Ak Parti Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Azize Sibel Gönül&8217;ün Bartın İl Danışma Meclisi toplantısında &8216;Türkiye&8217;yi değiştiriyoruz&8217; şeklindeki sözlerini değerlendiren Karakaş, değişimin olumsuz yönde olduğunu, ülkenin borçları ile birlikte terörün, açlığın, yoksulluğun ve işsizliğin bu dönemde daha çok arttığını ve vatandaşın perişan olduğunu söyledi.





Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Cemal Selim Karakaş, ülkenin bölücü terör örgütü PKK ile vermiş olduğu mücadelede AKP iktidarının uyguladığı politikayı eleştirdi. AKP&8217;nin politikaları yüzünden ülkenin ayrışmaya, etnik kimliklere göre parçalamaya gidecek bir sürece girdiğini belirten Karakaş, &8220;Kendileri de bunun farkındalar. Onların istediklerini yapıyorlar. Fakat Avrupa Birliği (AB)&8217;nin ama IMF gibi dış güçlerin baskısıyla yapıyorlar. Bunları belki Amerika&8217;dan aldıkları talimatla yapıyorlar ama bu ülkeye, bu zamana kadar gelmiş ülkelerin içinde bu konuda en büyük kötülüğü yapan iktidar, AKP iktidarıdır&8221; dedi. AKP Milletvekili Yılmaz Tunç&8217;un CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu için &8216;Medyanın şişirdiği balon&8217; diye bahsetmesine de değinen Karakaş, Kılıçdaroğlu&8217;nun bundan önceki dönemlerde, gerek belediye başkanı adaylığı sürecinde, gerekse genel başkanlık seçimi sürecinde onların milletvekillerini nasıl titrettiğini gördük. Herhalde Başbakanı da titreteceğini düşünerek bu tür yakıştırmalar yapıyorlar&8221; diye konuştu. Murat Başesgioğlu&8217;nun AKP&8217;den istifasını da değerlendiren Karakaş, istifa kararını takdirle karşıladığını belirterek, bundan sonraki süreçte de AKP&8217;nin içinde demokrasiye inanan insanların bu şekilde davranış sergileyeceklerine inandığını ifade etti.



Değişimin doğrultusuna bakılmalı


CHP İl Başkanı Selim Karakaş gazetemize ilk olarak, geçtiğimiz hafta sonu AKP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Azize Sibel Gönül&8217;ün Bartın İl Danışma Meclisi toplantısındaki &8216;Türkiye&8217;yi değiştiriyoruz&8217; sözüne değerlendirdi. Karakaş, &8220;Ak Partinin Türkiye&8217;yi değiştirdiği bir gerçek ama bu değişimin hangi doğrultuda yaşandığına dikkatli bakmak gerekir. Bir kere Sayın Yılmaz Tunç, kullanmış olduğu ifadelerde kendisinden önceki tüm hükümetleri eleştirmekte, onların soyguna ve talana dayandığını ifade ediyor. Bir taraftan da baktığımızda seçmenlerine Demokrat Parti&8217;den başlamak üzere AP ve ANAP&8217;ın da devamı olduklarını söylüyor. Öyle bir seçmen yapısına sahip olan bir siyasi parti, hem &8216;diğer siyasi partilerin devamıyız&8217; diyor, hem de onları eleştiriyor. Seçmenin karşısına çıktıklarında &8216;Biz DP&8217;nin, ANAP&8217;ın, DYP&8217;nin devamıyız&8217; diye yansıtıyorlar ve bir taraftan da &8216;Bunlar memlekette soygun ve talan düzenini kurdular. Biz memleketi değiştiriyoruz. Soygun ve talanı ortadan kaldırıyoruz&8217; diyorlar. Bunun güvenirliğine bakmak lazım&8221; dedi.



Talan yapan gruplar değişti


Karakaş, &8220;Ya o siyasal sistemi eleştirip biz farklı bir partiyiz diye seçmenin karşısına çıkacaksınız ya da bunların devamıyız deyip onların yaptığı icraatları da kabul ediyor olacaksınız. Onların yaptığı icraatları kabul etmeyip, &8216;Biz bunların devamıyız&8217; diyorsanız, bu da seçmeni aldatmak oluyor. Türkiye&8217;de çok şey değişti. Özellikle talan yapan gruplar değişti. En büyük değişim onlarda yaşandı. Bu hükümet döneminde Türkiye&8217;nin kaynakları başka bir kesime aktarılmaya başlandı. Bunları da hep birlikte görüyoruz ve yaşıyoruz. Bakan çocukları, genel başkan çocukları ve başbakan çocuklarının, bir dönem okumak için bursa ihtiyacı olan çocukların bu dönemde gemiler aldıklarını, fabrikalar kurduklarını ve enerji yatırımlarına girdiklerini görüyoruz. Bu grupların hepsine baktığımızda AKP&8217;ye yakın kesimler, hatta onların içinde yönetici pozisyonunda olan insanların çocukları, akrabaları ve yakın akrabaları olduğunu görüyoruz&8221; diye konuştu.



Rantçılar değişti


İl Başkanı Karakaş, &8220;En basitinden Kurucaşile ormanının talanını hepimiz biliyoruz. Bu talanı yapanları da biliyoruz. Gazetelerde manşetlere de çıktı. Bu isimleri tekrar zikretmemize gerek yok. Onları herkes tanıyor. Kendileri de bunu biliyorlar ama haklarında hiçbir şekilde yasal işlem yapmıyorlar. Dolayısıyla Türkiye değişiyor. Değişen şey de, ülkedeki rant düzenini devam ettiren kişilerin farklı insanlar olmasıdır. Baktığımızda işçiye verilen bir ücret artışı yok. Hatta işçiler kendi işlerinde bile sınıflara ayrılmış durumda bulunuyor. Geçenlerde Kozcağız&8217;da bir toplantıya katıldık. Bir sektörde aynı işi yapan insanların 3 ayrı şekilde ücret aldığını gördük. Bu insanlara bu sözleşmeler dayatılmış ve imzalatılmış. Ülkede neyi değiştirdiniz? 200 yılında TTK&8217;ya alınan işçilerle, 2006 ve 2009 yılında alınan işçiler aynı haklara sahipler mi? Değişiklik eğer oysa demek ki siz işçi sınıfından yana tavır almıyorsunuz demektir&8221; şeklinde konuştu.



Üniversite kurmakla olmuyor


AKP&8217;nin sermaye gruplarından yana tavır aldığını belirten Karakaş, &8220;Üstelik kendi yandaşınız olan sermaye gruplarından yana tavır alıyorsunuz. Evet, ülkeyi değiştirdiler. Emekliye ne verdiler? Emekliye 3 kuruş zam yaptılar ama emekli geçinemiyor. Ülkenin doğmamış çocuğu bile şu anda dünyaya borçlu durumunda geliyor. CHP olarak bunun da farkındayız ve Genel Başkanımız da bununla ilgili verileri olduğu gibi tüm ülke gündemine taşıdı. Değişim yapıldı madem ülkede fabrika sayısı mı arttı? Devletin yatırımı mı artı? Üniversite mezunlarına iş mi veriliyor? Eğer bu gençlere istihdam olanağı sağlanamıyorsa ne değiştirildi? Yani ülkenin her yerine üniversite kurmakla bir şey olmuyor. Sonuçta o üniversitelerden mezun olanlara oluşturulacak iş alanları önemlidir. Devletin hiçbir şekilde yeni iş alanları açma yönünde çabası yok. &8216;Ulusal sermaye bu işi yapacak&8217; diyor ama sosyal devlet anlayışını tamamen terk etmiş durumda bulunuyor&8221; ifadesini kullandı.



Karakaş, Tunç&8217;un OSB açıklamasına tepkili


Karakaş, &8220;Sayın Tunç, OSB hakkında açıklamalar yapıyor. Ben bunları birkaç kez eleştirdim, herhalde kendisi bu eleştirileri dikkate almıyor. OSB&8217;deki oluşan fabrikaları onlar mı açmışlar? Bu fabrikalara ortaklar mı? Kendi yandaşlarının fabrikaları mı? Yatırımcı gelmiş fabrika açmış. Bu gayet doğal. Altyapısı hazır bir OSB var. O altyapıyı hazırlayan siyasal iktidar da belli. Bu altyapı DYP-CHP iktidarı döneminde zamanın Sanayi Bakanı Hasan Akyol tarafından hazırlanmıştı. Bu altyapının üstüne 10 metrekare daha sanayi alanı mı kurdunuz? Ülkeyi değiştiriyoruz demek, Amasra&8217;ya termik santral yapmak mı? Tabi bu ülkede bir şeyler değişiyor ama bence bu değişim geniş halk kitlelerinin yanında olan bir değişim değil. Kendi çevrelerine hizmet eden bir zihniyet. Biz bu ülkenin bir padişahlık gibi yönetildiğini düşünüyoruz. Bunun örneklerini de birçok kez yaşadık. En basitinden anayasa değişikliğinde hiçbir siyasi partinin görüşüne başvurulmadan &8216;Bizim değişikliğimiz bu, kabul edip etmezsiniz. İşinize gelirse böyle&8217; deyip dayatılmış bir taslak var&8221; diye konuştu.



Yandaş medya Anayasa Mahkemesine baskı yapıyor


CHP İl Başkanı Selim Karakaş sözlerini şöyle sürdürdü: &8220;Eğer ülkenin böyle bir anayasa değişikliğine ihtiyacı varsa bunu halk talep etmelidir. Halka soruyoruz, halkın da böyle bir talebi yok. Tabi ki, biz de 12 Eylül Anayasası ile yönetilmek istemiyoruz. Bir darbe anayasası ile yönetilmek hiçbir demokrasiye yakışmaz. Fakat bu anayasayı değiştirmenin de bir şekli ve ahlaki yanı vardır. Bence bunlara saygı gösterilmedi. Daha önce de anayasa değişikliği yapıldı ama tüm partiler ile mutabakat yapıldı. Bugün Anayasa Mahkemesi&8217;ne siyasal iktidara yönelik bazı medya gruplarının da baskılarını hepimiz izliyoruz. Tüm bunlara baktığımızda ülkede bir şeyler değiştiği görülüyor ama bunların hiçbiri ne demokrasiden yana ne de halkın yanında değil. Bu değişikliklerin hepsi kendi yandaşlarından yana olarak göze çarpıyor. Fakat ben şuna inanıyorum ki; Türk insanı bunların yolunu kapatacaktır. İlk seçimlerde de bunu görüp, hep birlikte yaşayacağız.



PKK&8217;nın unsuru gibi hareket ediyorlar


Bizim ülkemizin temel nitelikleri ulus devlet olmasıdır. Ulus devlet içinde farklı etnik kimliklere ait, farklı dinlere ait insanlar yaşayacaktır ama bu yaşam ulus devletin kuralları içinde gerçekleşecektir. Bunlar ulus devletin kurallarını açılımlar yapmakla göz ardı ediyorlar. Ülkeyi ayrışmaya, etnik kimliklere göre parçalamaya götürecek bir sürece girdiler. Kendileri de bunun farkındalar. Onların istediklerini yapıyorlar. Fakat Avrupa Birliği (AB)&8217;nin ve IMF gibi dış güçlerin baskısıyla yapıyorlar. Bunları belki Amerika&8217;dan aldıkları talimatla yapıyorlar ama bu ülkeye, bu zamana kadar gelmiş iktidarlar içinde bu konuda en büyük kötülüğü yapan iktidar, AKP iktidarıdır.



İçimiz rahat değil


Aslında Güneydoğu insanının devletiyle bir sıkıntısı yoktur. Güneydoğu insanının maalesef devlete güveni kalmadı. Güneydoğu&8217;da yapılacak işleri, siyasilerin hepsi bizden daha iyi biliyor. Oralara gidip bakıldığında bu görülüyor. Halkın oradaki feodal düzene isyanı vardır. Devlet feodal düzenin yanında yer aldığı için bu olay dolayısıyla devlete bir isyan gibi görünmektedir. Oradaki halkın aslında ağalık ve aşiret düzenine isyanı vardır. Rahmetli Ecevit&8217;in söylediği &8216;Toprak reformu&8217; yapılabilse, bakın Güneydoğu&8217;da sorun kalıyor mu? Aç olan, çocuğunun eğitimini ve sağlığını düşünen toplumlar, eğer sosyal devlet olmanın gereğini yapamıyorsa işte o zaman siyasal olarak başka yerlere kayarlar ve herkesin gördüğü gibi Habur&8217;dan 10-15 tane kişinin Türkiye&8217;ye girerken çekilen görüntüleri halkın PKK&8217;ya desteği varmış imajı yaratıyor. Aslında böyle bir şey yok. Bunları çok iyi tahlil etmek gerekir. Ülkenin değişimi buysa ve bu değişimden içi rahat olan varsa &8216;Rahatım&8217; desin. Benim içim rahat değil. CHP&8217;nin de içi rahat değil.



Eski tedbirler kullanılıyor


Yılmaz Tunç, bir açıdan ANAP&8217;ın devamı olduklarını söylüyor, bir açıdan da 2001&8217;de ülkeyi uçurumun kenarından aldıklarını belirtiyor. Doğrudur ülke hakikaten uçurumun kenarına geldi ama ülkeyi uçurumun kenarına getiren o günkü hükümet değil. 1946&8217;dan beri başlayan bir süreçtir. Ülke sadece 2001&8217;de uçurum kenarına gelmedi. Belki de yarın yine o uçurumun kenarına gelecek. Bunu bilemeyiz. Ülkeyi yönetenler, ülkeyi uçurum kenarına getiriyorlar. O uçurumun kenarına geldiği anda, o hükümetin içinde yer alanların aldığı tedbirler var. O tedbirlerin üstüne artıları koyarsanız ülkeyi kaldırırsınız. O gün alınan tedbirler doğruymuş ki ülke hakikaten bir yerlere gelebilmiş. Bankacılık sistemi düzene oturtuldu, açık pozisyonları kapandı. Ülkemizin bulunduğu yer ve mevkii çok önemlidir. Asya ve Ortadoğu&8217;da yatırım yapan kuruluşların merkezleri ve paraları şu anda Türkiye&8217;de bulunuyor. Çünkü sağlam bir bankacılık sistemi var ve dolayısıyla bunun rahatlığı şu anki hükümette var. Eğer aksine bir şey olurda bu paralar ülkeden çekilirse, o zaman yine bir uçurumun kenarına daha geliriz. Eğer geçmişten gelen bir siyaseti sahipleniyorsanız, iyisi-kötüsü ayırt etmeden her şeyiyle sahipleneceksiniz. Yılmaz Tunç&8217;un o hükümeti neden eleştirdiğini anlamış değiliz. O zaman ANAP&8217;ın, DP&8217;nin, AP&8217;nin, DYP&8217;nin devamı olduğunu söyleyerek ortaya çıkmayacaksın. Bir siyasal zihniyet tümüyle değerlendirilir. Karşıysan, farklı bir zihniyet olduğunu söyleyeceksin. Seçmeni aldatmayacaksın.



Başbakanı titreteceğinden korkuyorlar


Tunç&8217;un, Genel Başkanımıza yapmış olduğu yakıştırmayı şahsen Milletvekilimiz Tunç&8217;a yakıştıramadım. CHP Genel Başkanına bir milletvekilinin &8216;Şişirilmiş bir balon&8217; demesi yakışmıyor. O zaman bizlerde burada Sayın Başbakana, Sayın Cumhurbaşkanına bir sıfat takıp söyleyebiliriz. Fakat böyle bir lüksümüz yok. Bu Yılmaz Tunç&8217;un eğitimine ve bulunduğu konuma yakışmayan bir ifadedir. Ayrıca Kılıçdaroğlu, CHP&8217;nin tüm örgütlerinin desteğini alarak gelmiştir. Söyleyebilecek başka bir sözleri varsa onu söylesinler. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu&8217;nun bundan önceki dönemlerde, gerek belediye başkanı adaylığı sürecinde, gerekse genel başkanlık seçimi sürecinde onların milletvekillerini nasıl titrettiğini gördük. Herhalde Başbakanı da titreteceğini düşünerek bu tür yakıştırmalar yapıyorlar. Böyle bir sözün Tunç&8217;a yakışmadığını belirtmek istiyorum. Kılıçdaroğlu bizim gözümüzde halktan yana ve dürüst bir liderdir. O yüzden AKP&8217;lilerin ne söylediğinin bir önemi yok&8221;


İstifayı takdirle karşıladı


CHP İl Başkanı Karakaş, son olarak geçtiğimiz günlerde AKP&8217;den istifa eden İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu&8217;nun istifasını değerlendirdi. Karakaş, &8220;AKP içinde de ulus devlete inanan ulusalcı insanlar var. Bunların da bir dayanma gücü vardı. Bu dayanma güçleri demek ki Kürt açılımı ve Roman açılımı gibi şeylerle son noktaya çıktı. Sayın Murat Başesgioğlu partiden istifa etti. Bunun gerekçelerini de açıkladı. &8216;Türkiye&8217;nin temel meselelerine ilişkin zamanla ortaya çıkan esaslı görüş ayrılıkları, AKP içerisinde birlikte siyaset yapma imkânını ortadan kaldırmıştır&8217; diyen Başesgioğlu&8217;nun istifa kararını takdirle karşılıyorum. Bundan sonraki süreçte de AKP&8217;nin içinde demokrasiye inanan insanların bu şekilde davranış sergileyeceklerine de inanıyorum&8221; ifadesini kullandı.

Editör: Pusula Gazetesi