar kapsamında Bursa´da deprem konusunun en az İstanbul kadar güncel olduğuna yönelik açıklama yapmıştık. Bunun amacı birilerine rant sağlamak değildi. Van´daki gibi´ beklemediğimiz bir olay´ denmemesi için riske dikkat çekmek, gerekli önlemlerin alınması için farkındalık yaratmaktı. Ancak, bizim açıklamamızdan sonra arasında üniversite hocalarının da olduğu bir takım kişilerin, belediyeleri dolaştıkları, ´erken uyarı sistemi kurarak depremi önceden tahmin edelim´ gibi görüşmeler yaptıklarını belirledik. Şu anda dünyada deprem öncesi erken uyarı yapacak sistem söz konusu değildir.´´


Tahminlerde depremin yeri, zamanı ve büyüklüğünün öngörülmesi gerektiğini anlatan Doç. Dr. Kutoğlu, ´´Tek sıkıntı zamandır. Deprem ne zaman olacak? Siz ´5 ay önceden depremi tahmin ettim´ diyemezsiniz. Çünkü, insanları bu kadar süre sokakta tutamazsınız. En az 15-20 saat önceden bilebilmeniz gereklidir. Onun dışındaki açıklamalar yersizdir´´ diye konuştu.



BİLİM İNSANLARINA DUYULAN GÜVEN



Doç. Dr. Kutoğlu, Bursa´da bir kişinin ´´depremi önceden bileceğim´´ diye belediyelerle anlaşma yaptığını, 20´ye yakın da istasyon kurduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:


´´Bu istasyonların birisinin bedeli 25-30 bin liradır. Söz konusu kişi Marmara´da 10 kilometrede bir bu istasyonlardan kurulma gerektiği iddiasında bulunmuş. Bu bilimsel araştırmalara darbe vurur. Biz bilimsel araştırma için kaynak bulamazken, birileri ´kapı kapı dolaşıp erken uyarı sistemi buldum´ diyor, bunların söyledikleri 1975´ten bile bilenen gerçeklerdir. Sonucu olmayan araştırmalara girilmesi kamuoyunun bilim camiasına güvensizliğini getirir. O zaman da gerçek çalışmalar sekteye uğrar. Marmara Bölgesi´nde birileri deprem uyarı sistemi kurduklarını belirtiyor. Yıllardan beri çalışan istasyonları da var. Sadece 2011´de meydana gelen 4´ten büyük depremlerin hangilerini bilmişler? Yerini söyleyebilmişler mi?´´



DEPREM TAHMİNİ BELKİ 20-30 YIL SONRA



Doç. Dr. Kutoğlu, yerel yönetimlerin depremi erken uyarı sistemi gibi yanıltıcı çalışmalardan daha ziyade binaların ve zeminlerin durumunun gözden geçirmesi gerektiğini vurgulayarak, ´´Deprem konusunu çok fazla disiplinin konusudur. Binalardan sadece ´karot´ adı verilen örnekleri almak da doğru değildir. Beton ne kadar dayanaklı olursa olsun bir bina rezonansa (titreşim) girerse yıkılabilir. Zemini kötü yerlerde kesinlikle kentsel dönüşüme gidilmelidir´´ ifadeleri kullandı.



Bir takım bilim insanlarının özel sektördeki bazı kuruluşlarda danışmanlık yaptığını anlatan Doç. Dr. Kutoğlu, şöyle devam etti:


´´Buralardan rant sağlama peşinde koşuyorlar. İnsanlarımızın hayatı söz konusu, bu gibi şeylerden vazgeçilsin. Kamuoyuna bilinçli olarak eksik bilgi veriliyor. Tüm tarafların kendine çeki düzen vermesi lazım. Emin olunmayan konularda da toplumu paranoya sokan bilgiler verilmemesi gerekir. Erken uyarı sistemlerine daha vakit var. Çünkü, bu gibi çalışmalar 35-40 yıldan beri yürütülüyor. 150 yıl önceki depremlerin parametrelerini izleme şansına sahip değiliz. 15-20 yıl öncesine göre iyi durumdayız. Belki 20-30 yıl sonra hava tahmini yapar gibi deprem tahmini yapılabilecek ama şu an için mümkün değil.´´
Editör: Pusula Gazetesi